Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '11

 
Kategori
Öykü
 

Esele ve Azral 6

- Beyler haddinizi aşıyorsunuz. Ticarette hata sözkonusu bile olamaz. İtibar ve şeffalık çok önemlidir. Elbette bazı özel durumlarda... Bunun haricinde gizlilik esastır.  Ancak siz yaşı neredeyse kırka dayanmış kültürlü insanlar olmanıza rağmen onbeş yaşındaki cahil çocuklar gibi hareket ediyor ve bunu da sözlerinize yansıtmaktan çekinmiyorsunuz. Bir kurum içerisinde en yetkili isme saygı duymak önemlidir. Ve hepiniz bilmektesiniz ki bu kişide Bay Azral'ın ta kendisidir. Sizlere kaba bir tabir kullanmamı mazur görün beyler ancak ekmek yediği kaba pisleyenin sonu pek de hayırlı olmayacaktır. Her birinizin hakkındaki düşüncelerim olumlu ve güven çerçevesine dayanıyor. Lakin dedi cümleyi uzatarak; - bu güveni sarsacak ufacıkta olsa bir hata yaparsanız acımayacak ve size yolunuz açık olsun diyeceğim. Ve emin olun ki buna tam yetkiliyim. Bu nedenle kuracağınız cümleleri iyice düşünün,sonra sözlerinize aktarın. Bay Azral'ı yakından ve iyi tanıyorum ki sarfettiğiniz sözlerin tek kelimesini dahi haketmiyor. Şimdi işimize geri dönebiliriz. Bana bu yılın ticaret hacmini ve kurumumuzun uğradığı zarar hakkında bilgi vermenizi rica ediyorum. En çok rağbet gören ve tercih edilmeyen ürünlerin de bir çizelgesini istiyorum. Böylece gelecek yıl ki satış profilimizi belirleyebiliriz.

Bu sözlerinin üzerine gerilen havayı işlerine odaklanarak yumuşatmaya ancak yine de karşısında duran bu ikiyüzlü heriflerin olası tüm ciddiyetini de anlamasını isteyerek aralarındaki en yetkili kişiden arzu ettiği bilgileri edinmeye koyulmuştu. Dikkatle beklediği üzere pek de korkunç olmayan iş hacmini dinliyorken dikkati dağılarak çevresinde gücü epey yoğun birinin varlığını hissedince huzursuzca toplantının sonunu zor etmişti. Önüne bırakılan evrakları toparlayarak telaşla çıktı toplantı odasından...

- Bayan Esele dedi Azral panikle çevresine bile bakmadan hızla ve dalgın ilerliyordu. Kolundan yakalayarak durdurdu onu; - Sorun nedir diye sordu ifadesinden endişe ile...

- Önemli birşey değil. Ancak izniniz olursa Bay Azral ben bir süreliğine buradan ayrılmalıyım. Bir veya iki saat... Daha uzun sürmeyecektir. Yani umuyorum ki...

- Benimle gelin dedi kolundan çekiştirerek onu az önce boşalan toplantı odasına geri soktu.

- Telaşlı görünüyorsunuz. Bir haber mi aldınız?

- Yo,hayır dedi helecanla. Bir an evvel buradan ayrılmalı ve bu hissettiğinin kim olduğunu öğrenmeliydi. İşi oluruna bırakmak istemiyordu. Gücü ve enerjisi farklı bir varlıktı. Daha önce denk gelmediği türden bir varlıktı bu. Bu nedenle paniklemişti ya... Çevresindekilere ya da ailesine zarar gelebilir korkusu düşmüştü içine...

- Yoksa siz onun varlığını mı hissettiniz? dedi nihayet fakat gülerken;- Telaşlanmanıza hiç gerek yok. O varlığını hissettiğiniz benim çevremden biridir. Size ya da çevrenize zararı dokunmaz. Tamam normal şartlarda olsa bunu yapardı belki ancak şu an benimle olduğundan dolayı kimseye zarar veremeyecek konumdadır.

- Şükürler olsun. Öylesine korktum ki anlatamam.  Söylesenize böylesine güçlü bir varlığın çevrenizde işi nedir? Hiç tedirgin olmuyor musunuz ummadığınız birşey yapar diye?

- Ona güvenim tamdır,Bayan Esele. Sizinde korkmanıza gerek yok. Kendisi güvenilirdir.

- En azından şimdilik  zannediyorum ki...

- Eh, o konuda haklısınız. Karşılıklı çıkar ilişkimiz sonlandığında ne olacağını bilemeyiz. O konumda ne onu ne de beni bağlayan bir durum kalacak ortada... Yani merak etmeyin yanlış birşey yapmaya kalkışırsa karşılığını görecektir. Özellikle size ya da çevrenize herhangi birşey yapamaz. Bunu size temin edebilirim.

- Haklısınız. Bna ve çevremdekilere hiçbirşey yapamaz ancak bu siz garanti ettiğiniz için değildir.  Ondan çok daha güçlü kişiler tanıyorum. Rica etmem halinde bana yardımcı olacak kişiler... Sadece bu biraz zaman alacak bir konu olduğundan tedirgin olmuştum. Bu meselelerin nasıl işlediğini bilirsiniz herhalde...

- Oldukça iyi biliyorum.

- Öyleyse sorun hallolmuştur. Vaktiniz boş yere harcadığım için özürdilerim.

- Hiç önemi yok. Ben de size teşekkür ediyorum. İzin verir misiniz?

- Ne için teşekkür ediyorsunuz,anlamadım dedi şaşkınlıkla.

- Toplantı esnasında beni savunduğunuzu duydum. Çok onurlandım açıkçası. Bunun için teşekkür ederim size... Mutlu oldum.

- Anlıyorum. Ama şunu da bilmenizde fayda var. Sözlerim sizi değil itibarınızı korumak içindir. Kişisel algılamayın. Sonuçta patronumsunuz. Sizin için çalışıyorum. Ve patronum olarak o sözlerin hiçbirini haketmediğinize kanaatim tam...

- Yine de sağolun. Yapmanız gerekmiyordu,öyle değil mi?

- Ben yalnızca işimi yapıyorum,Bay Azral... Lütfen rica ederim bunu kişisel algılamayın. Şimdi izninizle yapmam gereken işlerim var dedi ve oradan ayrıldı.

 

 
Toplam blog
: 38
: 43
Kayıt tarihi
: 10.08.11
 
 

Çalışırken denk gelmiştim milliyet blog sayfasına... Burada yazılanlar beni çok cezbetti ve ben d..