Ekonomide AKP'nin 13 yıllık karnesi...

Siyasi arenada kimin eli kimin cebinde hiç belli değil. Kim kiminle görüşüyor, kim kimin kuyusunu kazıyor o da hiç belli değil.

Saray ile siyasetin arasına kara kedi girmek üzere. ‘Saray entrikaları ‘ ülkeyi kaosa doğru sürüklerken, kurulan ‘vekil pazarları’ da ülke gündemine bomba gibi düştü!

Bu arada hükümetin yetkisiz olmasına teamüllere aykırı olmasına rağmen, önemli atamalar yaparak, bir nevi biz iktidarı bırakmayacağız algısı yaratılmaya çalışılıyor.

Bu arada ekonomiyle ilgili hiç kimse söz etmiyor. Ekonomiden sorumlu bakanların ağzını bıçak açmıyor. Özellikle Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, seçime katılamama ve tekrara seçilmememin verdi küskünlükle bir kenarda sessizce duruyor. İktidar adına Ağlamadan Sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç her gün kanal kanal gezerek, yaptığı itiraflarla halkı oyalamaya çalışıyor.

Biz gelelim ekonomiye:

AKP’nin, iktidarı boyunca en çok övündüğü, en başarı kazandığı alan olan ekonomi tel tel dökülüyor. Rakamlar, 13 yıldır iktidarda olan partinin dışarıdan gelen sıcak paraya ve ucuz emeğe dayalı ekonomik modelinin artık duvara tosladığını gösteriyor.

AKP’nin ekonomi karnesine bakıldığında 2002 yılında 600 milyon dolar olan cari açığın 45.5 milyar dolara, 1 lira 69 kuruş olan 1 litre benzinin fiyatı bugün 4 lira 90 kuruş, 15 kuruş olan ekmeğin 1 liraya çıktığı görülüyor.

Yine 13 yıl önce yüzde 10.3 oranında olan işsizlik bugün yüzde 11.2’ye, 748 milyon lira olan protestolu senet tutarının 8.2 milyar liraya yükseldiği gerçeği gözler önünde.

Yükselişteki rakamların yanı sıra düşüşte de en önemli kalem büyüme rakamında görülüyor. Türkiye 2002 yılında yüzde 6.2 oranında büyürken, 2014 itibarıyla bu rakam yüzde 2.9’a gerilemiş bulunuyor.

Türkiye’nin kanayan yaralarından biri olan istihdam piyasası, son yıllarda yüksek işsizlik oranlarıyla daha da içinden çıkılmaz hale geldi.

Resmi rakamlarla gerçek rakamlar arasında her zaman büyük bir fark olduğu kabul görürken, hâlâ 2000 yılındaki işsiz sayısının iki katına yakın işsizimiz var.

Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre, 2000 yılında 1 milyon 497 bin olan işsiz sayısı, krizin patlak verdiği 2001 yılında 1 milyon 967 bine çıkmıştı.

İşsiz sayısını 2002’de 2 milyon 464 bin kişi olarak alan AKP iktidarı 13 yıl içinde bu sayıyı 762 bin kişi daha artırarak 3.2 milyonun üzerinde bir ordu haline getirdi.

İktidar, kırık notlarından biri olan işsizlikte giderek batağa saplanırken, yoksulluk sayısında da kötü not almaya devam ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), aylık 500 lira ve altındaki gelire sahip olanları yoksul kabul ediyor. TÜİK’in hesabına göre 17 milyon yoksul vatandaşımız var. Bunu biraz artırıp, aylık geliri 850 TL baz alırsak ülkedeki yoksul sayısı 20 milyonu aşıyor.

Netice itibarıyla, böylesi bir ekonomik karneye sahip AKP iktidarı yüzde 40’ın üzerinde bir oyla seçimlerden birinci parti olarak çıkmayı başarıyor.