Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Ekonomik kriz hayatımızı nasıl etkiledi (2)

Ekonomik kriz hayatımızı nasıl etkiledi (2)
 

Bunun adı KRİZ : İş ve İşçi bulma Kurumu müdürlükleri önündeki kuyruklar hergün artıyor.


Global Ekonomik kriz hayatımıza peyda olalı beri, ıslah olmaz bir toplumsal kaygı yerini, güvensizlik, nefret ve hayattan ümidi keser hale bıraktı. Bunu kolayca gözlemlemek mümkün.

Başbakan hala teğet edebiyatı yapa dursun, kriz Türkiye’yi, derinden vurmaya hatta delip geçemeye başladı bile denilebilir. Zira, ekonomik ve istatistiki veriler bu doğrultuda sinyaller veriyor. Zaten halkın kısıtlı geliri, kendisinin, ailesinin yaşam standartlarını yakalamamasının yanı sıra, dövizdeki önlenemeyen yükselişler de, her gün günbegün eriyen paranın da, büyük bir bölümünü eritti. Kriz tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bunu inkar eden yok. Ama tüm dünya’da petrol fiyatları hızla düşmeye devam ederken, hükümetin, dövizdeki artışı bahane ederek petrol fiyatlarına zam yapması nasıl açıklanabilir ? Gerçekten girdi maliyetleri yüksek olsa, yapılan zammı bir şekilde anlayabilirsiniz ama “döviz yükseldi, o yüzden petrol de zamlanmalıdır” mantığı krizin etkisini göster miyor mu ?

Evet, Türkiye krizler görmüştür, bunların hepsini atlatmıştır belki ama bu krizi kolay kolay atlatabilecek midir, işte orası şüphelidir. Çünkü, derinlemesine ilerleyen ekonomik kriz, şuan ki görünen haliyle kalmayacaktır. Daha da derinleşecek ve paralelinde, daha fazla iş yeri kapanacak, daha fazla insan işsiz kalacak ve kapanan fabrikalar yüzünden Türkiye’nin sanayisi çökecek, bir ülke ekonomisinin can damarı olan sanayi dibe vurunca, piyasalardaki daralmalar tavan yapacak ve enflasyon da beraberinde artacaktır. Kapanan iş yerleri ve fabrikalarla birlikte, iş dünyası da küçülecek, belki yabancı yatırımcılar için bazı fırsatlar çıkacaktır ama genel olarak, daralan iş dünyası, üretemediği, ürettiğini satamadığı için en büyük maliyet ve gider kalemi olarak gördüğü personeli işten çıkararak, bu giderlerinden kurtulmayı çare göreceklerdir. Dolayısı ile işsiz sayısı ve işsizlik oranında patlama olacaktır. Bunların yansıması görülmüyor mu ? Bugün itibari ile, kayıtlı işsizlik oranı %14’lere yaklaşmış, kayıt dışı ekonomik verilere göre de bu yüzde %20’lere ulaşmaktadır.

Belki, bu tablo çok kara bir tablo gibi gelebilir size ama bu sonuca doğru gidilmektedir. Peki bu tablonun yaratacağı, sonuçlar ne olacak ? Bunu tasavvur edebiliyor mu insanlar ? Ne olur peki ?

Başbakan bir konuda haklı. Türkiye şuanda krizi en hafif yaşamaktadır diyor. Evet ama yukarıda saydığım sonuçlar ortaya çıkarsa, korkarım çok daha feci bir durum ortaya çıkacak. Ne olabilir mesela ?

Örneğin, geliri olmayan, geliri kesilmiş insanlar, iş dünyası daralmasında, fabrikaların kapanması karşısında, işsiz kalmış olup da iş bulamayan insanlar ne yapacak ? Çalmaya yeltenecek, suç oranları artacaktır. Sağlık problemleri ile hastanelere koşabilenlerin sayısı artacak ama herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar, ne yapacaklar? Toplu hastalık vakalarını yakında haberlerde görür, duyar yada okursunuz. Bunun haricinde, psikolojik travma geçiren insanların ruhsal durumları bozulacak ve intihar vakaları artacaktır.

Size çok mu karamsar, çok mu zalimce geldi. Örneklerini görmeye başlamadık mı ? Bakın, meydanlarda haykırıp bağıranlar, kafasına, göğsüne silah dayayanların sayısı artmadı mı ? PTT şubeleri yakın zamana kadar soyuluyor muydu? Kuyumcu soygunları son birkaç ayda ne kadar arttı ? Silahlı çatışmaların bile sayısı son zamanlarda artmadı mı ? Henüz daha İstanbul’daki köprülerden kendini boğaz’ın sularına bırakanlar görülmedi ama yakın zamanda görürseniz buna şaşırmayın. Ama gazetelerde, karısını, çocuklarını öldürüp, sonra da kafasına kurşun sıkan kaç tane insanın haberini okudum şu son 3 ayın içinde. İnsanlar çok cüzi paralar uğruna, dostunu, arkadaşını, akrabasının kabini kırabiliyor hatta cinayet işleyebiliyorsa, bunun da tek sebebi ekonomik sıkıntı, çaresizlik, açlık, yoksulluk gösteriliyorsa, bu olayların ve bu tarz fotoğrafların sayısı da günden güne artıyorsa bunun tek açıklaması toplumdaki psikolojik gerilimdir. Başka bir deyişle bu durum bir “Sosyal Patlama’ya” doğru gitmektedir. Korkarım, bu gidişat önlenemezse, bu patlamayı en derin şiddeti ile gözlemleyeceğiz.

Peki bunun çaresi nedir ? Bir dizi önlemlerin alınması ve adı “ekonomik önlem paketi “denilebilecek, günlük ve ya saatlik olmayacak bazı paketlerin bir an önce hazırlanıp, açıklanması gerekmektedir ama bu sokaktaki vatandaşı rahatlatır mı, bu paketlerden bir anlam çıkartır mı bilemem. Zira, onlar için ast olan, cebine girecek paradır. Akşam evinde kaynayacak olan tenceredir. Çocukların karınlarının doymasıdır.

Başbakan ekonomik kriz çığırtkanlığı yapılıyor dese de, bu ülke krizin olduğunu kabul etmiş durumdadır. Piyasalar, sanayi siteleri, esnaf, fabrikalar, şirketler, çarşı, pazar bunu böyle ifade ederken, Türkiye’nin en güzide fabrikaları, kuruluşları, asırlık şirketleri birer birer kapanıyorken, Başbakan’ın “bu fabrikaların kapanması, yöneticilerin, işletmecilerin beceriksizliğindendir” demesi, halkın ne kadar da yanıltılmaya çalıştığının göstergesidir. Onlarca yıl işletmesini, fabrikasını ayakta tutmuş, onlarca, yüzlerce insan çalıştırmış olanlar beceriksiz, ama bu ülkeyi yönetip, ekonomi formülleri üretemeyenler becerikli.. Anlaşılması güç bir durum..

Ekonomik kriz hayatımızı daha derinden etkilemeye devam edecek. Bu kesin. Ama insanlar bu krizi hasarsız nasıl atlatacak bu belli değil. Umarım, yukarıda bahsettiğim o sosyal patlamayı yaşamaz bu ülke. Maazallah, böyle bir durumda hiçbir hükümet ortalığı toparlayamaz. Hasar büyük olunca, kayıplarda büyük olur..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..