Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Ergenekon'a gider iken aldı da bir yağmur.

Ergenekon'a gider iken aldı da bir yağmur.
 

Ergenekondan çıkış


İddianame ilgili ana hatlar nihayet resmen açıklandı. Sayfalar tutan detayda ne olduğu henüz bilinmiyor.

Ancak, son operasyondan ( 1 temmuzdan) daha önce derdest edilen tutuklu ve tutuksuz zanlılar hakkında:

''Silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütüne yardım etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik, patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçlara azmettirmek, danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek, askeri itaatsizliğe teşvik, Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlardan iddianame düzenlendiği açıklandı.

İddiaları okuduğumuzda bir örgütün, bu kadar çok eylemi yapabilmesinin mümkün olamayacağını düşünebiliriz. Hatta birbirini takip eden bu zincirleme isnatlara gülebilir ve onları alaya alabiliriz. Halbuki Ak Parti'ye açılan kapatma davasındaki iddialar bundan daha naif, daha yere basmazdı. İlgili savcı alenen, yasalarda suç olmayan eylemlerin parti kapatmada suç sayılabileceğini söylüyordu. Üstelik, iddia edilen eylemler daha yumuşaktı. En azından içinde cebir, şiddet, silah, fişleme ve askeri itaatsizliğe teşvik yoktu. Ama ona gülmedik? Ciddiye alıp inandık.

Daha açıkçası, Ak Parti'nin düzeni yıkacağına iman etmiştik. Ergenekon'cuların yıkacağına ise bir türlü iman edemiyoruz. Zorla mı kardeşim, işimize gelmiyor. Bence kazanın doğurduğuna (ve Turgut Kazan'a) inanıyorsak, öldüğüne (ve Başsavcı Engin'e) de inanmak zorundayız. Çifte standartlı olmayalım.

İddianamenin gecikmesi üzerinde çok konuşulmuştu. Hatta bu durum, Ergenekon davasının ciddiyetten uzak olduğu savlarına dayanak yapılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin bu gecikmeyi, ekleri 441 klasör tutan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan iddianamenin tanzimi ve yazılması gibi zorunlu sebeplerle açıkladı.

Kısacası ortada mahkemeye sunulmuş ama henüz kabul edilmemiş bir iddianame var. Kabul edilip dava mı açılır, yoksa ret mi edilir, bilmiyoruz. Burada konuyla alakalı söylenebilecek tek kesin şey, önceki davalardan mutlu olanların, bu davada mutsuz olmalarıdır.

Ak Parti'ye kapatma davası açıldığında, "Suçlu değilseniz niye telaşlanıyorsunuz? Yoksa hukuka güvenmiyor musunuz? " diye bilge bir uslup ve istihzai bir ifadeyle konuşan insanın (ki adı Mustafa Özyürek'tir) bu kez aşağıdaki gibi konuştuğunu görüyorum.

“... mahkeme Danıştay saldırısını karara bağladı, şimdi konu Yargıtay’da. Oradaki sanık ve sanıklar Danıştay’ın aldığı karar nedeniyle böyle bir saldırıyı gerçekleştirdiklerini söylemişlerdi. Bu ilgili mahkeme tarafından karara bağlanmıştı. (Danıştay davasını) bu soruşturmanın kapsamına almak, yargı kararına rağmen o saldırıyı örgütlü saldırı gibi göstermek çok tartışmalı bir konu. Yargıtay tarafından da mahkeme karar onaylanırsa bu iddia havada kalır."

Şimdi aynı soruyu bu kişiye ben sormak istiyorum. "Beyefendi, niye telaşlanıyorsunuz? Yoksa hukuka güvenmiyor musunuz?"

Halbuki Danıştay saldırısı karara bağlamandan önce de davanın, Ergenekon'la ilişkisinin olup olmadığının tesbiti talep edilmişti. Nedense mahkeme, böyle bir bağlantının varlığının veya yokluğunun incelenmesine gerek görmemişti. Ya da akşam haberlerinde anlatıldığı gibi Ergenekon'la Danıştay cinayeti arasında ilişki olmadığı kanaatine varmıştı.

Daha önce konforlu, rahat ve kendinden emin bir hava içinde, "yargıya güvenmeliyiz" diyenler, şimdi niçin saf değiştirdiklerini kendileri de çok iyi biliyorlar. Çünkü olaylar istemedikleri yöne doğru gidiyor. Eğer bundan sonuç alınırsa artık, "İrtica tehdidi, şeriat tehlikesi, laiklik gidiyor kaygısı" gibi kavramlar üzerinden toplum provoke edilemeyecek, korku yoluyla siyaset yapılamayacak demektir.

Bundan böyle, benzer oyunlar satarak geçinenlerin tezgahına kimse uğramayacaktır. Savcılığın iddiaları bir de mahkeme kararlarıyla tescil edilirse, toplum içine çıkamayacak olanların sayısı ciddi biçimde artacaktır.

Haber: http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=893337&Date=14.07.2008&ver=51

Resim: www.otuken.net/arsiv/haber/2004/ERGENEKON-by.jpg

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..