Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

En iyisini onlar bilir

En iyisini onlar bilir
 

Her şeyin en iyisini onlar bilir.

Her şeyin en iyisine onlar lâyıktır.

Her şeyin en iyisinden onlar anlar.

Kendilerinin yaptığı her şey doğrudur.

Kendilerinin söylediği her şey doğrudur.

Kendilerinin gittiği her yer, en uygun mekândır.

Kendilerinin arkadaşları, dünyada eşi benzeri bulunmayan ender kişilerdir.

Kendileri birbirlerini o kadar çok severler ki, birbirilerinin uğruna canlarını bile verirler.

Dünyadaki küçük dağları onlar yaratmıştır. (haşa)

Kendilerini o kadar büyük ve ulaşılmaz görürler ki, herkese ve her şeye tepeden bakarlar.

Kimden mi bahsediyorum!

Elbette gençlerimizden…

Özellikle 15-25 yaşları arasındaki gençlerimizden…

Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizden…

Soyumuzun, cinsimizin, toplumumuzun, milletimizin devamı ve sürekliliğini sağlayacak gençlerimizden...

Gençlerimiz öyle bir hale geldiler ki; artık kendilerine hiçbir şey söylenilmiyor.

İletişim kurmak, hayli zorlaştı.

Oturup, iki çift laf etmek imkânsızlaştı.

Gençler, asi ve isyankâr oldu,

Fitili ateşlenmiş bir dinamit gibi, her an patlamaya hazır birer bomba gibiler.

Bir söz söylendiğinde hiddetlenme ve celâllenme sunucunda, ikinci bir söz söylemekten korkar hale gelindi.

Gençlerin çoğunda sevgi, saygı, hürmet ve tahammül kalmadı.

Nasihat babında söylediğiniz her söz, fazlasıyla size geri dönebilmektedir.

Ebeveynlerin gösterdiği hoşgörü ve tahammülün zerresini çocuklarından, özellikle gençlerinden görememektedirler.

Gençlerimiz değişti, hem de çok değişti.

Bu değişimin olmasına sebep birçok etken mevcuttur.

Ailevi problemler, yaşanılan maddi-manevi sıkıntılar, girdikleri arkadaş ortamları, edindikleri bir takım sokak kültürleri, gelişmekte olan gençlerin kişilikleri üzerinde yıkım ve kıyıma sebep olmaktadır.

Televizyon, bilgisayar, Internet ortamı, sanal sosyal paylaşım siteleri, cep telefonları, gençlerinin sosyal yaşamın ve ahlâk erozyonun meydana gelmesine sebep oldular.

Seyrettikleri birçok olumsuz davranışı, gerçek hayatta, özellikle ailesi üzerinde denemeye kalkışınca, bir takım istenmeyen olayların yaşanmasına sebep oluyorlar.

Ailesini (anne-baba, kardeş) ve yaşam tarzını beğenmez, değirmen misali sürekli isteyen bir kişilikle, aç gözlü olarak hareket ediyorlar.

Kendileri, her şeyi en iyi şekilde bildiklerini düşünerek, söylenenlere kulak asmıyorlar ve sürekli değişken, tutarsız, dengesiz arayışlar içerisinde, girdaplara yakalanarak sürekli dibe doğru dikey hareketle batıyorlar..

Belki bir süre sonra akılları başlarını geliyor, bir özeleştiri içerisine giriyorlarsa da, artık son  tren kaçmış oluyor, geri dönüş mümkün olmuyor ya da en azından eskisi gibi olmuyorlar, olamıyorlar.

Kerim BAYDAK                        

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..