G20 Zirvesi bitti, İmam yine bildiğini okuyabilecek mi?

''İnsan yavaş yürürse güneş çarpar, hızlı yürürse kan ter içinde kalır, soğuk alması işten bile değildir.'

Bunun en güzel örneği G20 zirvesinde, liderlerin verdiği demeçlerde ortaya çıkıyor. En çarpıcı örnek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından dile getirildi. 

''İşid, 40 ülkeden finansal destek sağlıyor. Bu ülkeler arasında G20 üyeleri de var''.  Peki bu ülkeler kim? Suriye'nin, Irak'ın kan gölüne dönüştürülerek 2.5 milyon insanı yurtlarından edenler neyin peşinde? Putin, diplomatik bir ağızla konuştuğundan, (İsrail, Katar), Suudi Arabistan, Türkiye, Fransa ve ABD gibi ülkeleri teleffuz etmesede 40 ülkenin içinde bunların ön planda olduğu gerçeğini dile getirmiş oluyor.

ABD Başkanı Brach Obama ise;'' ABD Ordusu isterse terör örgütü İşid'in Suriye'deki kalesi Rakka'ya kadar girebileceğini söylerken, eski hataları yapmamak adına böyle bir harekata girişilmiyeceğini açıkladı. Türkiye'nin sıkça dile getirdiği 'güvenli veya uçuşa yasak bölge' hakkında ise amaca zarar verici olduğunu belirterek, böylesi bir alan oluşturmanın saha operasyonu gerektireceğini söyledi.

G20'ye ev sahipliği yapan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ise şu konulara değindi;  G20 Zirvesine damga vuran Paris'teki terör saldırıları kınanarak, Daiş, El Kaide, Boko Haram, PYD, YPG ve DHKP gibi terör örgütlerine karşı kararlı mücadeleye devam edileceğini, 2.2 milyon Suriyeli, 300 bin Iraklı 2.5 milyon mülteciyi de Türkiye'nin barındırdığını açıkladı.

Rusya'nın Doğu Akdeniz'e inmesi, varlığını hissettirmesiyle, ABD'nin Suriye politikasındaki strateji değişkliğini de beraberinde getirdi. Basra-Lazkiye koridorunu oluşturma arzusu nedeniyle, PYD'yi kara gücü olarak, İşid'e karşı kullanmak ve saha hakimiyetini elde etmek önemliydi. Moskova'nın inisiyatif aldığı yeni Suriye politikasında, Türkiye'nin bölgedeki askeri potansiyeline ABD'nin daha çok ihtiyaçı olduğu ortaya çıktı.                                                            

Türkiye'nin eski ABD Büyükelçisi Eric Edelman'ın raporunda ifade edidiği gibi; ''Kısa vadeli taktik önceliklerle, uzun vadeli stratiijik olanı dengelemeyi gerektirir.''İşte bu taktik öncelikler, İncirlik üssünün Ameriken uçaklarına açılmasına neden olurken, Türkiye'ye de PKK'yı vurma vizesini sağladı.

Böylece, bir Kasım seçimlerinin kazanılması, milliyetçi ve Kürt oylarının alınmasında çözüm sürecinin askıya alınması ve PKK vurulması etken olmuştur. (Her ne kadar PKK Amerika'nın stratejik ortağı durumunda olsada, kısa vadeli etkenler stratejiyi değiştirebiliyor.) 

Zaman, zaman Erdoğan'ın çıkışları olsa da, ABD için, AKP ve Erdoğan en uygun isim olarak on üç yıldır devam etmektedir.

G20 Zirvesi sona erdi ama görünen manzara, Baş aktörlerin kafa kafaya vererek (Obama ve Putin) bir otelin lobisinde yarım saat görüşmeleri Suriye'nin kaderini belirleyici bir işaret gibiydi!