Egoları cilalayan sözler...

Öyle sözler vardır ki; söylendiği an insanı duvara şak diye bulunduğu yere çakıverir, olduğu yerde mıhlar insanı, bir otobüste tıklım tıklım seyr-ü sefa ederken mesela; kendinizi limuzinde hissediverirsiniz telefonunuza düşen mesajı okuduğunuzda...

Yolda vitrinlere baka baka gayet salaş bir vaziyette yürürken telefonunuz çalar ve şahane sözler duyarak kendinizi yeryüzünün en şahane kadını ve erkeği zannederek, sokaklara sığmazsınız.

Bilgisayarınıza hiç ummadığınız bir anda öyle bir e-mail gelir ki oturduğunuz tabure bir kral tahtı olur kırmızılar kaplar tüm duvarları, efsunlu harfler kaplar tüm yüreğinizi, kendi kendinize sırıtmalar, saç taramalar falan...

Ya da öylesine alelade çıktığınız bir yolculukta, yanıbaşınıza öyle farklı biri oturuveririr ki; hiç bitmesin istersiniz o yolculuk. Hazır ruh ikizinizi bulmuşken ne bittisi ya!

Son durağı önden giderek kaldırmak istersiniz rotadan. Ya da araç arızalansın ve hiç onarılmadan öylece kalsın orada...

Nedir bu cümleler insanın hiç beklemediği bir anda ayağını yerden kesiveren.

Kendisini iki kat yüksek boyutlara sürükleyerek kendisinden geçirecek kadar GÜÇLÜ HARFLER İLE ÜZERİNE BASA BASA söylenen ve egoları cilalayan tılsımlı kelimeler neler olabilir?

Seni seviyorum!

Ben sensiz bir hiçim, neredesin?

Yokluğunda yarım kalmış gibiyim.

Benim öteki yarım, ne olur gel!

Sensiz olmuyor aşkım.

İyi ki varsın bi tanemmmmmmmm!

Sen bu gül kadar narin ve güzelsin canımın içi.

Yokluğunda hayat durdu zannettim.

Gittiğin zaman, nefes alamadım sevgilim.

İşte bu ve buna benzer cümleler günlük hayatımızın koşuşturmalarında karşımıza bazen hiç ummadığımız bir anda çıkan ya da ilişkinizin olgunlaşan dönemlerinde sürpriz olarak size sunulan bir sevgi yumağıdır.

EGOLARI CİLALAYAN sözlerdir bunlar.

AYAĞINI YERDEN KESEN İNSANIN, KENDİSİNİ ULAŞILMAZ, PAYLAŞILMAZ, ilk tek ve son erkek ya da kadın gibi HİSSETTİREN...

Tabi bu sözlerin ne kadarının kaçta kaçının doğru samimi ve içtenlikle söylendiğini ayırd edebilmemiz için de çok özen göstermeyiz ilk anda tek değerli olan sözleri söyeleyenden çok söylenmiş olmasıdır. Egolar cilalanmıştır ya!

Sevgiyse ne kadar farklı bir şeydir. Söylenmemiş sözlerin arkasında gizlenir çoğu zaman. Çekilen bir mesajın sonuna bir ünlem koyarak anlatılan bir sevgi ifadesi, ya da sembollere sığınarak logolarla verdiğimiz o imalar.

Bir şekilde hangisi samimi hangisi sadece egoları cilalamak adına yazılmıştır bunu ayırd etmek için zaman gerekir, sadece ZAMAN!

Söylense de söylenemeden de kalsa, SEVGİ bir şekilde, yaşanan ilişkiyi, bir virajda kontrollü bir şekilde, uçuruma yuvarlanmadan düze çıkaracak kadar has ve temizdir çünkü. Çünkü ışıl ışıl ve içtendir. Çünkü temizdir.

Sadece iki kelime.

SENİ SEVİYORUM dur bu. Hiç bir amaç gütmeden, karşınızdaki insanın egolarını cilalamak falan umrunuzda olmadan, kalp sesi ile yazılıp çizilivermiştir çünkü ya da söylenmiştir.

Geçici bir heyecandan, sahtekarlıktan, çıkarlardan çok farklı bir gayesi vardır çünkü. SADECE TEK BİR MESAJ VERİR sevdiğine.

Sen benim için gerçekten çok özelsin, önemlisin ve değerlisin. Unutma hayatım! Sen olmadan ben kaybolurum.

İşte siyahla beyazın, çirkinle güzelin, iç içe var olduğu hayatlarımızda, bunları gerektiğince ayırd edebilmemiz dileğiyle...

Sevgisiz kalmayın güzel blog dostlarım.

Nilgün Ç.