Ergenekon ve akıl

Ergenekon Soruşturması her geçen gün derinleşerek sürüyor. Her gözaltı dalgasında Türkiye bir kez daha şaşkınlığa uğruyor. Hiç umulmayacak kişiler çıkıyor insanların karşısına. Peki ülkenin kalbur üstü, kafası çalışan, mesleklerinde zirveye çıkmış insanlarının bu ögütle ilişkilendirilmesi gerçeği ne derece yansıtıyor. Türk Adaleti eminim er geç tecelli edecek ve insanların zihinlerini kurcalayan bu sorular cevabını bulacak.

- Benim şimdi cevaplamaya çalıştığım ve sesli olarak düşündüğüm konu başka. Bu derece önemli ve kafası çalışan insanların organize ettiği bir örgütte alternatif bir plan hazırlanmamış mıdır?

- Bu örgütün nasıl bir yapılandırması vardır ki; soruşturma başlayalı 1 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen dışarıda olan örgüt üyeleri delilleri karartmamış, aksine evinde ve bilgisayarında muhafaza ediyor.

- Bahsedildiği gibi hücreler birbirini tanımıyor olabilir. Sağcı ve Solcu ile Ulusalcı veya PKK yanlısı kişiler örgüt içerisinde birbirlerini tanımadan örgüte çalışıyor olabilirler. Aynı kafada kırk tilkiyi kuyrukları bile birbirine değmeden dolaştıran beyinler 1 yılı aşkın süredir hala neden dışardaki örgüt elemanlarını etkisiz hale getiremez.

Eger Ergenekon varsa ve bu örgütü bahsedildiği kadar akıllı beyinler yönetiyorsa, bu saatte hiç bir örgüt üyesinin evinde, üzerinde, bilgisayarında ve kafasında delil olabilecek hiç bir iz olmaması lazım.

Bu durum da bana; Ergenekon denilen örgütün bir bütün olmadığını, parça parça resimlerin bir araya getirilerek bir bütün oluşturulmaya çalışıldığı hissini veriyor. İlhan Selçuk'tan başlayıp, Sabih Kanadoğluna kadar uzanan bu resimler arasında kimler yok ki. Orduda en üst kademeye gelmiş orgenareller, Türkiyenin çapulcu gurabası ve görevdeyken bile suçlu oldukları adalet tarafından kanıtlanmış bir sürü isim.

Her telden toplanan bu resimler bir araya gelince umulan büyük resim meydana çıkar mı ? Bunu da zaman içerisinde göreceğiz.