Ermenistan Açılımı

“Ermenistan Açılımı” göründüğünden daha büyük bir resim.. Ermenistan’da ve bizde yeni bir nesil yetişiyor. Yerel kültürle birlikte aynı sosyal değerlerden, aynı evrensel anlayıştan beslenen daha global bir nesil var önümüzde. Bu nesil iki ülkenin geçmişini tarihsel çentiklerden, geleceğini mezar taşlarının gölgesinden kurtaracaktır. Çanakkale’deki gibi. İkinci Dünya Savaşındaki gibi.. Açılım adına bölgede üstlendiği rol, Türkiye’yi de şimdiye dek hiç olmadığı kadar iyi bir yerde konumlandıracaktır. Açılım, iki ülkeyi de içine kapanmaması için zorlayacak; Ankara, ülkenin batısına çeviremediği yüzleri kendi ülkesinin doğusuna çevirecek, Dünya ile entegrasyonu sağlamak için ekonomik sosyal ve kültürel çeşitlilikleri paylaşmanın yolunu açacaktır. Bu açılım tüm coğrafya için değişim anlayışının pi sayısıdır. Bu açılım, İran’daki devrim muhafızlarının sahip olduğu Türkiye’deki OYAK benzeri güçlü yapılanmaların hiç kimsenin beklemediği özelleştirme çalışmaları kapsamında değerlendirilmesi, Kuzey Irak’taki inşaat sektörünün tekrar canlanması demektir. Değişim anlayışının özü ne? Bu süreçte Türkiye’nin görece gelişmiş olan sınai, eğitim, sağlık, güvenlik yapısını ihraç etmek, Türkiye’yi bu değerlerin merkezi haline getirmek, çevre ülkelerin nitelikli insanlarını kendimize çekmek.. Sanayi ve ekonomi başta olmak üzere mavi ve beyaz yakalı her tür hizmet kalitesi yönünden bizden geri bu çevre ülkeleri kendi pazarımıza dönüştürmek… İran’ın kendi ülkesinde petrol rafinerisi kuracak ekonomik güç ve teknolojiden yoksun olması, İran’ın bile yurtdışından işlenmiş petrol ürünü alacak noktaya getirilmesi, bölgedeki güç dengelerinin fazlasıyla bozulduğu anlamına gelir. Bu durum bile dikkate alınırsa açılımın dünyaya önemli nefes aldıracağını herkesin umut etme mecburiyeti vardır. Dahası bu çevre ülkeler kendi yönetimlerini tehdit edecek, içerde ve dışarıda istikrarsızlığa yol açacak, onları dünya ekonomisinden, kültüründen, sanatından, uzak bırakacak iç unsurlara sahiptirler. Bu unsurların durdurulması ve dengelenmesi için bu ülkelerin dışa açılması elzem üstü bir gerekliliktir. Çevre ülkelerin şimdi de gelecekte de dışa açılacakları tek ülke Türkiye’dir. Bu nedenle açılım herkes için gereklidir, kapalılıktan şimdiye kadar istifade edenler de dahil.. Kendi içimizdeki dengeleri bir şekilde dış ölçüye göre oluşturabilmemiz ve yeniden kurabilmemiz için AB’ye girmemiz ne kadar gerekliyse, bu ülkeler için de bizimle ve bizim üzerimizden Dünya ile ilişki kurmaları hem kendileri hem de dünya için o kadar elzemdir.. Bu açılım Orta doğuyu kabileden kente dönüştürecektir.