Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '09

 
Kategori
Bayramlar
 

Eski bayramlar, eski evlerimiz

Böyle bir yazıyı yazmak nereden aklıma geldi? Bu eski bir tarihten alınacak bir yazı. O dönemde Muğla’da İLKADIM Gazetesi var. Tufan Doğu ağabeyin. Tufan Doğu CHP Parti Merkez Yönetim Kurulu Disiplin üyesi.

Yazımı 15. Haziran 1992’de yazmışım. Başlığı yazımda verdiğim başlık.

Bu başlık nereden esinlenmiş?

Muğla’nın Ula ilçesinden. Bildiğiniz gibi 5 Haziran Dünya Çevre Günü’dür. Dünya Çevre Günü dolayısıyla Ula’da bir etkinlik gerçekleştirilmiş.

Bayrama yakın bir tarihte.

O dönemde Muğla’nın Valisi Eski Valim Lale Aytaman. Muğla’ya özgü tüm özellikleri harekete geçiren bir dönem, bir Vali.

Ula’nın tarihi ile ilgili zaman zaman konuşmalara tanık olduğumda, şöyle söylerler, eskiden Marmaris’e ve Fethiye’ye kadar uzanan yol Ula ilçesinin içinden geçerdi. Ula sanatkarı ile çok zengin bir yaşam kültürüne sahiptir. Daha sonra yol Ula’ya girişten ayrıldığı için, artık içinden geçmiyor. Bu zenginlik azalmış.

Elbette Ula’nın yakın ve uzak tarihini en bilimsel anlatımlarla meşaleyi Ünal Türkeş ağabeyim yakar. Muğla’nın yazılı tarihi onunla canlanır.

Yazının başlığında eski evlerimiz var. Ula’nın geçmişten günümüze en canlı ve zengin mimari karakterini gelenler, gezenler tanıklık ederler.

O tarihte Çevre günü dolayısıyla eski Valim Lale Aytaman tarafından Ula’da bir ev seçilir. Eve program yapılır.

Ula mimarisi deyince, bir de hemen aklımıza o dev Nail Çakırhan gelir. Nail Çakırhan Akyaka mimarisinin yaratıcısıdır.

Nail amca vefat etti. Nail amcanın Ula’da doğduğu ev Ula’yı gezenler tarafından görülmektedir.

Nail Çakırhan 1983 Yılında Akyaka’da Ağahan Mimarlık Ödülünü almıştı.

Yakın tarih olan Ekim ayı içerisinde, Nail Çakırhan konulu bir toplantı gerçekleşecek, Akyaka’da. Bu toplantı görkemli olacak ve Nail Çakırhan tüm yönleriyle anlatılacak, anılacak. Tarihini bu blogda belirteceğim. Dostlara duyuracağım, herkes davetlidir.

O dönemde Dünya Çevre Günü dolaysıyla Ula’ya yapılan yolculukta, o evlerin süslediği sokaklardan geçtik.

Eski evlerin önünde kocaman bir hayat ve havuz var. Bahçesinde güller. Bahçenin yürüyüş bandı küçük taşlar ile döşenmiş.

Bahçenin bir yerine kurulan mütevazi bir havuz , şu bizim bildiğimiz küçük havuzlar. O bahçelerde ne işe yaramış? İçine su doldurularak bahçe sulanmış. Pekmez zamanında asma bahçelerinden toplanan üzümler çiğnenerek pekmez yapılmış.

Ula’daki o etkinlik içerisinde Ula’nın zengin mimarisini oluşturan eski evlerin özellikleri çocuklara anlatılmıştı.

Bu etkinliğe bir de sevgili arkadaşım, dost mimar Rukiye Uslu’da katılır...

Bir ara sorduk çocuklara; Neden bunları size anlatıyoruz, hiç düşündünüz mü diye?

Bizlerin hepimizin birer kimliğimiz var. İşte, her yöremizin kendine özgü yapıları, evleri var. Ve, "bu evleri korumalıyız, yaşatmalıyız” dedik.

Öyküleriyle yaşayan evlerin arasından ayrıldık... Tarihin güzelliklerini yaşatan ve yaratan Muğla’ya geri döndük.

Muğla evlerinin kuzulu kapılarının, ardına.

Üstünden 17 yıl geçti. Şeker Bayramı geldi, evlerimize şeker tadında bir günlük de olsa, dostluklar geldi.

Nerede o eski bayramlar, nerede? Şeker toplayan , yeni elbiselerinin heyecanlarını yaşayan çocuklar nerede?

Ele ele rengarenk dolaşan çocuklar, nerede? Dostluklar nerede? Sevgiler nerede?

Ya eski evlerimiz?...Kışın donmadan, yazın yanmadan yaşadığımız eski evlerimiz nerede?

Şeker Bayramınız gönlünüzle coşsun...

 
Toplam blog
: 642
: 524
Kayıt tarihi
: 19.07.08
 
 

Muğla'nın YERKESİK  beldesinde dünyaya gelmişim.  Yöremin o solunacak havasını, coğrafyasını çok ..