Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Ermenilere, Hristiyanlara, Yahudilere buyur gel, Türk köylüsüne 2B

Ermenilere, Hristiyanlara, Yahudilere buyur gel, Türk köylüsüne 2B
 

Fotoğraf: http://www.iha.com.tr


Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, turizm fuarına katılmak için gitiiği Rusya'nın başkenti Moskova'da yaptığı bir açıklamada "Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar yüzünden ülkemizi terk etmiş Hristiyan ve Yahudiler var. Hepsine 'Ülkenize geri dönebilirsiniz' diyoruz demiş ve hemen akabinde ülkemizde yaşayan bazı gayri Müslimler tarafından ardı ardına bazı açıklamalar gelmiş.

Radikal gazetesinden Enis Tayman imzalı habere göre; Azınlık Cemaat Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas, Bakan Ömer Çelik’in açıklamalarının çok ilginç ve cesur olduğunu söylemiş ve “Dönün” çağrısının pratikte karşılık bulmasının o kadar kolay olmadığı dile getiren Vingas şöyle konuşmuş: “Altyapı sorunlarını görmek lazım. ‘Gelin’ demekle kime ve hangi zamanda terk edenlere ‘Gelin’ dendiğini aydınlatmak lazım. Bırakın Mübadele ve 1915’i; yakın tarihte Süryani köyleri boşaltıldı. Dönmek isteyenlerin sıkıntıları var. Gökçeada’da Rum cemaatinin sıkıntıları var. Bir sene öncesine kadar Ortodoks hüviyetinden biri Müslümandan mülk alamıyordu. Gökçeada’daki okulumuzun açılış yazısını da 3 senedir bekliyoruz. Malatya ve Sivas’ta Ermeniler oturuyor ama ibadethaneleri yok ”

Dört yıl önce Türkiye'ye dönen papaz Saliba Erden ise "Huzur yok. Biz geldik, katlanıyoruz. Buranın durumlarını biliyoruz. Buranın yaşaması zor. Avrupa’dan soran oluyor. Ben de ‘Halen riskli’ diyorum. Buraya dönmek isteyene ‘Güzeldir, gel buyur’ diyemiyorum. Ben kimseye gel kardeşim dön diyemiyorum” diye konuşmuş..

İsrail’deki Türkiyeliler Birliği Basın Sorumlusu Rafael Sadi ise: “Hoş bir açıklama, insanın içini ısıtıyor” diyerek geçmişte yaşananların unutulmaması gerektiğine dikkat çekmiş ve:" Varlık Vergisi adıyla haksız olarak alınan vergiler tazmin edilecek’ der mi acaba? Ya da ‘Trakya olaylarında mallarını mülklerini kaybeden, üç kuruşa satmak zorunda kalanların mülklerini geri veriyorum’ der mi?” demiş.

Ermeni kurumlarında yöneticilik yapan Garo Paylan ise "gidenlerin keyiflerinden gitmediğini" belirterek "Halen somut birşey getiremiyoruz" dedi. Paylan,"Son günlerde çokça tartışılan çözüm süreci, Kürt ve Türk’ün barışması şeklinde değil, bu topraklardan göç ettirilen bütün halkların barışması şeklinde ortaya konabilirse o zaman vatansızlaştırılan halkların geri dönmesinin şartları oluşabilir” diyerek iktidara çözüm önerisinde bulunmuş.

Sn.Bakana göre yapılan o yanlışlar neydi, neden yapıldı detaylarını açıklamamış bilemiyoruz ama buna göre: bu ülkede Yahudi olabilirsiniz, Ermeni olabilirsiniz, Rum olabilirsiniz. Hatta Somalili, Myanmarlı, demokratik seçimle işbaşına gelmiş Esad'a karşı çarpışan muhtelif kimliklere sahip lafta muhalif, Arap, vs. Bizzat başbakanın ilgisine alakasına mazhar olup takdir ve taltif edilirsiniz ama eğer Türk iseniz vakti gelince inilecek tiren olarak görülür ve vakti geldiğinde inilirsiniz. Ondan sonra gelsin biber gazları, coplar, tomalar, gözaltılar, demir parmaklıklar, 2B'ler, dolayısı ile zoraki tehcirler. Size ait bütün değerler ayaklar altına alınır çiğnenir. Bütün bayramlarınız tu kaka ilan edilir yasaklanır. Siz artık tüm yasakları çiğneyen yasaklılar, elleri kelepçelinesi, yerlerde sürüklenesi, hapishanelere atılası kendi toprağının işgalcileri, teröristleri, marjinalleri olmuş, oldurulmuşsunuzdur.

Ne demeli. Türk olmanın, Türk olduğunu ifade etmenin kahramanlık ve cesaret sayıldığı bu günlerde, belki de zamanında uyanamayarak, fark edemeyerek, kanarak, inanarak, alet olarak, bugün başımıza gelenleri ve gelecek olanları hak etmişizdir. Önemli olan bundan sonra ne olacağı ne yapacağın(m)ızdır.

Ya, onuru, gururu ayaklar altına alınmış, çiğnenmiş, üzeri çizik atılmış bir halkın silik vatandaşları olarak bir köşeye sinip, yata kıvrıla omurgasız, kimliksiz, kişiliksiz yaşayacaksınız, ya da biz varız, buradayız, hiç kimse bizi ayaklar altına alamaz deyip kimliğinizle, kişiliğinizle, onurunuzla size tüm bunları reva görenlerin karşısına çıkacak, dikilecek, iradenizi beyan edeceksiniz. Karar sizin. Lakin bilin ki vereceğiniz bu kararla tarihe geçeceksiniz. Tarihte nasıl anılacağımızı ise yalnız ve yalnızca gelecek nesiller belirleyecek. Ya minnet ve şükranla anılacak, yad edileceksiniz, ya da kimliğine, kişiliğine, geçmiş ve geleceğine sahip çıkamamış bir ülkenin yenilgiye uğramış kimliksiz kişiliksiz fertleri.

Nasıl anılacağınızı siz, kendiniz belirleyeceksiniz.

Umarım kararınız geleneğimize ve geleceğimize yakışan olur.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..