Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '14

 
Kategori
Tarih
 

Ekim 1917 Bolşevik (Sosyalist) İhtilâli insanlık tarihinde önemli bir kırılma anıdır

Ekim 1917 Bolşevik (Sosyalist) İhtilâli insanlık tarihinde önemli bir kırılma anıdır
 

'Ekim 1917 Sosyalist Devrimi gerçekleşmeseydi, dünya nasıl bir yer olurdu?' diye düşündüğünüz oldu mu hiç?


1 - Tarihin çok önemli bir sosyo-politik kırılma anı

Ekim Devrimi, Bolşevik Devrimi ya da Rus Devrimi (İhtilâli) diye bilinen büyük sosyo-politik alt-üst oluş, bundan 97 yıl önce, Milâdi Takvime göre 6 Kasım 1917’de, artık terk edilmiş olan Jülyen Takvimine göre ise, 24 Ekim 1917’de gerçekleşmişti.

Petrograd’daki (1922 - 1991 periyodunda Leningrad, 1991’den sonra St. Petersburg) Kışlık Saray bu tarihte Bolşeviklerin eline geçmişti. Monarşi yanlıları, dünyanın belli başlı kapitalist devletlerinin desteğini arkalarına alarak devrimi tanımamış, kurdukları Beyaz Ordu üzerinden Bolşeviklere savaş açmışlardı. 5 yıl süren bu çok kanlı iç savaş, monarşistlerin ezilmesiyle sonuçlanmış, hemen akabinde de 30 Aralık 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB, SSSR, CCCP) kurulmuştu.

Devrimin lider takımının 1 numarası olan Vladimir İlyiç  Lenin’in (1870 – 21 Ocak 1924) ölümüyle birlikte bütün iktidarı elinde toplayan Josef Stalin (1879 – 5 Mart 1953), yaklaşık 30 yıl boyunca SSCB’nin tek hakimi olarak tarih sahnesinde kalmıştır. Stalin, iktidarı döneminde, pratik anlamda demir yumrukla yönettiği halklara; uzun vadede ise (ideoloji, moral ve motivasyon bağlamlarında olmak kaydıyla) Sosyalizm idealine ve Dünya Devrimi ülküsüne çok büyük zararlar vermiştir. Stalin’den sonra iktidara gelen revizyonist klik, 1953 – 1991 döneminde, Stalin’in kimi uygulamalarını tadil etmiş, ancak onlar da dünya halklarının ve emekçi sınıfların umut bağlayabileceği sosyalist pratikleri ve teorik açılımları hayata geçirememiştir.

2 - Bu meseledeki kişisel tercihim

Hem Stalin’i ve hem de onu takip eden revizyonist çizgiyi ciddi manada eleştiren birisiyim. Bu yüzden de adımın, hem Stalinizmin ve hem de Kruşçev - Brejnev Revizyonist Kliği'nin temsil ettikleri ideallere ve politik müktesebata karşı olan bir duruşun ve inancın mümessilleriyle aynı hizaya yazılmasını tercih etmem doğal karşılanmalıdır. Demokratik, güler yüzlü, çoğulcu ve hümanist bir sosyalizme inanmam hasebiyle de, başka türlü bir politik tercihin taşıyıcısı olmam beklenemezdi doğrusu. 

3 - Reel Sosyalizm pratiklerini eleştirmek

Rusya’da 1917 – 1991 sürecinde yaşanan 75 yılda, esas itibarıyla özgürlükçü, demokratik, güler yüzlü, vicdanlı, hümanist ve gerçekten emek yanlısı pratiklere imza atabilen bir sosyalist rejim ne yazık ki kurulamamıştır. Lenin’in hayatta ve Sosyalist Devletin başında olduğu 1917 - 1924 dönemi, bütün bir SSCB tarihinin nispeten daha umut verici pratiklerinin ve beklentilerinin yaşandığına şahit oldu insanlık ve onun tarih denen büyük anlatısı. Bu süreç, (ağır bir emperyalist-kapitalist kuşatma-dayatma-ambargo-tehdit-provokasyon baskısı altındayken yaşanan) uzun ve kanlı bir iç savaş ve ardından patlak veren ağır ekonomik krizler yüzünden, daha doğum aşamasındayken boğularak ademe mahkûm edilmeye çalışıldığı çok kritik ve bir o kadar da talihsiz bir geçiş evresi olarak yukarıda zikrettiğim tarih denilen o büyük ‘beşeri muhasebe kaydı’nın sayfaları arasındaki yerini almıştır.

