Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '10

 
Kategori
Güncel
 

Ey güzel halkım uyanın!..

Ey güzel halkım uyanın!..
 

Evet şimdi size tıpkı Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin başında yazdığı gibi "Tamamen hayal ürünü bir hikaye"nin canlandırıldığı bir film anlatacağım. Bu film günümüz Türkiyesinde geçiyor ve sanki gerçekmiş gibi anlatacağım. Bu hikayeyi rüyamda gördüm. Öylesine gerçekti ki ben bile neredeyse inanıyordum... Benim ağzımdan anlatılan hikaye şöyle başlıyor:

Bugün ulusal bir gazetede MOSSAD'ın gizli tarihini okudum. Daha doğrusu gizli tarihinin bir kısmını... Ancak okuduğum kısım bile bana Türkiye'nin şu anda yaşamış olduğu PKK sorununu çok net bir şekilde nedenleriyle ortaya koydu. Gerçi dünyadaki politik olayları, bundan çıkar sağlayacak grupları ve ülkelerin siyasetlerini biraz takip edip düşünebilen bir yapıdaysanız zaten herşeyi çözmek çok kolay oluyor.

Son 1 aydır PKK terörü her şehrimizde kapanmayacak yaralar açacak derecede şehit vermemize neden oluyor. Son 1 aylık süreçte 50'den fazla şehit verdik. Peki neden? Neden son 1 aylık süreçte daha önceden olmayan gelişmeler oldu? Nedeni çok basit...

Ortadoğu'da daha önce İsrail'n politikalarına karşı ses çıkarmayan Türkiye Cumhuriyeti artık bölgede güçlü bir ülke olmaya karar verdi. Elbette bunun da bir bedeli var. Aslında İsrail yıllardır Türkiye topraklarında gözü olan, özellikle de Fırat nehri boyunca kuzeyden güneye inen kesimdeki dünya çapında ses getirecek büyüklükte olan altın rezervlerinin peşinde. Sadece bu değil elbette... Türkiye'nin bölgede güçlü bir ülke olması, bölgeye yakın Türki Cumhuriyetlerle işbirliğinin artması durumunda İsrail için ciddi bir tehdit olacak Türkiye'nin saf dışı bırakılması büyük önem taşıyor.

Bunun için yıllardır PKK'yı bir maşa gibi kullanan İsrail, Barzani'ye de çok önemli maddi ve stratejik yardımlarda bulunuyor. Barzani'nin güçlü olması Irak'da ve bölgeye yakın yerlerde Türkiye'nin gücünün artmasına engel bir güç teşkil ediyor. Barzani çok uzun yıllar öncesinden beri MOSSAD ajanlarıyla yakın dostluğu ile bilinen bir terörist aslında. Onunla dostluk yapmış, yanında yer almış pek çok İsrailli, MOSSAD'ın başında dönem dönem görev almışlar. Dolayısıyla Barzani sessiz ve derinden giden, kendince uyanık ancak sürekli kullanılan bir maşa konumunda bir terörist.. Tıpkı MOSSAD'ın aradığı gibi...

İnternette MOSSAD'ın Gizli Tarihi diye bir araştırma yapacak olursanız önemli bir gazetemizin 19 Haziran tarihinde fotoğraflı olarak yayınladığı bilgilere ulaşabilirsiniz. 145 sayfadan oluşan bu tarihi bilgileri bıkmadan okumanızı öneririm.

Başbakan Erdoğan'ın meşhur "One Minute" ile başlayan çıkışının sonrasında İsrail'de oluşan rahatsızlık MOSSAD'ın yeniden harekete geçmesine neden oldu. Mavi Marmara Katliamı da bu tırmanışın son halkasıydı.

