Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
Güncel
 

Ergenekonda Şok

Ergenekonda Şok
 

Ergenekon resmi



Ergenekon davasıyla bağlantılı olarak içten içe yaşanan rahatsızlık, son tutuklama ve aramalardan sonra iyice gün yüzüne çıktı.

Bazı kişiler ve bazı kurumlar ayağa kalktılar ama eskiden olduğu gibi esip gürlemeden tekrar yerlerine oturdular. Yalnızca yavaştan bir rahatsızlık imasında bulundular. Kimisi tutuklamalardan, kimisi de tutuklamaların kurallara uygun olmadığından şikayet ettiler, o kadar. Doğrusunu söylemek gerekirse, memleketi yerinden oynatacakmış havası ile başlayan tsunami dalgası sanki, tam sahile vuracağı sırada sönüverdi.

Hayatı boyunca hesap verme ve yargılanma kaygısı taşımamış, kendini sistemin direği saymış bir kısım zevat bu günlerde, mevcut gidişattan tedirginlik duyuyor. Yüksek sesle haykırmak, posta koymak istiyor ama arkasını eskisi kadar sağlam hissetmiyor. Bu yüzden temkinli davranıyor.

Son zamanlarda ne yürürlükteki yasalarda, ne de kanunları uygulamakla yetkili hakimler arasında yargılamaları etkileyecek biçimde bir değişiklik yapılmadı. Fakat, keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü' ve bence tarihimizde ilk kez, hukuka güvenenlerle güvenmeyenler yer değiştirdi.

Doğrusu, bu güne kadar yargının pençesini hep ensesinde hissedenlerin suskunluğunu anlayabiliyorum. Çünkü onlar dokunulmazlara dokunulduğunu görmenin şokunu yaşıyorlar. Fakat dün, 'suçunuz yoksa niçin endişeleniyorsunuz? Hukuka güvenmiyor musunuz?' diyenlerin, bugün niçin tedirgin olduklarını anlayamıyorum. Neredeyse içlerindeki sıkıntı yüzlerine yansıyor. Rutin ötesi bir durum gözlenmediği halde, zanlıların rütbesini/makamını bahane ederek, arama ve tutuklama yötemini eleştiriyorlar. Yapılanlar eskisinden çok farklıymış gibi bir hava estiriyorlar.

Tesadüf bu ya, gene bir kanalda büyük hukukçu Süheyl Batum'un konuyla alakalı değerlendirmesini dinledim. Uygulamaları açık bir dille eleştiriyordu. Ona göre Ergenekon tutuklamaları hukuka, insan haklarına, Avrupa standartlarına aykırıydı. Aynı kişi daha önceleri başörtüsü yasağını yukarıda saydıklarına uygun görüyordu. Yani hukukçu bile, bazı insanların haklarını bazılarınınkinden üstün tutuyordu.

Bir de, 'bunca yıl devlete hizmet etmiş, vatanı için canını ortaya koymuş paşalar, YÖK Başkanlığı Makamı'ndan emekli olmuş profösörler nasıl tutuklanır? Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı yapmış bir insanın evi nasıl aranır?' cümleleriyle savunmada bulunan elit cühela takımı var.

Bunlar, zaman ne kadar geçerse geçsin, dünya ne kadar değişirse değişsin, 1950 öncesi psikozunu üzerlerinden atamayanlardır. Yasalar karşısında herkesin eşit muamele görmesini içlerine bir türlü sindiremeyenlerdir.

Halbuki makam ve mevki masumiyetin karinesi değildir. Devlete hizmet etmiş büyük insanların suç işlemeyeceğine dair bir garanti yoktur. Ayrıca, Kenan Evren'in tutuklanmasından memnuniyet duyacakların, Kemal Yavuz söz konusu olunca ters köşeye yatmaları açık bir tarafgiliktir.

İslam inancına göre peygamberler ismet sahibi (yani günahsız) kabul edilir. Fakat ne yazık ki, son peygamber Hz. Muhammed'in gelmesi ile bu kapı kapanmıştır. Yani tutklanan ve tutuklanması gerekenler arasında kesinlikle bir peygamber bulunmamaktadır.

Yalnız buradan yola devam edersek, belki bir mezhepçe kabul gören günahsız (mesela şiilikte Ayetullah) ulemaya ulaşabiliriz. Bu da, makam ve mevki sahibi büyüklerimizin masum olabileceğine dair bir karine teşkil eder. Böylece emekli veya muvazzaf bürokratlarımız suç ve günahlardan azade kılınabilir. Bundan böyle de hiç biri tutuklanıp cezalandırılmaz. Öyle değil mi?

Bu açıklamadan sonra, demokratlığı laftan öteye geçmeyen despot zihniyete şunu söylemek istiyorum. Madem aranızda ismet sahibi büyükler görmeye bu kadar istekliydiniz o zaman, niçin ata mirasınız olan eski rejimi bırakıp bu sistemi seçtiniz?

Yoksa, dinimiz imtiyazlı bir sınıfı reddediyor diye mi? Bir kısım zevatın tutuklamalara itirazı, 'canları pahasına ülkesine hizmet eden insanlara bu yapılır mı?' sözünden öte geçmiyor da... Öyle ya, her türlü hakaret ve aşağılammaların reva görüldüğü Menderes ve arkadaşları bu ülkeye hiç hizmet etmemiştiler.

Bu kabil insanlara yapılanları yıllardır hiç görmeyenler ne hikmetse birden insafa geldiler. Merhamet duyguları depreşti. Yassıada avukatı H. Cindoruk'un halini ise, ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Eminim müvekkili Menderes'i bile Ergenekon tutukluları kadar savunmamıştır. Üstelik adam açıkça darbe iması da yapıyor.

Zanlı kabul edilen insanların hakaret görmesine, gereksiz yere başından tutulup arabaya tıkılmasına sonuna kadar karşıyım. Ama bu düşüncem bazıları için değil, herkes için geçerlidir.

Anlaşılıyor ki bu ülkede her çeşit suç ve günahtan azade dokunulmaz, imtiyazlı bir kesim vardır veya olmalıdır! Çünkü değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez irade bu konudaki ısrarını hala sürdürüyor.

Resim: www.8sutun.com/node/54708
 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..