Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '07

 
Kategori
Felsefe
 

Evrende hakkımıza hayırlısı olmayan bir şey olabilir mi?

Evrende hakkımıza hayırlısı olmayan bir şey olabilir mi?
 

Yukarıda yazıma başlıkta olan soruyu zaman zaman sorarım kendime. Ve cevabım epeydir değişikliğe uğramıyor. Olmuş olanların ve olacak her şeyin, tekamül adına yaşanması gerekenler olduğu düşüncesiyle baktığımdan; olanın içinde almam gereken ne vardı diye düşünürüm...

Bu düşünce; yaşadıklarımın bana bende eksik kalmış, tamamlanmamış bu nedenle de zaman zaman sürten, acı duymama, mutsuz olmama neden olan şeylerin çözüm anahtarlarını verdiğini görmeme önayak olur...

Halen deneyimlemem gereken, çünkü henüz öğrenmediğim, bilmediğimden dolayı şu an ki yaşamımda karşılaştığımda da, ne olduklarını ve nasıl kullanmam gerektiğini de kavrayamadığım bu sihirli anahtarları bazen; "hayırlı değil" diye adlandırma gafletine düştüğümde olmuştur.

Ve ihtiyacımız olanı öğrenebileceğimiz türden deneyimler genellikle de çokta parlak, keyif veren olaylar şekilinde gelmeyebiliyorlar. Hoş bunların da hepsi; yine benim düşünceme göre şekillenen seçimler olduğu inancındayım.

Bazı olaylarda anahtar olabilecek bu eprövleri, acı duyarak yaşanacak deneyimler arasından seçmek yerine; neşe ve keyifle öğrenebilinecek deneyimlerden seçmeyi tercih ettim edeli de, yaşadıklarımda bu düzlemin tesirinde daha keyifli oluşumlar olmaya başladılar.

Tüm bunlar yaşanırken, aşama aşama; niyetler, seçimler ve yaşananlar zincirini takip ettiğimde; nedenlerini az çok anlayabilsemde, yaşadıklarımı halen dışarıdan bir göz gibi şaşırarak ve gülümseyerek izlemektende, kendimi alamıyorum.

Özetle: Ben hala seçimlerimizi; bunları deneyimlememiz gerektiğini bilen yüksek benliğimiz aracılığıyla, bizlerin oluşturduğumuzu ve bu nedenle de, "Evren de hakkımıza hayırlısı olmayacak bir şeyin olmadığına" inananlardanım.

Kanımca: Kader denen bir sistem var. Bizim "idrak-i cuzzi" de dediğimiz; insan aklının algılayışında ki sınırlarla çerçeveli olan bu alan da, algılayabildiklerimizin dışında ki oluşlara biz "şer" deme yanılgısına düşebiliyoruz...

İş ki; olanda şer gibi görünende ki o hayrı görebilecek yansızlıkta bakabilelim. Ve zamanın bunu bize ispat edilmesi için, gereken sabrı gösterebilelim.


Aslında benim anladığım, tüm öğretilerde anlatılmak istenen aynı şarkının farklı makamlarla söylenişi gibi, aynı melodinin tekrarı olduğu. Örneğin; Zen öğretisinde: "Ne yapman gerektiğini bilemediğin bir şeyle karşılaştığında, alel acele bir şey yapmaktansa, hiç bir şey yapma. Zaten olması gereken, zaman içinde akması gereken yoldan akıp , öğrenmen gerekeni sana, tam da almaya hazır olduğunda vegörmen gerektiği biçimde ulaşatıracaktır." der...

Mevlânâ' ise, konuyla alakalı görüşünü edinebileceğimiz bir Rubaisinde şöyle der: "Görünüşte de, içyüzde de hayır olsun, şer olsun, her şey Tanrı buyruğuyladır; Kazâdandır, kudrettendir. Ben boyuna çalışır çabalarım, amma kazâ der ki: Senin elinde olmayan bir başka iş var."

Var ve biz bu "kazâ" yı idrak edebilmekle mükellefiz. Hatta bunla da kalmayıp; teslimiyet göstererek kendimizi bu gelene açmak ve içinden edinmemiz gerekeni alabilmek de durumundayız...

Sevgi ve ışıkla

Ayna

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..