Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '06

 
Kategori
Müzik
 

EMI cidden JAZZ yapmış!!!

EMI cidden JAZZ yapmış!!!
 

Çocukluk zamanlarımda sıkça kullandığım bir argo kalıp vardı "Caz yapma!!!" Kimlere mi derdim. Uzun uzun nasihatler verenlere, bir konuyu sadede gelmeden uzata uzata anlatanlara vs.vs. Eminim bir çoğunuzun da lugatına girmiştir bu kalıp zamanında. Kimi zaman içimizden geçirmişizdir bu kalıbı kimi zamanda direkt karşımızdakinin suratına söylemişizdir.

Peki neden Caz da Rock,Pop, Underground, Arabesk, Blues vs. vs. değil. Genelde canımızı sıkan uzun cümlelere karşı verdiğimiz tepkiden doğan CAZ YAPMA!!! kalıbında acaba neden Caz tabiri kullanılmış. Valla küçükken hiç bu kadar derin derin düşünmemiştim. Bayramın ikinci gününde D&R'da karşıma öyle bir şey çıktı ki, yazık etmişim senelerce Caz'a demekten kendimi alamadım.

EMI Müzik Şirketi BEST JAZZ 100 adı altında, 6 cd'den oluşan bir koleksiyon çıkarmış ki, hem fiyatıyla hem kalitesiyle akıllara durgunluk verici bir şey. Herşeyden önce tek CD fiyatına 6 adet CD'ye sahip oluyorsunuz. Bu işin ekonomik kısmı. Aslında bu ekonomik cazibe insanı biraz ürkütmüyor da değil. Acaba satması çok zor olan bir ürün de mi bu kadar cazip fiyatla piyasaya sunulmuş diye düşünüyorsunuz.

CD'nin kapağı inanılmaz mütevazi. Resimde de gördüğünüz gibi sadeliğin altında bile inanılmaz bir cazibe var. Kapağın arka yüzünü çevirip sahip olduğunuz şeyin içeriğini okumaya başladığınızda açık söylüyorum gözlerini faltaşı gibi açılıyor. Belki isimler ve eserler bir şey ifade etmeyebilir sakın endişelenmeyin. 6 CD'nin Jazz'ın 6 ana başlığını simgelediğini bilmek bile sizi heyecanlandırmaya yetiyor.

Bugüne kadar hep Jazz'dan kaçtım. Hatta korktum bile diyebilirim. Çünkü Jazz'da eserler yazılmış eserler değildir, genelde icra edilmiş eserlerdir. Eserlerde bir temel ezgi vardır ve bu temel üzerine gökdelenler inşa edilir. Ve hiç bir kat birbirinin aynısı değildir. Kimi katlar döner merdivenlerle birbirine bağlanırken, kimi katlar ise neredeyse iç içe geçmiştir. Çok az rastlarsınız eserlerde tekrarlara. Rastladığınız tekrarlarda aslında hiçbir zaman birbirine benzemez. Bütün bunlar beni hep korkutmuştur. Bir şarkıyı hemen hemen tüm ayrıntısıyla dinlemekten çok keyif aldığım için bu türe dalarsam şarkıları özümseyebilmek için yıllarımı vermem gerekecek diye çekinirdim JAZZ'dan.

Aslında Blues'a olan hayranlığım ister istemez beni bir şekilde Jazz'la buluşturmuştur. Ama esas anlamda buluşmamız sizlere çok garip gelecek ama Mel Gibson'un meşhur filmi "Kadınlar Ne İster?" le oldu. Frank Sinatra gerçeği ile tanışmıştım o filmde. Müzik türleri gariptir zaten, hiç ummadığınız bir anda bulanıverirler size ya bana da "I've got you under my skin" deki Bono (U2'nun solisti) ve Sinatranın müthiş düeti ile Jazz çok yüzeysel olarak da olsa bulanmaya başlamıştı.

Yumuşak, duygusal, komik Hollywood filmleri vardır. Genelde Newyork'ta geçen filmler. Sıradışı aşk hikayelerinin çok sürükleyici ama izleyiciyi yormayan bir sunumla anlatıldığı filmler. You've got mail, Just Like Heaven (her ne kadar bu film Sanfrancisco da olsa da), City of Angels (bu da Los Angelestaydı iyi mi!!!) vs. gibi filmlerden bahsetmeye çalışıyorum. Bir çoğunun da ismini hatırlayamadığım kesin. İşte bu filmlerin sayesinde aslında hep yanımda olmuş Jazz. Ama belli ki ikinci planda kalmış. Filmlerin arasında kaynamış gitmiş JAZZ.

Peki ne zaman mı anladım bunu? Satın aldığım bu 6 Cdlik koleksiyonun birinci CDsini müzik setine koyup dinlemeye başladığımda düşündüğüm şeyler bütün bu yukarıda anlattıklarım. Dedim ya Jazz'dan çekiniyordum diye. BEST JAZZ100 caz dünyasına giriş yapmak için muhteşem bir kapı. Bu kapının ardında çok farklı ve büyük bir dünya olduğu tartışılmaz. Zaten eserleri inceleyip sanatçıların isimlerinden yola çıktığınız zaman ne kadar büyük bir dünyaya adım attığınızı anlıyorsunuz.

O kadar iyi seçim yapılarak derlenmiş ki 6 CD'de. Belli ki birileri JAZZ'ın yaygınlaşması için start vermiş. Yoğun bir günde yorulan beyninizi ve ruhunuzu dinlendirmek istiyorsanız bu Koleksiyona sahip olun. Ki bu koleksiyon herhaliyle bambaşka bir dünyanın kapılarını size açacak o kesin. Ama açmasa bile bu koleksiyonun kocaman ve büyüleyici bir Giriş Salonu olduğunu da düşünebilirsiniz. Bu Salonda bile büyüleneceğinize eminim.

Teşekkürler D&R ve Teşekkürler EMI.

 
Toplam blog
: 85
: 1006
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1971 yılında Ankara'da doğdum. İzmir'de yaşıyorum. En büyük tutkum FutBol. Ve tabi ki Fut-Bol da bil..