Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '07

 
Kategori
Tarih
 

Ermeni - Türk ilişkilerinde tarihi gerçekler ve soykırımı iddaları (1)

Ermeni - Türk ilişkilerinde tarihi gerçekler ve soykırımı iddaları (1)
 

İnsanlık, tarihi olayları kendisi için yepyeni bir kader arayışını yansıtacak biçimde, hayalindeki düşünceye göre biçimlendirmek ister. Bundan dolayıdır ki, tarihi olgular insanoğlunun doğru, ya da yanlış bir hayalini sunarlar. Çıkan değerler yüceltiyorsa doğru olarak, eğer küçültüyorsa yanlış değerler olarak algılanırlar.

Tarihi olayların konusu insan olduğu için, doğal olarak da insanlığı ilgilendirir. Tarih ilmini yazan tarih bilimcilerinde insan olduğundan hareketle, olayları yorumlarken tam manasıyla tarafsız olamadıklarını fark ederiz. Bilimin tarihçilerden beklediği tarafsız, yansız ve objektif olma ilkelerinin ihlal edildiğini tesbit ederiz. En tarafsız bildiğimiz tarihçilerin bile, kendilerince geçerli kabul ettikleri nedenlerden dolayı, tarihi olayları yorumlarken kendi duygularından birşeyler ekleme çabasında olduklarını görürüz.

Tarihi olaylar kendi karekterini ve insanlığın kaderini belirlemede iç ve dış dünya ile sürekli ilişki ve etkileşim içinde evrimini sürdürerek, insanlığın geleceğini tayinde önemli rol oynarlar. Böylece tarihi olgular, insanlığın geleçekten daha emin ve daha güzel bir kader arayışına millilik kimliği kazandırıp, bir süre sonra ülke sınırları dışına taşan, evrensel boyutta dış dünya ile ilişki kurmasını da sağlar.

Ermeni-Türk ilişkilerinin sağlıklı ve objektif bir bakış açısıyla yorumlanabilmesi için, tarihin o dönemini ve o dönemde gerçekleşen olayların sebep ve neticelerine bakmak lazım gelir. Acaba hangi neden ve sebepler, asırlarca birlikte yaşamış insanları birbirelerine boğazlattırmış onları incelemek gerekir. Tüm gerçekleri gün ışığına çıkartmak için, sebep ve nedenleri hazırlayan ortamı iyi tahlil etmek gerekir. O dönemin dünyasını şekillendiren siyasi eğilimleri hesaba katarak, tüm dünyada etnik kökene dayalı milliyetçilik akımlarının gelişmesine öncülük eden, 1789-1799 Fransız ihtilalinin, Ermeni-Türk ilişkilerine ne derecede tesir ettiğini dikkate alan bir incelemenin daha sağlıklı olacağı düşüncesiyle, Fransız ihtilalinin kısa ve öz değerlendirmesinden sonra, konumuza başlamak istedim.

Tarihte Batının emperyalist ve savaşçı ihtiraslarını sürekli canlı tutması en çok Türkleri hedef almıştır. Haçlı seferleri gibi, birçok olumsuz gelişmelerden direkt etkilenen Türkler olmuştur. 1789-1799 Fransa' da Monarşi rejminin yıkılıp, yerine Cumhuriyet rejiminin kurulması olarak bildiğimiz Fransız devrimi, Roma Katolik Kilisesini ciddi reformlara yöneltmesinden başka, tüm dünyada Milliyetçilik akımlarının gelişmesine de öncülük etmiştir. Milliyetçilik akımlarının yayılması, İmparatorluk çatısı altında bulunan farklı milletlere mensup halkların, bazı devletlerin kışkırtmasıyla isyan ederek bağımsızlık mücadelesine girişimlerine sebep olmuştur.

Fransız Devrimi sonuçları ve ideolojisiyle, Yeni Çağın şekillenmesine de tesir etmiştir. I. ve II. Dünya Savaşlarına yön vererek, bugünün dünyasının şekillenmesinde etkili olmuştur. Fransız ihtilali sonrasında ateşlenen milliyetçilik akımları, Osmanlı Devletinde bulanan azınlıkları da cezbetmiştir. Balkanlarda Osmanlıya karşı ilk ayaklanan sırplar olmasına rağmen, en sistemli örgütlenme eylemini Yunanlılar yapmıştır. Sırplara sadece Ruslar yardım ederken, Yunanlıllara tüm Avrupa ve Aanadolunun kuzeyinden, Rumlardan’da yardım gelmiştir. Helen davasını gaye edinen ilk cemiyet olan, Filike Etherya 1814 yılında Odesa’ da kurulmuştur. Rus Çarı’ nın himayesinde faaliyet gösteren bu dernek, eski Bizans’ ı yeniden canlandırma amacına yönelik olarak ilk faaliyeti 1821 Mora isyanı olmuş ve 1830’ a kadar geçen süreçte, Yunalılara bağımszılıklarını kazandırmıştır.

Yunanistan' ın bağımszlığını kazanmasıyla başlayan I. ve II. Balkan savaşlarında güç ve oteritesi zayıflayan Osmanlının durumunu fırsat bilen diğer unsurlarda sırasıyla 1878 Romanya, Sırbistan, Karadağ bağımsızlığını ilan etmiş, Bulgaristan’ a muhtariyet verilmiş, O da 1908' de bağımsız olmuştur.

