Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '12

     
    Kategori
    Kişisel Gelişim
     

    Enerji ve hayvanlar

    Dün ilk defa gittiğim bir arkadaşımın evi. Konumuz pozitif ve negatif enerji. Arkadaşım ortak bir tanıdığımızın geçenlerde evine geldiğinden, enerjisinin çok negatif olduğundan, o kişi evden içeri adımını attığı anda üzerine çöken ağırlıktan, kahve içerlerken durup dururken yere düşen çerçevenin camının paramparça olmasından bahsetmeye başladı. Aslında benden, “Evet, geçen gece buradan korkunç bir negatif enerji dalgası geçmiş. Bunun için acil olarak bir şeyler yapmalıyız!” dememi bekliyordu. Oturduğum yerde doğrulup; insanların negatif veya pozitif enerjili diye damgalanamayacağını ve sınıflandırılamayacağını, çünkü insanın enerjisinin dakikalar içinde bile değişebileceği başlıklı sunumuma girecekken gözüm, sehpanın üzerindeki, eni 1 karış, boyu 1,5 karış, yüksekliği 4 parmak, plastik çivit mavisi bir leğene takılıyor. Daha dikkatli bakınca anlıyorum ki, bu bir kaplumbağa işkencehanesi. İçinde de bir parmak suda kıpırdamadan duran su kaplumbağası. Sunumuma başlayamadan soruyorum:

    - Bu ne?

    - Ne, ne? Akvaryumu mu soruyorsun?

    - Akvaryum derken!?

    - Dalga mı geçiyorsun? Derken ben devam ediyorum.

    - Niye dalga geçeyim? Eğer bu bir akvaryumsa, basit bir ölçeklendirmeyle burası da ev değil saray.

    Hadi akvaryum olduğunu kabul edelim, evinde neden sürgün edilmiş bir tutsak var?

    - Tutsak değil o, onun adı Yumy bir de Lucky vardı ama kış uykusuna yattı. Sonra bir daha uyanamadı.

    İronik ama gerçek bence de adının anlamı gibi Lucky şanslıydı Yumy’e göre. Ölmek bazen tek kurtuluş olabilir. Devam ediyor arkadaşım kaplumbağaların hikayesini anlatmaya;

    - 5 sene önce feng shui’ yle ilgilenmeye başladığımda aldım ben Yumy ve Lucky’i. Sen küçük bulsan da pet shop’taki adam bu teratoryumun -çivit mavisi leğenin havalı adı- su kaplumbağaları için özel üretildiğini ve içinde de 2 tanesinin rahat rahat yaşayacağını söylemişti. 5 senedir de özel yemlerle ve karidesle besliyorum, iyi bakıyorum ki, yaşıyor işte.

    Bu manasız diyalog sürerken sahip olduğum ortalama bir bilgiyle, su kaplumbağalarının tropikal hayvanlar olduğunu, özel su ısılarında yaşadıklarını, aslında vahşi oldukları için evcil hayvanlar gibi evde yaşamamaları gerektiğini, doğadaki birçok hayvan gibi canlı besin tükettiklerini, dalış yapabilmek için kendi büyüklüklerinin birkaç katı su derinliğine ihtiyaçlarının olduğunu anlatmaya çalıştım. Ve ben bile bu kadarını bilirken pet shop ta ki uzman(!) kişinin, mendil bile yıkanamayacak bir leğende 2 tanesinin mutlu mesut yaşayacağını iddia edebilmesi ve buna arkadaşımı bile inandırabilmesiyle bir şeyi fark ettim ki; Canlı hayvan pazarının geldiği son nokta burasıymış.

