Eşitsizlik düzeyleri ölçüldü

“Eğitim ve öğretim kurumlarının başında güven veren insanlar olmalı” diyor uzman görüş.
Güven veren insanlar hangi kurumun başında olmamalı ki?!  
Elbette insan sıfatını taşıyan “her yerde” güven vermeli.
Gelin birlikte cevap bulalım:
Üç yanlış, pek çok doğruyu getirir.
Bu sadece bir dere…
Burada boğulacak değiliz ya!
Okyanusları da geçeriz.
*

Bu yıl Haziran’da 8’inci sınıf SBS “A” kitapçığındaki 4’üncü soru şöyleydi:
“İnsan tarafından fark edilmediği sürece, doğanın bütün unsurları anlamdan yoksundur.
Gül, ancak bir bakış onu izleyerek içine çektiğinde gerçek bir gül olabilir.
Akşam kızıllığı, ancak bir insan gözünün retinasında yansıdığı zaman harikadır.”
*
Bu metnin ana düşüncesine en yakın dizeler, aşağıdakilerden hangisiydi?
*
Doğruyu Âşık Veysel verirdi ve doğru yanıt A seçeneği idi;
Güzelliği on para etmezdi,
Bu bizdeki aşk olmasa…
***
Doğrudur, doğru olmasına da, sadece soru sorup; a, b, c, ... seçtirmekle aşkı anlamak ve anlatmak olası mıdır? (Siz isterseniz "mümkün müdür" deyin ne fark edecekse?!)
*
Öte yandan sistemin bize göre bütün yanlışlarına rağmen, fedakâr öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsek azdır.
O öğretmenlerimizden biri olan Ahmet Öğretmen diyordu ki;
“Biz yalnızca incilerin gün ışığına çıkmasına yardımcı oluruz. Asıl teşekkürü hak edenler böyle incileri bize kazandıran midyeler; ailelerdir. Hayatlarında bir katkımız olduysa ne mutlu bize.”
*
Kızlarımızın, oğullarımızın bir üst okula giriş heyecanlaryla birlikte yaşam sınavımız sürüyor.
Öğrendik ki; sınav salonlarının cehennem sıcaklığı, yaşam koridorlarının kavuruculuğu yanında serin kalıyor.
*
Hüseyin ERKAN öğretmenim yazdı, Faik Akçay araştırmış.
Bu araştırmanın sonunda ulaşılan sonuç, biri Üniversite kazanan Kızımın, biri de Anadolu Lisesi kazanan Oğlumun ve diğerleriyle birlikte hepsi bizim olan evlatlarımızın daha bu yıl girdikleri sınavlar üzerine...
Ve sınavlar, üzgünüz ki yetenekleri ölçemedi! Sadece eşitsizlik düzeylerini ölçtü.
Üstelik bütün şaibeleriyle…
Çocuklarımın ve arkadaşlarının gereksiz, anlamsız, yararsız bilgilerden hangilerini daha çok ezberledikleri saptanmaya çalışıldı.
Daha iyisi olabilir miydi?
Elbette olabilirdi ve hâlâ olabilir, yepyeni bir eğitim öğretim yılına daha başlarken…
Yazsak dikkate alan olur mu ki?!
Hani diyorum, eğitimi öğretimi bunca bilen varken, halimiz de ortadayken...
Ana-babalara da kulak veren olur mu ki?
*
Hâsılı, Hüseyin Erkan öğretmene de, akademisyen Faik Akçay'a da katılıyoruz ve çok yerinde, günceli yakalayan tespitleri için,
Duygu ve düşüncelerimize tercüman oldukları için,
Mağduriyetimizi anlatmaya fırsat verdikleri için,
Teşekkür ediyoruz.