Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Encümen-i Daniş ya da…

Encümen-i Daniş ya da…
 

"Üye"lerden(!) üçü...


Gurubun adı söylenmeye başlandığında, kimse duymamıştı ve o nedenle birden bire ünlü oldu Encümen-i Daniş…

Oysa bu gurup ne zamandan beri varmış. Hani Osmanlı’dan beri filan diyorlar. Sadece üyeleri değişiyor, devletin belli kademelerinden emekli olanlar bu kurulda yer alıyorlar.

Hani öyle resmiyeti filan da yok, Belediye Encümeni filan gibi, fahri…

“Encümen” kelimesi Farsçadan gelme, “Alt kurul” demek. Meseleleri “Alttan” alarak yukarı doğru taşımaya yarar. Önce meseleyi “Alt”a havale edersiniz, sonra canınız ne zaman isterse pişirip ortaya koyarsınız…

Ancak sözü edilen Encümen-i Daniş böyle bir “Alt kurul” değil, yani “Görevli” değil, görevi kendilerince oluşturulmuş bir kurul. Böylesi kurumlara İngilizce demesi ile “Tink Tang” diyorlar, yani düşünce kulübü gibi…

Aklı erenler, aksakallılar, deneyimliler, bilgililer bir araya geliyorlar, “Beyin fırtınası” yapıyorlar, ortaya bir sonuç koyuyorlar.

İşe yarıyor mu?

Kullanırsanız bazen işe yaradığı olur…

Ayrıca her kademede, her ortamda da kolayca yapılır.

Örneğin…

Kahvehaneler birer “Encümen-i Daniş” otağıdır. Çoğu kez “Geyik muhabbeti” yapılırsa da, cümle aralarında doğru şeyler bulabilmeniz olasıdır.

Bu şekilde “Yaygın” yapılan “Encümen-i Daniş” toplantılarını takip ettiğinizde, katılımcılar arasında öyle aklı erenler, aksakallılar, deneyimliler, bilgililer belki bulamazsınız, ama içlerinde çoğu kez “Çarıklı Erkan-ı Harp”ler vardır ki, ortaya koydukları düşünceleri dikkate almakta yarar vardır.

Belki de bu türden “Encümen-i Daniş” toplantılarının yapıldığı mekânların, demokrasi platformları olduğunu bile düşünebiliriz. Konuşmacılar, düşüncelerini özgürce ortaya koyarlar, çözüm önerilerini de beraberinde söylerler genellikle de…

Her türlü çözüm önerisini bulabilirsiniz…

Hükümet kurarlar, hükümet devirirler, savaşa giderler, ülkeleri fethederler, yoksulluğa çare bulurlar, ekonomiyi düze çıkarırlar, aklınıza ne gelirse bütün sorunların üstesinden gelindiği yerdir “Yaygın” yapılan “Encümen-i Daniş” toplantıları. Üstelik “Üslup kaygısı” da yoktur, ağzına geldiği gibi, Allah ne verdiyse türünden.

Bir tek eksikleri vardır, bütün çözüm önerilerini ortaya koyarlar da düşünmezler ki bu önerileri yasalara uygun mudur, değil midir? Ağızdan çıkan söz suç oluşturur mu, oluşturmaz mı?

Her şey gayet saf ve tertemizdir kendilerine göre.

Ancak bir güzel tarafı vardır böylesi “Yaygın” olan “Encümen-i Daniş” üyelerinin…

İçlerinde vatanı satan yoktur örneğin, gammazcı yoktur, iftiracı yoktur, itirafçı yoktur…

Safça, önüne arkasına bakmadan akıllarına geleni söylerler, düşünmezler ki bir gün “Ergenekon”a konuk olacaklarını. Kendilerine göre “Suç” değildir, “Ülkeye Hizmet” için fikir üretiyorlardır sadece…

Korkmalarına gerek de yoktur ayrıca. Çünkü bugüne kadar hiç dikkate alınmamışlardır.

Ama sözü edilen “Encümen-i Daniş” öyle mi?

Bir zamanların “Kudretli” kişileri… Her şey yaparlar diye düşünülebilir…

Yalnız aklımın almadığı bir şey var…

Sözü edilen o “Encümen-i Daniş” üyeleri arasında biri var ki, tam yedi sene dizinin dibinde oturdum, “Le…” dese “Leblebi” mi diyecek “Lebbeyk” mi bilirim.

İşte o nedenle aklım bir türlü almıyor bu “Ergenekon” denilen gecekondu davayı… Kafamdaki kuşkular, gün geçtikçe artıyor.

Ancak, hukuka olan saygımı ve inancımı hala yitirmemiş olmam nedeniyle sonuna kadar beklemeyi yeğliyorum, bakalım n’olacak?

<ı>27 OCAK 2008

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..