Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Emanetçi dükkanında unutulmuş oyuncak

Emanetçi dükkanında unutulmuş oyuncak
 

Emanetçi dükkanından...

Saaflar'da hemen bakırcının arkasında ki sokaktan...
Evet evet.. o aksırıklı , o köhmeniş dükkanda ki adamdan almıştım ben seni.


Emanet edilip sonra unutulmuşlar arasında, toz içinde ki en arkadaki rafta, artık oynanmaktan sıkılınıp bırakılmış, eski bir oyuncaktın belliki...

Eğlence olur niyetiyle, bir kaç kuruşa aldım ben seni...


Kirkpiklerin sanki zifte bulanmıştı...
Az biraz kurcaladım, ama yine de çıkartamadım...


Derinlerden gelen bir ses duydum sanki ...
Canlıymışcasına şevkatle dokunduysam da önceleri sana, buna da anlam veremedim, gülümsedim bu davranışıma...

Karnın mı acıkmıştı ?
Üşüyor muydun yoksa ?
Sordumsa da, cevap alamadım bu sorularıma...


Duyduğum o iniltiden bir mana çıkaramayınca, pilin bitiyordur sandım.

Fazlaca pembeydi minik ellerin, soğukta kaldığındanmış meğer bilemedim.
Ben sanki boyanmış sandım...
Silmeye uğraştım... ama çıkartamadım.


Seni tanımak için şöyle bir yokladım, sonra tuttum şöyle bir salladım.
İçinde bir yerlerde bir şeyler sanki kıırılmış gibi geldi bana,
Tam hatırlamıyor olsam da şimdi, bir kaç da cam parçasısı düştü galiba.
Ne olduğunu anlamadım...

Dağılanları toparlamak biraz olsun onarmak için uğraştıysamda, başaramadım.

Bu arada bir de fark ettim ki, senin bir adın olmalıydı ama ben alırken bunu sormamıştım...

Döndüm gerisin geri "bu tozlu rafta ki; hani geçen gün üç kuruşa aldığım ne ki?
dediysem de; anımsamadı bile inan seni...

Düşündüm de o an;
İhtiyar, ya yokluğuna çok kolay alışmıştı...
Yada, varlığından hiç haberdar olmamış gibi görünüyordu...
Belki de gerçekten ben seni arayıp sorana kadar habersizmiş senden...


Önce şöyle bir dalgın dalgın yüzüme baktı...
Biraz durdu ve düşündü...

Ve ardından da bana dedi ki:
Kara mıydı kirpikleri, sanki zifte bulanmış gibi?
Pembe miydi elleri, kundaktaki bebeğinkiler gibi?
Ya kırık mıydı taa derinlerde bir yerleri?
Ara ara inler miydi peki? sanki bir köşede terk edilmiş soğuktan titreyen bir öksüz gibi?


"Evet " dedim heyecanla sorduklarının her birine...
Ve ekledim; yıllar var ki o rafta unuttuğun, sonra da kurtulmak ister gibi üç kuruşa bana neredeyse bağışladığın,
bir de ismini sorduğumda bile zarzor anımsadığın...
Söylesene bana; neydi şu oyuncağın adı?

İhtiyar gülümsedi: Ve dedi ki; "evet ise tüm bunlara cevabın; "kalbimdir" adı, aldığın o oyuncağın..."


Sevgi ve ışıkla,
Ayna

Mayıs 2007

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..