Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Profosyonel Koçluk Nihal AYDIN

http://blog.milliyet.com.tr/hemerakocluk

29 Nisan '15

 
Kategori
Psikoloji
 

Erkekte kadın korkusu

Erkekte kadın korkusu
 

Annesinin bedenine, varoluşuna karşıt olarak gelişmek zorunda kalan erkek çocuk,bu duygusunu genelleyerek kadınlara karşıt gelişir. Kadınlardan çekinir, korkar ve “kadınlarla savaşı başlar”. Bedensel duyuların,duygu ve heyecanların,duyarlılığın kadına ait olduğu varsayımıyla, erkekler kendi beden, duyu ve duygularıyla yabancılaşmak zorunda kalırlar yada bırakılırlar

Dokunmak, okşanmak, koklamak, duymak, gülmek, ağlamak, hissettiklerini ifade edebilmek anneye ait bir varoluş olduğundan, erkek çocuğun kafasında, kendine yasaklanmıştır. Böylelikle bedeniyle ilişkisinin duygu hisleri kesen erkek çocuğun cinselliği ve cinsel hazzı da sadece cinsel organı civarında sınırlanır. Bedeninin diğer bölgelerini duymak ve hissetmek “kadınsı” olduğu için, erkekler duyusal ve dokunsal haz ihtiyaçlarını ,örneğin;iyi bir yemek yemek, iyi bir içki içmek gibi , öfkelenmek, kavga etmek, güç gösterisi tutumları, mutsuzluklarını, güçsüzlüklerini, içlerinde yaşadıkları içsel duygularının dışa dönük davranışlarla telafi etmeye çalışırlar.

Aslında büyük çoğunlukla babalar evde pek görülmez ,İş yaşamı ev geçindirme, ekonomik zorunluluklar,evden uzakta çalışma, toplumda kendini yer edinme ve sosyalleşme ihtiyaçları, işlerini yürütmek ve ailesinin geçimini sağlamak zorunluluğun verdiği hisle , her zaman ön planda aileyi geçindirme olmuştur.

Babanın evde bulunmadığı veya çok az bulunduğu ailelerde, babalar ,annenin ve çevrenin yaşattığı simgelerle tanınırlar. Evde az görülen babanın kimliği, annenin baba hakkındaki duygu ve düşüncelerle oluşturulur. Genellikle”babalar ya birer kahramandır ya da rezilin tekidir”    

Babaların çocuğun gelişiminde var olmaması sonucu,erkek çocukların karşısında,    özdeşleşemedikleri, ”erkek olma yolunda” özdeşleşmek istemedikleri anne figürü vardır. Babalar olmadığından, annelerin varlığı, oran olarak gereğinden ve gerçeğinden daha büyüktür. Erkek kimliğini şekillendirmek için annesinden farklılaşmak ve annesinin iktidarından kurtulmak, Erkek çocuğun gelişiminde son derece önemlidir.

Bu amaçla anneyle çatışmaya ve güç kavgasına giren erkek çocuk,kadınlarla ilişkilerini de çatışma yoluyla sürdürmeyi öğrenir. Çatışma veya mesafe koyarak uzak durma, Erkek çocuğun gelişimindeki “ilk kadınla”kurduğu ilişki tarzı olur. İleriki yaşamında, kadınlarla olan ilişkilerinde tekrar eden bir durum haline gelir.

Evde disiplini sağlama amacıyla annenin kurduğu otorite ve baskıya karşı koymak erkek çocuğun ”erkek kimliği” yapılanmasında önemlidir. Gelişim ihtiyaçla oluşan bu karşı koyma,anne de kaçınılmaz olarak öfke ve kızgınlık yaratır. Kimliğini inşa etmekte olan erkek çocuk için, annesinin öfkesine duyarsızlık geliştirmek bir savunma mekanizmasına dönüşebilir. Duyarsızlık anneyi daha çok öfkelendirir ve çocuğu cezalandırmaya dönüşür çoğu kez. Tekrar eden bu kısır döngü nedeniyle ,erkek çocuklar ,erken yaştan itibaren kadın kızgınlığına karşı duyarsızlık, savunuculuk,öfke ve isyan yaşamayı öğrenirler.

Bu da ileriki ilişkilerinde, birlikte oldukları kadınların doğal ve sağlıklı kızgınlıklarını duymalarına, savunucu olmadan dinlemelerine önemli bir engel oluşturmuş olur.

Bu nedenle çocuğun gelişiminde babaların katkısı son derece önemli ve hayatidir.Gelişim sürecindeki doğal isyanlar, Kavga ve çatışmaların bir bölümü babayla da yaşandıkça, babanın eksikliğinden dolayı oluşan” abartılı anne figürü” normal insani boyutlara indirgenir. Kadın abartılı ,kaçınılması veya bastırılması gereken ürkütücü boyutlara bürünmez. Çocuğun gelişiminde böylelikle,yetişkin ilişkilerine taşımak zorunda kalacağı , anneyle(kadınla)bitmemiş kavgalar fazlaca oluşmaz.

Erkek çocukların bedenlerinden, duygu ve duyularından yoksun bırakılmış, üstelik bu nedenle toplum tarafından da takdir gören, erkeklerin, kadınlar ve çocuklara sağlıklı ve doyumlu ilişkiler kurması ve yakınlık becerileri sergilemesi imkansızdır. Babalar oğulları ve kızlarıyla daha yakın, daha iletişimli ve duygu alışverişli ilişkilere girmedikçe,erkekler SEVGİ, ŞEFKAT, yakınlık, duyarlılık göstermeyi bilen insani yüzlerini yaşama geçirmedikçe, toplumumuzun önemli sorunlarından biri olan kadın/erkek”insan”ilişkileri düzelemeyecektir.

SEVGİ BİR ARMAĞANDIR…çocuklarımıza…

 
Toplam blog
: 4
: 436
Kayıt tarihi
: 28.12.13
 
 

Ege'nin incisi Muğla'da doğdu. Sakarya Üniversitesi İşletme Yönetimi Bölümü'ndeki eğitim hayatınd..