II. Abdülhamit kalan toprakları korumak için, Avrupa’ daki rekabetten yararlanıp, balkan devletlerini birbirine düşürmüşse de, İttihat ve Terakki yönetimi balkanlardaki sorunlara çözüm getiremeyince, balkan ulusları birbirlerine yaklaşıp Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ ve Yunanistan Osmanlıya karşı ittifak kurmuştur. Avrupa ve Rusyanın milliyetçilik akımlarını provoke etmesi ve Rusların buralarda bulunan Slav ve Ortodoks halka hükmetme arzusu ve Osmanlının, Almanlarla yakınlaşması, balkanların kayıp edilmesinin sebepleri olarak görülür.

Balkan savaşları başladığında Osmanlının durumu nasıldı diye bakacak olursak, savaş başladığı sırada Osmanlı iç ve dış sorunlarla uğraşmaktadır. Hükümetler sık, sık değişir, bellibatısında bu gelişmeler olurken, Doğusunda, Anadoluda’da boş durulmaz. Hıristiyan misyonerler Rum, Ermeni ve Süryanilere yönelik faaliyetler içinde olurlar. Menfaat paylaşımında kendi aralarında anlaşamayan İngiltere, Fransa ve İtalya Kuzey Avrupada Almanlarla anlaşmazlığa düşen Ruslarları’da yanlarına alarak, Almanlara karşı ittifak birliği oluştururlar. 1912 balkan savaşlarında başarısız olan İttihat ve Terakki yönetmi, özellikle Enver ve Talat Paşaların telkiniyle batı ittifakında değil de, Almanların safında yer almak gibi yanlış ve hatalı bir tercihle devleti sonucu belli olmayan bir maceraya sürüklerler. Almanlar Fr bir dış politika yoktur. Ayrıca Osmanlı Ordusu politik çekişmelerle uğraşır ve ordunun büyük bir kısmı Yemende çıkan isyana yönlendirilmiştir. Balkan savaşı esnasında Ordu Doğu ve Batı Ordusu diye ikiye ayrılmış, Doğu Ordusu Bulgarlara karşı, Batı ordusu ise Sırbistan, Karadağ ve Yunanistana karşı savaşır. Balkan savaşları sonucunda Mustafa Kemal’in Orduya siyaset karıştırılmaması fikri kanıtlanmış olur fakat, o da Osmanlıcılık yerine Türkçülük akımının yayılmasını benimser.

Osmanlı topraklarının ansa ve Ruslara karşı savaş hazırlığı içinde olduklarından, ufukta I. Dünya Savaşının balayacağına dair işaretler görünmüştür.

Almanların Rusya’ya Karşı Osmanlı’yı Kullanma Becerisi:

1914 yıllarda Alman İmparatoru II. Wilhelm’in gözü doğu topraklarındadır. Bölge İngiliz hakimiyeti altında bulunmaktadır. Almaların bölgedeki varlığı ise, 1898 yılında insaştına başladığı ve Osmanlı tıpraklarından geçen Bağdat demir yolu inşatını yapmaktan ibarettir.

1914 de Rus Çarlığı ile Kuzey Avrupada savaş hazırlığı yapan Almanya, savaşta Rusların gücünü parçalayıp zayıf düşürmek için, iki cehpede birden savaşmak ister ve Almanya’nın Rusya’ya karşı kullanmak istediği koz Osmanlıdır.

Alman kayzeri II. Wilhelm’in iki cephe planı, Rusları, Osmanlılar kanalıyla arkadan yani Anadolu’nun doğusundan vurmaktır. II. Wilhelm Rusların sıcak denizler ve Akdenize inme planlarını bildiği için, İttihat Terakki Cemiyetini ikna eder. 1912 Balkan savaşından zayıflamış olarak çıkan İttihat ve Terakki yönetimi boğazların güvenliği ve İmparatorlurluk topraklarını korumak için tek yolun, Rusya ve İngiltere’ye karşı Almanya ile işbirliği yapmak olduğuna inanmaktadır.

Enver Paşa Alnamlarla kader birliği yapmak isteyen gurubun en hararetli savuncusudur. Almanlar da Enver Paşaya büyük destek sağlarlar. Almanyadan Türkiye’ye gönderilen silah ve cephane vagonlarının üstünde Enverland yazılarına bile rastlanmıştır.

Almanya 1913 yılı Aralık ayında Liman von Sanders başkanlığındaki bir askeri heyetini İstanbula gönderir. 70 Kişilik Alman subaylardan oluşan bu kadro daha sonra I. Dünya Savaşı boyunca (1914-1918) Osmanlı ordusunun yönetim kadrosunda söz sahibi olacaktır.

Yazı dizimiz devam edecektir.

Yararlandığım Kaynaklar:

1)- Doc. Haluk Dursun Nilden Tunaya Osmanlı Yazıları, Ötüken Yayınları İstanbul

2)- Osmanlıdan Günümüze Ermeni Surunu, Yeni Türkiye Yayınlarıö Ankara

3)- Dr. Hüsamettin Yıldırım, Ermeni İddaları ve Gerçekler, Ankara

4)- Arşiv Belgelerine Göre, Kafkaslarda ve Anadoluda Ermeni Mezalimi, T.C.Başbakanlık Devlet Arşivleri

5)- Prof. Yusuf Hallaçoğlu, Ermeni Tehciri ve Gerçekler

6)- Turkkaya Ataöv Osmanlı Arşivleri ve Ermeni Sorunu, 1989

7)- Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, TTK. Basımevi Ankara 1983

8)- Gazeteler 2007

 
Toplam blog
: 65
: 3015
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümü  terk. Hollanda'da ikamet etmekte. Hollanda'da ..