    Bu pazarında her alanda olduğu gibi legal ve illegal olanı var tabi. Küçük farkları dışında aslında hikâye hep aynı. Bir köpek doğar, henüz gözleri açılmadan ve meme emerken annesinden kopartılır. Çünkü alıcı -yani hayvan sever!- ne kadar küçük olursa o kadar o kadar fazla para öder. Eğer yasalsa günlerce, değilse haftalarca aç susuz, daracık alanlarda kendi pisliğinde yatarak yolculuk yapar. Ve sonra temizlenerek ‘’Lütfen ellemeyiniz!’’ yazan kafeslerde satışa sunulur. Neden bütün hayvan severlerin hikâyeleri “Onu eve ilk getirdiğim hafta çok hastalandı, günlerce işe bile gitmedim biberonla besledim..” diye başlar? Neden hep hastalanır bu bebekler? Nedeni çok basit, çünkü can satma pazarında, satılan can alıcıya ulaştığında, hastalanıp daha çok para harcatacak olursa, sistem kendini daha iyi besler. Asıl mesele para ve miktarı ne de olsa.

    İnsan bu dünyaya karşı en büyük sorumluluğunun kendinden aciz olanı korumak ve kollamak olduğu unuttuğunda, yıllar sürecek olan bir dostluğun temeli, alışveriş üzerine kurulduğunda, ortadaki yüksek titreşimli sevgi enerjisinin içinde küçük bir kara nokta belirmiştir aslında. Bu kara nokta paraya aç gözlerle daha da büyürse, sonra daha da büyüyüp, insana ‘insan’ olduğunu unutturursa, bebek yunuslarda denizlerden toplanıp yüzme havuzlarına girerler elbette.

    Sonra elinde bir can daha son nefesini verirken çırpınır veterinerler “Bize okulda bu hayvanları okutmadılar.” diye. Herkes negatif enerjiyi suçlar.

    Öyle ya, insanı üzer sürgün edilmek; İguana nereden bilecek İstanbul’un memleketi olmadığını.

    Tabi ya insana en ağır cezadır demir parmaklık, ama maymun nereden bilecek ağaç dalıyla, metal kafesin farkını?!

    Hayvanlar pozitif enerji yayarlar, daha çok hayvan daha pozitif enerji daha da çok siber enerji…

    Sistem böyle söylüyor çünkü. Sistemin gönüllüleri gülümsüyorlar hayvanlardan aldıkları pozitif enerjiyle!!

    Havuzun önündeki doktor gülümsüyor kameralara, “Yunuslarla yüzmek zekâ gelişimi sorunlu olan çocuklarda pozitif ilerlemeler sağlıyor.”diyerek…

    Çocuklar haftaya daha pozitif başlasın diye, “Ateşten atlayan kaplanları, seyretmeye getirin.” diyorbir çığırtkan…

    Feng Shui uzmanı aşk için “Leğeni kuzeybatıya koyun bu sene,” diyor, “Yalnız para da gelsin isterseniz 2 tane kaplumbağa koyun mümkünse.”, iki birden daha pozitif ne de olsa…

    Bağdat Caddesinden pembe civciv alıyor büyükbabası torununa yaz tatilinde canı sıkılmasın diye…

    Kardeşi olmayan çocuklara sorumluluk kazansın diye “Köpek alın!” diyor bir uzman, en pozitifi labrador bu arada…

    “Sevgililer gününde kırmızı balık moda!” diyor uzman pet shop’çu, balıkla birlikte plastik süsü de hediye…

    Herkes gibi benim arkadaşımda biliyor hayvanların pozitif enerji yaydığını. Onun anlamadığı; karidesle beslediği kaplumbağaya rağmen, evine gelen misafirin negatif enerjisi(!) ve kırılan çerçevesi. Tüm pozitifliğiyle yardım bekliyor benden ama gözüm camı kırılan çerçevenin içindeki yazdan kalma fotoğrafa takılıyor. 2 tane yunusun yüzgecinden tutmuş gülümsüyor havuzun içinde…

    Bu evdeki kötü enerjiyi temizleyebilirim dedim tüm ciddiyetimle, yaz bir yere 21 gün boyunca yatmadan hemen önce THE COVE seyredilecek.

    http://www.ferhanerginer.com

     
    Toplam blog
    : 1
    : 2750
    Kayıt tarihi
    : 03.06.12
     
     

    Yaşam Koçluğu yapan Ferhan Erginer enerjinin doğru kullanımına dayalı Reiki, EFT (Emotional Freed..