Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '08

 
Kategori
Spor
 

Ev Sahibi Avcısı

Ev Sahibi Avcısı
 

Milli takımımız ile başından beri olumsuz düşüncelere sahip olmama karşın İsviçre maçı için beni umutlandıran bir çok sebep vardı. Bunların başında da rakip takımın en önemli özelliğinin uzun zamandır birlikte oynamalarının bir sonucu olarak takım halinde iyi organize olmaları ve savunma disiplinini hiç bırakmadan özellikle kadrolarındaki Türk futbolcular ile rakip kalede tehlikeli pozisyonlar yaratmak iken, bizim sahip olduğumuz savunma yetersizliği, eksik kademe anlayışları ve takım uyumuzun eksikliğine karşın rakipte olmayan teknik beceri üstünlüğümüz; kısaca daha kaliteli futbolculara sahip olmamızdı.

Portekiz karşısında da kadromuz aşağı yukarı aynı olmasına karşın rakibimizin en az bizim kadar kaliteli oyunculara sahip olması, rahat pas yapabilmemize olanak vermezken en büyük sorunumuz olan savunma zaaflarımız maçın galibini tayin etmiş oldu.

Bugün de savunmamız en az Portekiz maçındaki kadar yetersizdi ancak özellikle Frei’ın yokluğunda rakibin bizi yeterince zorlayamaması nedeniyle kalemizde sadece 1 gol gördük ve usta ayaklarımızla bundan fazlasını atınca sahadan çok istediğimiz bir galibiyetle ayrılmayı başardık.

Semih’in oyuna girdikten sonra gol atması kendisinin aslında 23 kişilik kadrodaki Mevlüt ile birlikte tek forvet oyuncusu olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Semih ile birlikte Volkan ve Arda da maçta ön plana çıkan isimler olurken Tuncay’ın devam eden formsuzluğu gerçekten çok dikkat çekti.

Bu galibiyetin İsviçre’den rövanşı almamızın yanı sıra 2000 Avrupa Şampiyonası’nda Belçika, 2002 Dünya Kupası’nda G.Kore ve Japonya’dan sonra bu şampiyonada da İsviçre’yi yenerek katıldığımız turnuvalarda ev sahibi ekipler karşısında kazanma alışkanlığımzı bu turnuvada da sürdürmüş olmamız nedeniyle çok ilgi çekici oldu.

Neticede, bir tarafta her şeye karşın hak ederek alınan ve hepimizi sevindiren ama diğer tarafta bize mevcut eksikliklerimizin ortadan kalkmadığı gösteren ve bu nedenle Çek Cumhuriyeti ile yapacağımız grup finali için umudumuzu azaltan bu galibiyetin bugün tadını çıkarmamız gerekiyor. Zira 15 Haziran’da karşılaşacağımız takım Baros, Koller ya da Sionko’dan ziyade takım halinde savunma zaaflarımızı çok iyi değerlendirebilecek olduğundan bu maçla ilgili umudum yok denecek kadar az. Umarım endişelerim o maçta sahaya yansımaz.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..