Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Evlilik üzerine 2

Evlilik üzerine 2
 

Düşünceli adam


Evlilik ve Aldatma üzerine yazdığım yazılarıma hanımlardan tepki geldi. O nedenle bu konuya devam etme gereğini duydum.

Kaderin bir cilvesi olarak yapılmış bir evlilik düşünelim. Taraflar birbirlerini tanıma imkânı bulamadan görücü usulüyle evlenmişler ve üst üste çocuk sahibi olmuşlardır. Kadın da erkek de sorumluluklarının bilincindedirler.

Kadın evine, eşine ve çocuklarına bağlı, tertipli, düzenli, kadınlık görevlerini yapmakla beraber, isteksiz ama sadık, tutumlu ve iyi bir ev hanımıdır.

Erkek de dürüst, çalışkan, eşini ihmal etmeyen, onun maddi, manevi her türlü ihtiyacını karşılayıp, mutlu etmek için elinden geleni yapan, sağlıklı, aşırı istekli, fakat mantıklı ve anlayışlıdır.

Erkek gecesini gündüzüne katarak canla başla çalışmış, eşinin de gayretiyle çocuklarını yetiştirmiş, onları ev ocak sahibi etmiş, eşine evler vermiş, kendisi de; beş on kuruş para ile emekli olmuştur.

Ama ne yazık ki: Bunların kafa yapıları farklıdır. Bu fark erkeğin emekli olmasından sonra daha çok kendisini göstermiş ve çocuklar yuvadan uçtuktan sonra evde huzursuzluk başlamıştır.

Meğer çocuklarmış evin şenliği

Onların sevgisi sevecenliği,

Hareket yaratır neşe saçarmış,

Evlerin içinde güller açarmış.

Yavrular uçunca bu güller solmuş.

Anayla babaya bir haller olmuş.

Kalmışlar baş başa ıssız ve de boş.

Çocuksuz kalınca olmuşlar bir hoş.

Erkek neden, nasıl ve niçinler üzerinde durur, araştırmayı sever ve bunlara kafa yorar. Kadın bir televizyon kumandasının ya da bir cep telefonunun nasıl kullanıldığını merak etmez. Kafa yormaktan ödü patlar.

Erkek okuma meraklısıdır, dünyada olup bitenleri ve belgeselleri izler. Kadın bir tek kitap okumamış, dünyada olup bitenlerden habersizdir ve paparazzi programlarından hoşlanır.

Erkek eşinin parayı düşünmemesini, istediği gibi harcamasını, arabalarına atlayıp, istediği yere gitmesini ister. Kadın benzin parasını düşünür, soğukta, yağmurda, çamurda, duraklarda otobüs bekler.

Erkek eşinin elini sıcak sudan soğuk suya değirmeyip, evde bir hizmetçi olmasını ister. Kadın ben evimde yabancı bir kadın istemem, kendi işimi kendim yaparım deyip mani olur.

Kadın: Bu satırları yazanın aşağıdaki şiirinde anlattığı tipik bir Anadolu kadınıdır.

Kadın denince akla;

Ana gelir yar gelir.

Kadın denince akla;

Pek çok cefakâr gelir.

Omzunda mermi taşır.

Güçlüklerle savaşır.

Ömür boyu uğraşır.

Rahat ona zor gelir.

Tarlada saban sürer.

Kocasından dayak yer.

Cefaya verir de ser.

Namus vermek ar gelir.

Evimizin süsüdür.

Sevdamın öyküsüdür.

O bir aşk büyüsüdür.

Kadınlardan har gelir…

Uğurlu bir böcektir.

Yavruma gelecektir.

Evimizde Çiçektir.

Onunla bahar gelir…

Erkek duygusal, hassas, mantıklı ve muhakemelidir.


Kadın katı, inatçı, merhametsiz ve kincidir.

Aralarındaki farklılık; çocukları yuvadan uçurup, rahat edecekleri sıralarda meydana çıkmış ve erkek kafasına uygun başka bir eş bulma ihtiyacı duymuştur.

Ama yürürlükteki yasalar ikinci eşe olanak sağlamadığı için; evde büyük bir huzursuzluk doğmuş ve erkek kaçamaklara başlamıştır.

Bu nedenle beraberlikleri bitmiş, aynı şehirde dayalı döşeli iki ayrı evleri olması nedeniyle kadın; daha önceden eşinin kendisine verdiği eve gitmiş ve eşler ayrı evlerde ayrı yaşamaya başlamışlardır.

Kadın eşinin kendisine sağladığı imkânlarla hayatından memnundur. Ev kirası yoktur ve kendisine yeterli miktarda kira geliri vardır. Kendi işini kendisi görmekte ve cinsel ihtiyaç duymamaktadır.

Erkek ise: Maddi sıkıntısı olmamakla beraber, kendisine uygun, kafa dengi bir bayana ihtiyaç duymaktadır.

Kadın boşanma isteğini reddetmekte, kendisiyle beraber olmadığı halde; yürürlükteki kanunlar nedeniyle, erkeğin başkasıyla evlenmesine imkân vermemektedir.

Gerek yaş, gerekse sosyal ve kültürel yönden erkeğe uygun olan kadınlar; yasal olmayan bir beraberliğe yanaşmamaktadır.

Müşterek çocukları, müşterek dostları ve uzun yıllar süren müşterek bir geçmişleri vardır.


Bütün bu nedenlerle erkek bu duruma katlanmakta ve yasal eşini yalnız bırakmayıp ziyaretine gitmekte ve bazı ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Yasalar ilk eşini ihmal etmemek, onun maddi, manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamak ve ayrı bir ev açmak şartıyla; erkeğin ikinci bir eş almasına olanak tanısa sorun çözülecektir.

Bu: Aldatma değil yasal bir evlilik olacağı için; ilk eş ve bu eşten olan çocuklar; yasal olan bu durumu kabullenecek, müşterek dostluklar kaybolmayacak ve müşterek geçmiş; paylaşılmaya devam edecektir.

Şimdi soruyorum. Medeni kanuna göre tek eşlilik; bu durumdaki erkeklerin doğal haklarını kısıtlamak değil midir?


Bu: Erkekleri tek eşe mahkum edip, boşanmayı kendisine yediremeyen bir kadının bu düşüncesini makul gören erkeği işkenceye sokmak değil midir?

Yasal bir kısım düzenlemeler yapılıp; Erkeklere bu olanak sağlansa ve erkekler; yalanla, dolanla, eşlerini aldatma mecburiyetinde bırakılmasa, ahlaki ve hukuki sorunlara yol açılmasa, daha iyi olmaz mı? 19-04-2008

 
Toplam blog
: 104
: 722
Kayıt tarihi
: 11.04.07
 
 

6 Mayıs 1927 Simav doğumlu, İstanbul Yıldız Teknik Okulu’nun ( Bu günkü Yıldız Üniversitesi) son sın..