Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '09

 
Kategori
Siyaset
 

Etkin muhalefet yok mu?

Çok uzaklara değil, şöyle altı ay geriye gidelim. (sanırım Ağustos) Şaban DİŞLİ ve bir milyon dolar olayı. Kamuoyunu hayli meşgul etmişti. İktidar sürekli "çamur atıyorlar, iftiralarla bizi yıpratacaklarını sanıyorlar." gibi savunmadaydı. Ta ki, Kemal KILÇTAROĞLU koltuk altında "Şaban DİŞLİ" adlı klasörle ortaya çıkana kadar. Evraklar, belgeler ortalarda uçuşmaya başlayınca, genel başkan yardımcısı DİŞLİ genel başkan yardımcılığı görevinden istifa etmek durumunda kaldı.

Aradan bir hafta geçmedi. Susurluk tesadüfüne benzer Deniz Feneri olayı. Hani şu Almanya da mahkumiyetle sonuçlanan, asıl büyük götürenlerin Türkiye’de olduğu iddi edilen olay. Adalet bakanının "Bana ne Deniz Fenerinden." dediği olay. Daha fazla toplumsal baskıya dayanamayarak Almanya’dan istenip kaplumbağa hızıyla Türkiye’ye yol alan olay.

Tüm haklarındaki söylentilere aldırmayarak eşi görülmemiş pişkinlikle koltuklarında oturmaktan büyük keyif alanları da kapsayan olay. Sonucunu merakla beklediğimiz olay.

Tez unutan bir toplumuz, nasıl olsa unutulur diye düşünüldüğü bir anda, O da ne? Menas olayı. Dengir Mir Mehmet Fırat’ın da ortağı olduğu şirket. Naylon Fatura kesildiği iddia edilen ve kiralık araçlarında eroin yakalanan şirket. Yine aynı savunmalar. Fırat’ın "Kanıtlayamazsa; Bay Müfteri ilan edeceğim" dediği Kemal KILIÇTAROĞLU, yine koltuk altında üzerinde "MİR FIRAT" yazılı klasörle Uğur Dündar’ın sol yanında yine karşımızda. 25.08.2008 tarih. Karşılıklı suçlamalar ve savunmalar. Yaklaşık1, 5 saat tartışma. Çok uzun sürmedi. Mir Fırat’tan "Sağlık problemleri nedeniyle genel başkan yardımcılığı görevimden istifa ediyorum." oldu. Her iki genel başkan yardımcısı da KILIÇTAROĞLU’ nun elinde kaldı. Olaylar yavaş-yavaş külleniyor derken; Ankara Büyük Şehir Belediyesinin pahalı sayaç ve ön ödemeli pahalı gaz olayı patlayıverdi. Başkan İ. Melih Gökçek mi, Kılıçtaroğlu mu patladı? Sayın Uğur Dündar’ın yönettiği program da halk bunu değerlendirdi. Asıl değerlendirmeyi 29 Mart yerel seçimlerinde göreceğiz. Geleişen olaylardan hayli yıpranan iktidar karizmayı kurtarmak adına tüm şansını zorlamaya devam etti. Sayın Başbakan Davos’ta. Konuşmalar görüşmeler malumunuz. Zirvenin terk edilmesi. Ardından gazetelerde başlıklar "DAVOS FATİHİ" Şimdi bir vatandaş olarak düşünmeden edemiyoruz. Sudan devlet başkanı Ömer el Beşir yaşlılar kadınlar ve çocukları katlederken Sayın Başbakanımız nerdeydi? ABD’nin "IRAK KİMYASAL SİLAH ÜRETİYOR. DURDURULMASI LAZIM." diyerek Saddam Hüseyin ve bir buçuk milyon Iraklı katledilirken bunların içinde kadın, yaşlı, çocuklar yok muydu? Başbakanımız "AMARİKA MÜTTEFİKİMİZ" diyerek bu işgale taraf olmadı mı? Yoksa tüm bu yaşananlar ortam değerlendirildiğinde seçimlerin yakın olmadığı, "nasıl olsa unutulur" düşüncesi mi hakimdi?

"İKTİDAR KARŞISINDA ETKİN MUHALEFET YOK." diyenler;

Etkin muhalefet, Botaş yetkililerine gece yarısı zam açıklatıp, sandık yaklaştıkça başbakana % 17’lik düşüş müjdesi verdiriyor.

Görüleceği üzere etkin bir muhalefet varmış ki, Başbakanımıza "DAVOS FATİHİ" unvanı bile aldırabiliyor. Tüm bunlar yetmez gibi birde KILIÇTAROĞLU bir de başbakana "KİMDİR EKREM TOSUN, TANIYORMUSUNUZ?" deyiverdi. Haydi hayırlısı. Bekleyelim görelim. Saygılar.

 
Toplam blog
: 9
: 411
Kayıt tarihi
: 29.04.07
 
 

1956 Yozgat-Çandır doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İş İdaresi terkim. Evliyim..