Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '11

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Ekonomide tasarruf zamanı...

Ekonomide tasarruf zamanı...
 

Ülkemizin ekonomik ve sosyal sorunlarının çözülmesi için tasarrufa yönelmemiz gerekiyor.

Bakın bir hesap yapalım.

Ülkenin 2010 yılı rakamlarına göre nüfusumuz 73.722.988 kişiymiş.

Devlet her bir kişi için günde 1 TL tasarruf yapsa ve bu parayı bir köşeye koysa 1 yılda ne olur bu para biliyor musunuz?

Bugünkü dolar kuru 1,86 TL’den tam tamına 14,5 milyar Dolar.

Peki Türkiye’nin IMF’e ne kadar borcu varmış?

Başbakanın 3 Mayıs 2011’de yaptığı aşağıdaki açıklamaya göre 5.2 Milyar Dolar.

“Türkiye'nin IMF'ye şu anda 5,2 milyar dolar borcu olduğunu dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, borcunun 2012 yılı itibariyle kapanacağını belirtti.”

Kaynak : http://finans.samanyoluhaber.com/h_549864_tuskonun-toplantisinda-acikladi.html

Yani Türkiye tasarruf etmeden borcunu 2012 yılında kapatıyormuş. 

Peki Türkiye’nin toplam borcu ne kadarmış?

Onu da şuradaki haberden öğreniyoruz.

“Türkiye'nin Merkezi Yönetim brüt borç stoku, 31 Mayıs itibariyle 492.1 milyar TL oldu.

...

Merkezi yönetim brüt borç stoku içinde iç borç stoku 362.7 milyar TL'yle toplam merkezi yönetim brüt borcunun yüzde 73.7'sini, dış borç stoku ise 129.4 milyar TL ile yüzde 26.3'ünü oluşturdu. İç borç stoku içerisinde piyasaların payı 306.6 milyar TL ile yüzde 85.5 olurken, kamu kesiminin iç borç stoku içindeki payı 56 milyar TL'yle yüzde 15.5 olarak gerçekleşti. 

Kaynak : http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2011/06/20/turkiyenin-borc-stogu

31 Mayıs’da 1 ABD Doları = 1,6 TL imiş. Buradan Türkiye’nin iç ve dış borcunu;

Türkiye’nin Dış Borcu : 80,9 Milyar Dolar

Türkiye’nin İç Borcu :  226,7 Milyar Dolar

Toplam Borç Stoku : 307,6 Milyar Dolar

Peki tasarruf ederek bu 307,6 Milyar Doları kaç senede geri ödeyebiliriz? Yaklaşık 21 senede.

Hadi diyelim iç borç bizim borcumuz, kol kırılır yen içinde kalır. Peki dış borcumuzu kaç senede ödeyebiliriz? Yaklaşık 6 yılda.

Tabii bu teorik bir hesap ve bu borcu herkese eşit dağıtarak hesaplanıyor. Bir de herkesin kesesine göre tasarruf edildiğini düşündüğümüzde, hesaplar çok daha başka türlü yapılabilir. Bu devletin yapacağı tasarruf olur. Tabii vatandaşın, şirketlerin yapacakları tasarruflar da başka başka olacaktır.

Kanımca ülkenin borç stokuna bir an önce el atılmalıdır. Bir zamanlar İşsizlik Sigortası Fonu vardı, her ay burada ne kadar para biriktiği kamuoyu ile paylaşılıyordu ama nedense şimdilerde bundan hiç bahsedilmiyor. Burada da muazzam bir para var, bu para da halkın parası ve kötü günlerde kullanılmak üzere değerlendiriliyor. Bir de Trafik Sigortası Fonunda da çok büyük birikmiş paralar var. İyi ki de böyle fonlar var hani.

Bu fonlar adeta ülkenin sigortası. Keşke her alanda daha çok yatırım fonları oluşturabilsek.

Sonuçta işi sağlama almalı, şansa bırakmamalıyız.

Bugün devlette çalışan sayısı 3.064.980 kişiymiş. 2010 yılında ise 3.013.612 kişiymiş. 2010 yılında ülkenin nüfusu : 73.722.988 kişiymiş.

Yani koskoca devlette çalışan, devletten geçinen insanların oranı %4,1 yapıyor. Geri kalanlar hep özel sektörde çalışıyor veya çalışamıyor,/çalışmıyor.

Bir de şu var.  Ülkedeki toplam resmi istihdam sayısı 24.445.000 imiş. Ve yaklaşık 8 çalışandan biri kamuda çalışıyormuş. 

Tabii bu sayı resmi rakamlar, kayıt dışında çalışan pek çok insan var. Bunların geleceği ise belirsiz. Yani 74 milyonda 25 milyon kişi çalışıyor. Bu da 1 çalışanın 3 kişiye bakması anlamına geliyor. Bu çok ağır bir yük. Bu nedenle kayıt dışılığın üzerine gidilmesi bu adaletsizliğin, dengesizliğin giderilmesi gerekiyor. Düşünün bir işveren dürüst çalışıyor, kanuna uyuyor, çalışanına binbir zorlukla sigorta yapıyor, buradan para kaçırmıyor. Öte yandan başka bir işveren çalışanların ve onların ailelerinin haklarını yiyor, ya hiç sigorta yapmıyor veya daha düşükten çalışanın sigortasını gösteriyor. Tıpkı kul hakkı yemek gibi.

Sonuçta ülke olarak acilen tasarrufa yönelmemiz ve gelecekten yemeyi artık bırakmamız gerekiyor.

Çünkü bu sürdürülebilir bir durum değil. Mutlaka eninde sonunda bu araba bir gün bir yerlere çarpar.

Tıpkı bu günlerde başka yerlerde riskin olduğu gibi.

Aşağıdaki linke dikkat ediniz. Bu ciddi kaynağa göre Avrupa’da alarm zilleri çalmaya başlamış durumda.

Yunanistan, İtalya, İrlanda, Portekiz, Belçika, Fransa, Almanya, Avusturya, ispanya, Malta, Hollanda ve Güney Kıbrıs borçların gayri safi hasılaya oranlarında %60 olan Avrupa sınırını aşmış bulunuyorlar.

Bu çok ciddi bir durum, hava bir anda  dönerse, psikolojiler daha da bozulursa bu fırtınadan ülke olarak zarar görmememiz elde değil.

http://www.spiegel.de/international/europe/bild-762769-215183.html

Onun için çokça tasarruf, tasarruf, tasarruf yapmalıyız...

 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..