Erdoğan, neden meydanlara indi?

Cumhurbaşkanı'nın seçim meydanlarında AKP'nin 400 milletvekili çıkarması için seçmenden oy istemesi hangi ülkede görülmüş bir vakadır? 

Ak Saray'da çeşitli kuruluşları ve muhtarlara kadar varan sivil toplum örgütlerini ağırlıyarak seçim propagandasını niçin yapar bir Cumhurbaşkanı?

Ettiği yemine sadık kalamıyan, Anayasa'nın koymuş olduğu kuralları hiçe sayan, hukuk ve yasa tanımayan bir Cumhurbaşkanı olabilir mi?

İleri Demokrasi'den bahseden zihniyete ne kadar, inanabilirsiniz?    

Neden?

Bunun nedenlerini anımsıyabilmak için, hafızalarımızı tazelememiz gerekmektedir! AKP'nin iktidar oluşunda ABD'ye verilen sözler, Obama'nın ABD Başkanı olduğunda ilk ziyaret ettiği ülkenin neden Türkiye olduğu ve kapalı kapılar ardında verilen sözlerin hatırlanması gerekir.

BOP'un eş başkanlığından, Ortadoğu'nun dizaynına , Kürdüstan'ın kurulmasına ve Türkiye'nin Federasyonlara ayrılmasına kadar gidecek olan tavizler silsilesini görmeliyiz.

ABD ve Batı emperyalizmi Doğu Akdeniz'de, Ortadoğu'da, Afrika'da  kendisine biat etmiyen ülkeleri dizayn etme arzusunu orta ve uzun vadeli stratejik projelerle dizayn etmektedir.

Tunus'ts, Libya'da, Mısır'da, Irak'ta ve Suriye'de yaşananlar gözlerimizin önünüde cereyan etti ve etmektedir. Suudi Arabistan, Katar gibi petrol ülkeleri sırtlarını ABD'ye dayadıkları ve onları koruyucu hami olarak kabul ettikleri için bir sıkıntıları olmamıştır.

Türkiye'de ise, Laik ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı ve güçlü bir ordunun olması, komuta kademesinin ağır basması ABD'nin çıkarlarıyla zaman zaman ters düşmesi ve son Irak istilasında Meclis'ten de teskerenin çıkmaması, ''Ergenekon terör örğütü'' ne  üye oldukları suçlamasıyla tasviye edilerek tutuklanmaları sağlandı.

Belleklerimizi açık tutarak büyük resme iyice bakarsak, Türkiye üzerine oynanmakta olan oyunları netleştirebiliriz.. Bu olaylar yaşanırken, Cemaat ve AKP hükümeti beraber olayların içinde ülkeyi yönetmektediler.

Dönemin Başbakanı Erdoğan ile cemaat arasında ortaya çıkan kriz 17 ve 25 Aralık'ta tepe noktaya ulaşırken, Türk Ulusu'ndan gizlenen kirli ilişkilerde ortaya saçıldı, malumunuz milyar dolarlar, para sıfırlamalar, kasalar, ayakkabı kutuları vs.vs.. Devlet gücünü kullanan iktidar, bakanlarının Yüce Divan da yargılanmalarına onay vermedi.

Ve bütün bu kanunsuzlukları ''Paralel yapılanma'' ya bağlayan Erdoğan, dokunulmazlık zırhını Cumhurbaşkanlığına kadar taşımayı başardı.

Dolayısiyle bu zırhı devam ettirmek arzusuyla, meydanlara inmekte bir beis görmemektedir.  Çünkü Anayasayı değiştirme sayısına ulaşabilirse, Başkanlık sistemine geçişi sağlamak, böylece yetkileri tek elde toplamak.  

Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, Hüsnü Mübarek, Beşar Esad  gibi liderlerden nasıl bir fark oluşturacak asıl  üzerinde düşünülmesi gereken konu budur!