Evren'i yargılarken...

Türkiye bugün gerçekleşmiş bir darbenin "kahramanı"nı yargı önüne çıkarıyor ilk defa olarak...

Osmanlının sonlarından başlayarak cumhuriyet tarihi boyunca süren darbecilik, bugün (04.04.2012) günü ilk kez bir yargılanmaya tabii tutulacak...

Başta, bunun hiç gerçekleşmeyeceğini idda edenler olmak üzere, ülkenin 12 Eylül darbesinden zarar görmüş tüm sivil kurumları  yargılamaya müdahil olmak üzere başvurmuş bulunuyor.

Bunların içerisinde CHP bile var. CHP de 12 Eylül'den zarar gördüğü iddiasıyla yargılamaya müdahil olmak üzere başvurmuş...

Ayrıca, Başbakanlık ve Parlamento (TBMM) da sürece müdahil olmak isteyenlerden...

Kısaca söylersek Evren yargılanırken nerdeyse bütün ülke yargılamaya müdahil olmak istiyor.

Bu da son derece makul ve mantıklı... Çünkü, ordunun kurumsal olarak yaptığı 12 Eylül darbesi, başta demokratik kurumlar olmak üzere tüm sivil hayatı ezip geçti. Bu yüzden 12 Eylül öncesi  yaşayan tüm kurumlar Evren'den şikayetçi olmak hakkına sahiptir.

Ne var ki, bugün bu ülkede yargılanan sadece Evren ve şürekası olmamalıdır. Nasıl ki, müşteki tarafı giderek çoğalıyor, aynı oranda davalı tarafında çoğalması lazım...

Çarpık olan şudur: Kenan Evren'den nefret eden kimi "demokratlar", bugün hala onun yaptığı anayasa'ya sahip çıkıyor; dahası bu anayasanın zihniyet atmosferine uygun düşünüyor.

Bu durumu, 2009 yılında yazdığım "Ölsün Kenan Paşa; yaşasın  Anayasa" başlıklı ( http://blog.milliyet.com.tr/olsun-kenan-pasa--yasasin-anayasa-/Blog/?BlogNo=212381 )yazımda vurgulamıştım. Bazıları için, sorun "darbe" değil; darbenin kendilerine de dokunmuş olması yani..

Bu zihniyet bugün hala varlığını sürdürüyor. Hatta, mevcut siyasi iktidara karşı yapılmak üzere hazırlanmış darbe eksersizlerine alkış tutuyor; bunların gerçekleştirilememiş olmasından da hayıflanıyorlar.

Yani, bunların duruşu "darbeye" karşı değil. Aksine, darbe siyasi rakiplerini vurduğu sürece çok iyi bir şey bu zihniyet için...

Kenan Evren için, şikayet dilekçesi sırasına girenlerin bir kısmı, 27 Mayıs'ı -ki bir Başbakan ve iki bakan asılmıştı-28 Şubat'ı  zaman zaman alenen ama her zaman için için özlemle ananlardır.

Bu samimiyetsizlik, bu iki yüzlülük Türkiye gibi aydını fikren iğfal edilmiş bir ülkeye has zavallılıktır. Bir yandan Kenan Evren için davacı sıfatıyla mahkeme kapılarına, bir yandan davalı avukatı sıfatıyla Silivri'ye  koşturacaksınız.... Bu kişilik bölünmesi fikren iğfal edilmekten değilse nedendir!

Bugün Kenan Evren yargı önüne çıkacak; vicahi veya giyabi; farketmez...Ama, asıl yargı önüne çıkması gereken bir "zihniyet" hala kendini maskeliyor; hala kendini "demokrasi" standlarında pazarlıyor.

Oysa, darbeciliği tarihe gömmemiz için, önce bu "hastalıklı zihniyet"e bir yargı neşteri vurmalıyız.

Bunu yapmak Evreni yargılamak kadar kolay olmayacak elbette. Çünkü, bu hastalıklı zihniyet'in kendini açığa vuran haki üniforması yok...Bunlar sivil görünümlüler şeklen...Hatta, oturup konuştun mu, demokrasi mangalında kül bırakmazlar.

Ne zaman ki, söz halkın seçtiklerine gelir, işte o zaman gerçek yüzlerini görürsünüz bunların; öfke, tahammülsüzlük ve nefret!..

O kadar ki hala bir sabah erken saatlerde Ankara sokaklarına çıkacak tankların o "muhteşem" sesini bekleyip duruyorlar...

Hastalık işte!...