Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomide şapka düştü kel göründü

Aslında biliyor musunuz ben yazılarımda bu tür başlıklar kullanmayı sevmiyorum. Popülist, şovanist, şakşakçılık uyandıran bu tür başlıklar benim sevdiğim tarzdan ifadeler değiller; ancak kullanıyorum; çünkü bu sokakta bu köfte satıyor.

Değerli okurlar size bu yazının sonunda eğlenceli bir fıkra anlatacağım ve ne demek istediğimi daha iyi anlamış olacaksınız.

 

OVP AÇIKLANDI;

 

Dün başbakan yardımcısı Ali Babacan 2013-2015 Orta Vadeli Programı’nı açıkladı. Programda 2012 ve 2013 yılı büyüme hedefleri aşağı yönlü revize edildi. Türkiye ekonomisi’nin 2012’yılı büyüme hedefi % 3.2 olarak aşağı yönlü ve enflasyon hedefleri % 7.4 olarak yukarı yönlü revize edilerek açıklandı. OVP içeriğinde heyecan uyandıran herhangi bir değişim yoktu.  2013 yılı bütçesi 404 milyar TL olarak öngörüldü ve bütçe açığı 34 milyar TL olarak hedeflendi.

 

Ayrıca dün sanayi üretim endeksi açıklandı ve % 1.6 oranında azalış gösterdi. Biliyorsunuz sanayi üretim verisi büyümenin öncü göstergesi olarak takip ediliyor. Sanayi üretimi, Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre % 1.6 oranında; bir önceki aya göre % 11.5 oranında azalış gösterdi.

 

Bu rakamlardan sonra aklıma geçen aylarda ihracat rakamlarında kırdığımız rekorlar geldi. Hani biz ekonomistler İran’dan alınan petrol karşılığı ödenen altınların ihracat değerleri içinde sayılmaması gerektiğini savunmuştuk da ekonomi yönetimi tersi şeyler savunmuştu. Değerli okurlar açıklanan sanayi üretim verileriyle birlikte şapka düştü, kel göründü. Kedi buradaysa et nerde; et buradaysa kedi nerede? Geçen aylara göre % 8 düzeyinde artan ihracat rakamlarımız hangi sektörde olmuştu? Hizmetler mi sanayi mi?

 

Cevap: TUİK tarafından kıymetli madenler üretimi olarak açıklandığına göre sanayi sektöründeydi. O halde soru: Sanayi üretimi kırdığımız ihracat rekorlarına rağmen neden düştü?

 

Çelişkili verilerden çıkarılacak sonuç: Doğruyu konuşmuyorlar.

 

Lafı fazla uzatmak istemiyorum çünkü asıl dikkat çekmek istediğim nokta burasıydı. Eğer anlaşıldıysa fıkraya geçebiliriz.

 

BİRAZ GÜLELİM; 

 

Bir gün Temel bir kitap yazmaya karar verir. İster ki yazdığı kitap herkes tarafından okunsun ancak kitabın adını ne koyacağını bir türlü bulamaz. Bu alanda kitapları çok satan, yurt dışında best seller olmuş yabancı bir yazara gider ve ondan yardım ister. Ben bir kitap yazmak istiyorum ancak çok da okunsun istiyorum der. Çok satan yazar Temel’e bakarak şöyle söyler: Sevgili Temel eğer çok satmak istiyorsan kitabında üç konu mutlaka olmalı der ve ekler; asalet, merak, cinsellik. Eğer bu konuları kitabında işleyebilirsen  kitabının çok satacağından emin olabilirsin.

 

Temel teşekkür ederek yazarın yanından ayrılır ve bir kaç ay sonra geri döner. Yazar Temel’e sorar ne yaptın?

 

-Temel kitabı bitirdim der.

Yazar sorar adını ne koydun?

-Temel cevap verir: Kontesi kim becerdi?

 

-Yazar ooo mükemmel bir ad bulmuşsun. Kontesle asaleti, kimle merakı, becermekle cinselliği işlemişsin tebrikler Temel, bu kitabın çok satar der. Yazar sonra aklına bir anda yeni birşey gelmiş gibi Temel’e döner bak Temel der sizin ülkede bir de inanç çok satar, yani dindarlık eğer bu kitaba bir de bu türden konular eklersen best seller olursun. Hazır zeka temel cevap verir. O çok kolay sn. Yazar der  o halde kitabın ismi  Allah Allah Kontesi Kim Becerdi? Olsun.

 

Sevgiler.

 

Son söz: Bilimselliğin peşinde, karlılığın izinde.

 

Mustafa ÖZTÜRK

https://twitter.com/Mosturk

 
Toplam blog
: 80
: 1013
Kayıt tarihi
: 16.04.12
 
 

İktisatçı; Yatırım danışmanı; Trend takipçisi  ..