Esad'ın şu pervasız zulmünü durdur artık, President Obama!

Sayın Obama,

Suriye'nin yanıbaşındaki bir ülke olarak, bu çağrıyı bir Amerika başkanına yapmak istemezdik.  Ama ne yazık ki bugünün dünya gerçeği Suriyede süren pervasız ve acımasız katliamı durdurabilecek tek kişinin bir ABD başkanı  olduğunu gösteriyor.

İkinci defa Amerika halkının teveccühüne nail oldunuz, bu bizi de memnun etti.  Tüm diğer başkanlar gibi sizin de bu  ikinci başkanlık döneminizde daha rahat çalışmasını umuyoruz. Artık kazanmanız gereken bir seçim daha yok çünkü...

Sizin rahat davranmanız demek, Amerikada hakim olan "lobi"lere karşı daha bağımsız hareket etmeniz demek oluyor. Bu bakımdan da, Müslüman bir babanın evladı olarak, Suriyedeki Müslüman katliamına dur demenizi bekliyoruz.

Sayın Bay Obama,

Türkiye, tek başına bunu yapabilecek durumda değil. Hem dış dünya ve hem de iç muhalefet Türkiye'nin Suriyedeki zulme karşı harekete geçmesini engelliyor. Esad'ın Türkiyedeki taraftarları, Tayyip Erdoğan'ın taraftarlarından daha fanatık ve daha gayretkeş, buna hiç şüpheniz olmasın.

Artık iyice gemi azıya alan Esad, Türkiye sınırlarını da bombalamaya başladı. Gerek dışardaki göz yumma, gerek içerdeki destek Esad'ı  azdırdıkça azdırıyor.

Bu azmışlık elbette sona erecek, elbette "azan it belasını bulur" atasözü gerçekleşecek...Bizim, bu zulmü engelleyebilecek güç sahibi bir insan olarak, sizden beklentimiz bunun daha fazla gecikmeden, daha fazla kan dökülmeden yapılması...

İster "gizli Müslüman" olun, ister açık Hristiyan olun, bu zulmü engellemek adına harekete geçmelisiniz. Suriyedeki durum, insan vicdanının tahammül sınırlarını çoktan aşmıştır zira.

Türkiye'nin Cumhuriyet tarihi boyunca, ete sütü bulaşmayan dış politikasının etkisi ne yazık ki hala sürüyor. Hala, birileri "Esad'a elleme, sen karışma, yurtta sulh, cihanda sulh..." tavırlarıyla Hukümetin paçalarına sarılıyor. Bu Esad denen adam, nasıl yapmışsa yapmış, kendi ülkesinden çok Türkiyede hayran edinmiş...

Biraz da bu yüzden Türkiye, Suriyedeki zulmü seyretmek zorunda kaldı. Ama, siz Sayın Obama, siz bu işe el atar, bu zulme son verirseniz, size kimse bir şey diyemez...Ancak ve ancak mazlum Müslümanların duasını alırsınız.

Esad(zulüm)severlerin, alışılagelmiş emperyalizm çığırtkanlıkları da size bir şey yapamaz. Sizin "derin devlet" nasıl olsa onları da kontrol ediyor.

Sayın Başkan Obama,

İkinci defa seçilmenizden sonra, Arakan'a gitmek istemeniz elbette sizin Müslümanlara karşı yapılan zulümlere duyarlı olduğunuzu gösterir. İşte bu yüzden, sadece Arakan'da akan kanı değil, Suriyede akan kanı da durdurmak adına şu zalime dersini vermelisiniz. Hatta bu ders, bu zalimin son dersi olmalı...

Bunu yaparsanız,  ülkenizin itibarını Müslümanlar nezdinde sıfırlayan neo-con'cuların bu tahribatını da tamir etmiş olursunuz.

Bugün, bu zulmü durabilecek güce sahip olup da bunu kullanmayanlar ebediyyen vebal altında olacaklardır. Hangi ülkeden, hangi dinden; hangi mezhepten, hangi meşrepten olurlarsa olsunlar...

Bu veballe bu dünyadan gitmek istemeyeceğinizden eminim Sayın Obama!...