Evlilik ve beklentiler

Erkekler kadının dışarıda hanımefendi, evde hizmetçi, yatakta o… olmasını istermiş…Nerden duydum bu lafı ya da nerde okudum hatırlamıyorum. Bir şey unutulmuş sanki…Çok büyük bir şey…Bir kadının hiçbir şeyi olmasa da isteyeceği tek şey…Duygu, duygu…Kadın ne ister peki hiç düşündüler mi acaba bu lafı söyleyenler…Kadın aşk ister, güven ister. Sofrasına gelecek bir ekmek, kapıyı açtığında gülücük dolu bir merhaba…Fazlasında gözü yoktur, çünkü zaten öyle yetiştirilmiştir…

Biz beşikteyken çeyizi eşikte olan bir milletiz. Hemen başlar hazırlığımız. Sakla samanı gelir zamanı deyimini en çok kullandığımız kurum evliliktir milletçe. Danteller örülür, kaneviçeler yapılır…Velhasılı büyük törene hazırlık yıllar alır. Vakti zamanı gelince artık ne şekilde olursa evlilik (anlaşmalı/görücü usulü) aileler devreye girer. O alınmalıdır bu yapılmalıdır. Alabildiğine koşuşturulur. Her şey toz pembedir zaten o dönemde. Düğün zaten ayrı bir olay.Tonlarca para harcanır iki saatlik bir tören için, gülersin oynarsın dedikodu yaparsın kim ne giymiş ne almış ne etmiş…İsraf, i sraf…Toplansanız aileler, yakın arkadaşlar gitseniz bir yemek yeseniz, bir yerlerde de oynayıp eğlenseniz düğün düğün olmaz mı?

Sevgili anneannemin bir lafı var evlilikten için ''Sen de çıkarsın o tahta sallanırsın bir iki hafta!'' Sonrasını söylemeye onun da dili varmıyor sanırım…İstisnalar alınmasın zaten üstüne de biz aldatılmak için, biz çocuk doğurup nesil sürdürmek için ve erkeklerin o beklentileri için evlendiriliyoruz, evleniyoruz.

Daha çok şey var yazmak istediğim de yanlış anlaşılmak istemiyorum feminist değilim. Bütün bu sözlere rağmen yine de insanın içinden hayırlısı olsun demek geçiyor, ama boyumdan büyük laf ediyorum şimdi. Yirmi iki yaşımda evlilikten bahsediyorum. O her genç kızın giymek istediği gelinlik, kurmak istediği yuvadan…Ben en iyisi susayım bilen konuşsun, gördüklerim bana ders olsun…

Hep ama hep iyililerle karşılaşmak dileğiyle…