Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '13

 
Kategori
Psikoloji
 

Ergenlikten yetişkinliğe geçiş evreleri

Ergenlikten yetişkinliğe geçiş evreleri
 

Her birimiz küçük yaşlardan itibaren annemizin ya da babamızın söylemiş olduğu “Ahmet senden iyi bir not aldı ama sen alamadın, komşunun çocuğu senden çok daha iyi çalışıyor” sözlerini en az bir kere de olsa duymuşuzdur. 

Bu şekilde davranılarak çocukluk döneminde aile ortaminda anne-baba veya çocuğun diğer büyükleri tarafından çocuğa rekabet duygusu, kıskançlık, aşağılık kompleksi, yetersizlik.. vb. hisler aşılanıyor. Çocuk bu durumun farkında olmuyor ama aile bilinçsizce ve farkında olmadan çocuğa benimsetilen bu duygular içinde sürdürüyor. Aslında yaşanılan bu durum çocuğun asıl büyük problemleri ileriki yaşlarda yaşamasına zemin hazırlamaktadır.

Ergenlik Dönemi:

11-21 yaş arası dönem de söylenen her söz yetişkinliğe geçiş evresindeki ergenlerin kişiliklerini olumlu veya olumsuz düzeylerde  etkiler. Ailenin baskıcı tavırları, başkalarını örnek verici sözleri yetiskinlik donemine geciş hazırlığı içinde olan ergeni  oldukça gerer, aile ne söylerse söylesin ergenlik çağında bulunan kişi yine kendi bildiklerinin doğruluğuna inanacaktır. Bu durumda aileye düşen durumu anlayışla karşılamak ve onun anlayabileceği şekilde konuşarak sorunları birlikte çözebilmektir. 

Ergenlik döneminin en önemli diğer etkilerinden biride sosyal çevresinde kurdugu sosyal ilişkiler ve iletişimdir. Ergenlik dönemi, bireyin sosyal gruplarda kendisini sosyal ve kültürel anlamlarda ifade etmek amacıyla  arkadaslık bağları gelişir. Ergen, kendi arkadaşını yeri geldiğinde kıskanır, yeri geldiginde  arkadaşını korur, bazen ortak paylaşımda bulunamaz, onun sözünden zaman zaman çıkamaz hale gelir ve arkadaşına uyum gösterir. O yaşlardaki bir kişi her duruma kolaylıkla yönlendirilebilr haldedir. Her şeyi merak etme, yaşama isteği belirir. 

Ergende, yeni bir kimlik oluşum süreci başlamıştır aslında… Bu geçiş süreci dengeli bir şekilde ilerlemeli eğer sert sonuçlar doğurursa (şiddet, baskı ve aşığılama gibi) yetişkinlik döneminde travmatik durumlara neden olabilir. O yüzden özsaygı (Hem kendimizi özgün bir birey olarak değerli, hem de karşılaştığımız sorunlarla başa çıkabilecek kadar yeterli hissedebilmektir. Özsaygının temeli 0-6 yaşlarında atılmaktadır./Saim Koç) ve özgüven küçük yaşlardan itibaren verilmelidir ki ergenlik dönemine geçtiğinde kişi kendinden emin bir şekilde ilerlebilsin. 

Çocukluk döneminde, çocuğa ölçülü düzeyde özgüven verilmemesi kişilik  gelişimi aşamalarının dengeli gelişmesine engel olacaktır. Kişilik gelişimindeki her bir gelişim aşaması tamamlanmadan bir sonraki aşamaya geçişin olması kisiliğin tutarlı olarak gelişmemesine neden olur.  Ergenlik doneminde ise çocukluk döneminde yarım kalmış gelişim aşamaları kendisini ya aşırı sekilde içe kapanık bir kişiliğin veya dışa açık ama sosyal olmayan davranış ve düşünce modellerinin oluşmasına neden olacaktr. Örneğin ilkokul son sınıfta anti sosyal davranan bir öğrencinin davranssal probemlerine zamanında müdahale edilmezse, çocuk ortaokula geçtikten sonra aynı veya benzeri anti sosyal davranışlarını  sürdürmeye devam edecektir..  

Ön Yetişkinlik ve Yetişkinlik Dönemleri:

Ön yetiskinlik ve yetişkinlik, 21-65 yaş arasındaki dönemdir. Birey artık kendi ayaklarının üstünde durma ve bireysel özgürlüğünü kazanma telaşındadır. Bu dönem meslek seçimi, işe başlama ve evlenip aile kurma kişi hayatındaki önemli etkilerdir. 

* Yaşayarak tecrübe kazanma, 

* Bilinçli/bilinçsiz verdiği kararların sonucunu görme, 

* Olgunlaşma,

* Farkındalık, 

* Kendi gelişime katkı sağlayacak uğraşlara yönelme,

* Toplumsal sorunlarla ilgilenme eğilimi

* Saygınlığını ve özgüvenini daha da arttırma,

* Çevresinde iyi bir etki bırakma,

Bunların hepsi insanın kendi kişiliğinin gelişmesine katkıda bulunan faktörler olup kişiliğin gelişim evrelerinin değerlendirilmesinde ve analiz edilmesinde etkileyici faktörler olarak görülebilirler. Sorunların objektif düzeyde değerlendirilmesi ve analiz edilmesi için ilk etapda çocukluk ve ergenlik dönemleri arasındaki aşamaya dikkat edilmesi gerekir. Bu aşamada ergende, ahlaki değer yargıları gelişimini devam ettirmekte olup ergende nörolojik, psikolojik, bedensel ve sosyal değişimlerin olduğu bir dönemdir. Ikinci kritik aşama ise ergenlikten  yetiskinliğe geçişin  olduğu dönemdir.  

Çevremde yetişkin bir birey oldukları halde hala ailenin sözünden çıkmayan, kendi kişiliğini kazanamayan, fikirlerini dahi ortaya koyamayan, özgüveni olmayan insanlar görüyorum.  Bağımlı kişiliğe sahip olan bu insanlar, kendi durumlarının farkında bile değiller. Yaşam içinde amaçsızca ne yaptığını bilmez halde dolaşıyorlar. Bireyin yaşadığı durumundan çıkarabilecek ya da farkında olmasını sağlayacak etkenlerden birisi de çevresinde bu durumu gözlemleyen bireyin arkadaşlarıdır. 

Sonuç olarak, yetişkinlerin davranış ve düşünce kalıpları incelenirken ve yorumlar yapılırken yetişkin bireyin anlık veya belli dönemlik davranışları değil ergenlik dönemindeki psikolojik ve sosyal gelişim aşamalarının ne derece tamamlandığını anlamak gerekir. Yetişkinlik dönemindeki yaşanan psikolojk sorunların, sosyal uyumsuzlukların ve özgüven yetersizliklerinin temelleri genellikle çocukluktan ergenliğe geciş döneminde aranmalıdır. Direk çocukluk dönemine giderek bir yetişkinin kişisel sorunları tam olarak değerlendirilemez. 

Özlem ÖZTULUM

www.ozlemoztulum.net 

 
Toplam blog
: 12
: 1257
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

2009 yılından bu yana kişisel gelişim, kuantum fizik, kuantum düşünce teknikleri, nlp, psikoloji üz..