Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '08

 
Kategori
Öykü
 

Eşek, köpek ve maymun

Eşek, köpek ve maymun
 

"Tanrı önce huzuruna, eşeği çağırmış!...


Memurlar, servis otobüsünün trafikteki boğuşmasının ardından masa başındaki yerlerini almıştı. İçilen çaylar ve günün yorumlarından sonra, özenle yazılan yazılar imza kartonlarındaki yerlerini almaya hazırdı. Koşuşturmalar ve öğle yemeğinin ardından tekrarlanan yeni yazıların tuşlar üzerindeki son noktası da, konduğunda saati 17.30’ u gösteriyordu. ‘ İyi akşamlar, yarın görüşürüz.’ Sözcükleri koridorlarda yankılandığında binanın ışıkları da peş peşe sönüyordu.


Meltem, servis otobüsünün kirli, son koltuğuna her zamanki yerine oğluyla birlikte oturdu. Şişmanlığına olmasa da, içerisinin sıcak ve havasız oluşuna hayıflandı. Pencereyi açmak istediğinde, kadınsı gücü yetmedi. Ufak bir zorlamanın bile kendisini terletmesine sinirlendi Otobüs, hareket ettiğinde, arkasına yaslanıp, dinlenmeyi ve terinin kurumasını bekledi. Gözlerini kapattığında arka koltuktan gelen geyik muhabbetine kulak verdi.

Vallahi! Şu çocukların okulları olmasa, bir dakika bile durmam, hemen emekli olurdum. Hayat şartları malum, elim kolum bağlı. Şu anda, eşeklik dönemim mecburen uzadı.” Sözüyle gözlerini aralayıp arka koltukta oturan yaşlı ve kıdemli memur arkadaşına;

“ Estağfurullah, o da ne demek?”

“ Bak öyleyse anlatacağımı iyi dinle. O zaman bana hak verirsin;

“Tanrı dünyayı oluşturduğunda, yeryüzünden, yeşilliklerinden ve nimetlerimden yararlansın diye canlıları göndermeye karar vermiş. Verirken de onlara bir ömür biçecekmiş. Huzuruna önce eşeği çağırıp ona;

“ Sana, helalinden otuz sene veriyorum. Senin görevin, insanların yükünü taşıyacaksın, onlara yardım edeceksin. Tamam, mı?” dediğinde eşekte;

“ Aman! Efendim, bu kadar sene bana fazla. Bana on beş sene yeter de artar bile” Dediğinde, teklifi kabul edilmiş. Tanrı, bu kez köpeği huzuruna çağırtmış,

“ Bak sana da otuz sene veriyorum. Yapacağın iş, yalnızca insanları korumak ve onlara sadakatli olmak.” köpek bunları duyduğunda,

“ O zaman bana da on beş sene yeter” demiş. Huzuruna daha sonra maymunu çağırtmış. Ona da;

“ Sana da helalinden otuz sene veriyorum. Senin görevinde, insanları güldürecek ve eğlendireceksin.” Sonunda Tanrı, huzuruna insanoğlunu çağırtmış ve;

“ Yirmi yılda sana veriyorum. Keyfince gez, dolaş, genç ve dinç bir şekilde güzel bir hayat yaşa.” İnsanoğlu dayanamamış,

“ Olur, mu efendim, bunlar için bu süre az. Şu eşeğin, köpeğin ve maymunun istemediği yılları bana verin. Üzerine de biraz daha ilave edin, yaşayıp gidelim.” Tanrı, insanoğlunun isteğini kabul etmiş ve hepsini dünyaya göndermiş.” Otobüsün ani freni, servis içindeki memurları karıştırmaya yetmişti. Şoförün bağrışması zor yatıştırılmıştı. Arka koltukta merak içinde hikâyeyi dinleyen memur,

“ Nerde kalmıştık, şu frende ortalığı dağıttı be.”

“ Haa! Evet, Tanrı, canlıların hepsini dünyaya göndermiş, zaman geçmiş, insanoğlu, seksen yaşına gelmiş. Artık bir ayağı da çukurdaymış. Yanındaki arkadaşına kahvede başlamış dert yanmaya, ‘Yirmi yılımı en iyi şekilde, krallar gibi geçirdim. Uzun yıllar eşek gibi çalıştım durdum. Emekli olunca, artık bir köpek gibi sadakatlice hanımımın dizi dibinden ayrılmadım. Sonrada çoluk çocukları evlendirip torunlarımız oldu. Şimdi de bir maymun gibi onlara şebeklik yaparak eğlendiriyorum.’Gülüşmeler otobüsün içindeki havayı biraz olsun yumuşattığında, otobüste son durağına çoktan yaklaşmıştı.


Ertuğrul ERDOĞAN

2003- BURSA

 
Toplam blog
: 300
: 466
Kayıt tarihi
: 06.05.08
 
 

Ertuğrul Erdoğan, 1958 yılının sonbaharında Ankara'da doğdu. 1968 -1980 yılları arasında babasını..