Evlat enkazı

Rize, Antalya, Atletico ve son Kasımpaşa maçıyla Kasım ayı felaket kapandı. Galatasaray'da haftalardır önü alınamayan düşüş, tam anlamıyla dip yapmış durumda.

 

Haziran'da başlayan ve ağırlıklı olarak Ağustos'a kadar devam eden kondisyon yüklemeleri, Galatasaray'ı sadece 2 ay taşıdı. Evet "2 ay!" Bir mevsimden bile kısa süren bu dayanıksızlığın nedenlerini, Hamzaoğlu'na ve Florya'yı çiftliğe çeviren futbolculara sormak gerek elbette. Geçen sene Prandelli'nin bıraktığı kondisyonla şampiyonluğa giden takım, şimdi paspas olmuş durumda. Futbolcuların ayakta duracak halleri yok, işin ilginci kendilerinin bundan pek şikayetleri de yok. Hamzoağlu gidince bu kuvvetsizlikle ilgili sadece Sneijder'den ses çıktı, yerlilerden yine çıt yok. Eh, yabancı sınırının kalktığı bir ortamda kendilerine maddi manevi sonsuz destek veren Hamzaoğlu'na ayıp etmek istemiyor olmalılar. Yakında Sneijder'i de bir şekilde göndertip, bu çatlak sesi de kapatmak istediklerine eminim.

 

Galatasaray, fiziksel güçsüzlük nedeniyle sahada hiçbir plan ortaya koyamıyor. Sahada parçalı formalı oyuncular arasında devasa boşluklar var ve rakipler bütün dönen topları alıyor. Oyunu yere indirip, 5 metre yanındakine pas vererek oyun kurma gibi bir düşünce yok olmuş durumda. "Melo'nun eksikliğini içimizden hallederiz." diyen Hamzaoğlu, takımın içini boşaltmış desek abartı olmaz. Orta alan bir beyaz kağıt şeffaflığında, Selçuk'un beli dönmüyor ve o bölgede geri kalan hiçbir oyuncu Galatasaray kalibresinde değil.

 

Savunma yol geçen hanı, Semih en ufak bir rüzgarda savruluyor. Sabri, Türk Tabipler Birliği'nden onursal refakatçi ödülü alacak kadar eşlik ediyor rakip oyunculara. Carole ve Denayer'den biri yoksa bu adamlar hemen formayı alıyor. Diğer yandan Burak, Umut, Yasin, Emre vs derken, Hamzaoğlu'ndan ibretlik bir kadro planlaması görüyoruz. "Evlat sevgisi" cidden başka bir şeymiş.

 

Mustafa Denizli'nin bu oyuncu kadrosuyla işi hiç kolay değil. Ancak hocanın da bu akşam hataları vardı. İyi kötü form tutmuş bir Olcan varken, solda Hakan tercihi korkunçtu. Temposu stopere zor yeten Hakan'ı ve takımı boş yere hırpalamamak gerek. Sağda Sabri yerine antrenman sahasından bir koni kullanılabilir. Önde de Yasin ve Burak birlikteyken her şeyin tadı kaçıyor. Bu ikilinin top kayıplarından, herhangi bir taraftarın gözlerinin kanaması an meselesi.

 

Bütün bu korkunç manzaranın temelinde, Hamza Hamzaoğlu'nun bazı yerli futbolculara gösterdiği sınırsız müsamahanın yattığı bir gerçek. Florya biraz da bu yüzden Hanımın Çiftliği kıvamına gelirken, oyuncularda en ufak bir reaksiyon yok. Futbolcular video analiz istemez, ağır kondisyon idmanları istemez, yerlerine daha kaliteli futbolcular alınıp onlarla rekabete girmek istemez ve hoca bunlara evet derse; sonunda giden hoca olur. Galatasaray, Hamzaoğlu'nun bu evlat enkazını kaldırmak için çok çalışmak zorunda. Bu işi de ancak Dursun Özbek'ten sonra gelecek olan başkan ve yönetim yapabilir. Zira kendisiyle bu kulübün bir sonraki güne sağ salim çıkması bile mucize niteliğinde.