Yukarıda da belirtildiği üzere, hem Stalin ve hem de onun mirasını reddettikleri iddiası üzerinden siyaset yapan revizyonist klik, 68 yıl süren iktidarları boyunca sürekli olarak sosyalizme ihanet eden ‘reel sosyalist’ pratiklerin eyleyicileri olmuştur. ‘Reel sosyalist’ uygulamalar, bir taraftan onlara doğrudan maruz kalan yüzlerce milyon insanın hayatını pratik ve maddi manada çok olumsuz etkilemiş; öbür taraftan, bu satırların yazarının da arasında olduğu, yeryüzündeki on milyonlarca sosyalisti, sosyalizmden ve sosyalist mücadeleden soğutup kopararak sosyalizm ve dünya sosyalist devrimi ideallerine öldürücü darbeler indirmiştir.  

1991 – 2014 Aralık döneminde yaşanan kapitalizmin restorasyonu süreci sırasında, en vahşisinden olmak kaydıyla, pazar ekonomisinin inşa edilebilmesi ve buna ‘sosyalist toplum’dan neredeyse hiç tepki yükselmemiş olması; diğer bir deyişle, karşı-devrim devrimi yok ederken Sovyet halklarının devrime sahip çıkmamaları, söz konusu coğrafyada 1917 Devrimi sonrasında inşa edildiği iddia edilen sosyalist toplumun esasen ne denli yanlış anlayışlarla projelendirilmiş olduğuna da işaret etmektedir.

4 - Her şeye rağmen Elim Devrimi yoksullar ve ezilenler adına kazanımlara yol açtı

Stalinizme ve onu takip eden revizyonist Sovyet idaresine bu denli ağır eleştirilerde bulunmama karşın; bir hususun altını çizmezsem, bunun da objektif ve vicdanlı aydın tavrıyla çelişeceğine inanıyorum.

SSCB’deki reel sosyalist uygulamaları en ağır şekilde eleştirmek, şu soruların nesnel, ahlâki ve vicdanlı ölçütler içerisinde cevaplandırılması halinde kaale alınabilir ve samimi bulunabilirler.

İşte o kritik sorular:

1 – Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, başta Afrika olmak üzere, Asya ve L. Amerika’daki onlarca ülke, hükmü altına girdikleri emperyalizmin doğrudan sömürgecilik cenderesinden o denli rahat kurtulabilir miydi?

2 – Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, emekçi sınıflar, 20. asır boyunca küresel olarak elde ettikleri kazanımları yine de elde edebilirler miydi?

3 - Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, kapitalist sistemle büyük bir rekabete girişen sosyalist kampın ateşlediği bilimsel ve teknolojik ilerlemelerde 20. asır boyunca yaşanan o devrim niteliğindeki patlama yine yaşanır mıydı?

4 - Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, insanoğlunun uzayı fethetmek için giriştiği o heyecan verici bilimsel rekabet ve yarış süreci yine söz konusu olur muydu?

5 - Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, ABD kapitalizmi, içine düştüğü en ağır ekonomik kriz olan 1929 – 1933 buhranından çıkmasına yardımcı olan solcu ‘New Deal’ programını yine uygulayabilir miydi?

6 - Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, her alandaki ve her daldaki rekorların paramparça edilmesine yol açan o inanılmaz spor rekabeti yine gerçekleşebilir miydi?

7 - Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, insan ömrünün 1 asırda ortalama olarak 30 yıl uzamasına neden olan o tıbbi atılımlar çağı yaşanır mıydı?

8 - Sovyet Devrimi başarılı olmasaydı, sosyal bilimlerin hemen her alanında üretilen devasa boyuttaki o eleştirel ve muhalif literatür üzerinden, kapitalist sistemin bu denli ayrıntılı bir kritiği yapılabilir miydi?

Ekim Devriminin 97. yılı vesilesiyle, insanlık tarihinin en önemli olaylarından olan bu olguyu eleştirdiğimizde, yukarıda birkaç tanesini sıraladığım (konuya dair düşünenlerin sayısını kolaylıkla arttırabilecekleri) kritik ve önemli soruların da samimi ve nesnel bir yaklaşımla cevaplanmasında fayda vardır. Etkileri hala şu ya da bu şekilde hissedilmekte olan bir tarihi hadisenin objektif muhasebesinin ancak bu şekilde gerçekleştirilebileceğine inananlardanım.

 
Toplam blog
: 297
: 1623
Kayıt tarihi
: 29.08.11
 
 

1958 Fatih / İstanbul doğumlu. Etiler Lisesi ve İTÜ Maden Fakültesi Petrol Mühendisliği Bölümü me..