Mavi Marmara olayının sabahında İskenderun'daki birliğimize nokta atışı şeklinde gerçekleştirilen ve askeri bir roket olduğunu öğrendiğimiz bir roketle yapılan saldırı da aslında MOSSAD'ın bir imzasıydı. İsrail, AK Parti'ye ve Başbakan Erdoğan'a karşı operasyonu başlattı. Amaç AK Parti hükümetini zayıf düşürmek ve 2011 seçimlerinde iktidardan al aşağı etmek. Çünkü Başbakan Erdoğan, PKK terörünün ardında İsrail'in olduğunu gayet iyi biliyor. Aslında bunu yıllardır ülkemizde iktidar olmuş tüm hükümet liderleri biliyordu. Ancak güçleri İsrail'e ve ABD'ye yetmediği için daima sessiz kaldılar. Bana göre bu vatana ihanetle eşdeğerdir ancak herkesin yorumu farklı olabilir. Zira benim vatana ihanet gördüğümü, vatan çıkarları için uygun olarak gören kitleler de vardır.
Zaten dikkat ederseniz medyanın önemli bir kesimi AK Parti'ye cephe almış durumda. Bu medya organları da İsrail tarafından maddi anlamda destek görüyorlar. Patronlarına ise çok büyük güçler vaad ediliyor. Bu medya organlarını saymamıza gerek yok.

İsrail, MOSSAD parası ve ajanlarıyla dünyanın önemli ülkelerinde en büyük güç olan medya organlarını satın alıyor. Bunun sayısız örneği mevcut. Meşhur MOSSAD ajanı Maxwell de bir dönem Hürriyet'i satın almak istemişti. Ancak benim tahminim o dönem MOSSAD'a ihanet içinde olan Maxwell'in bu isteği son anda gelen bir telefonla (içeriğini ve kimden geldiğini tahmin etmek zor değil) gerçekleşmedi ve Erol Simavi son anda Hürriyet'i satmaktan vazgeçti. Zaten bir dönem sonra da Maxwell bahsettiğim yazıda okuyacağınız gibi filmlere konu olacak bir şekilde MOSSAD tarafından öldürüldü.

Son 1 aydır yaşanan PKK saldırılarının ardında MOSSAD var. PKK'ya olağanüstü para akışı sağlayan ve silah veren, peşmergelerini eğiten MOSSAD, ülkemizde de çeşitli siyasi partilerin önde gelen liderlerini kullanıyor. Bence Baykal'ın yaşadığı ve medyaya aksettirilen skandalın da arkasında MOSSAD var. Çünkü Baykal'ın yaşadığı olaylar MOSSAD'ın daha önce aralarında Clinton'un da bulunduğu birçok kişiye gerçekleştiridiği operasyonla aynı şekilde gerçekleşti. Yani seks skandalıyla... Hatırlarsanız Monica Lewinsky skandalı Clnton'un sonunu getirdi. Lewinsky, MOSSAD tarafından kullanılan bir kişiydi. MOSSAD'ın bu operasyonu yapmasının nedeni ise Clinton'un İsrail Başbakanına çektiği restti. Bence Baykal da yaşadığı bu olayın arkasında kimlerin olduğunu gayet iyi biliyor. Sadece onlara gücü yetmediği için yönlendirmeyi yanlış yapıyor ve bile bile lades oluyor. Ancak er ya da geç bu skandalın gerçek nedenleri yıllar sonra da olsa ortaya çıkacak. Bugün kahramen görünenlerin hain, hain görünenlerin de kahraman olduğu ortaya çıkacak. Hep öyle olmadı mı?

Bahsettiğim yazıyı okuduğunuzda göreceksiniz ki MOSSAD son derece profesyonel ekipleri dışında son derece saf insanları da gayet iyi kullanıyor. Hatta öyle iyi kullanıyor ki o kişiler kullanıldıklarının bile farkına varmıyorlar. Ben ülkemizdeki bazı liderlerin de kullanıldıkarını bilmediklerine inanıyorum.
MOSSAD'ın planı şu:

1- PKK'yı kullanarak saldırılar gerçekleştirilecek. Bu saldırıların hedefine ulaşması için de ABD ve İsrail tarafından her türlü teknolojik destek sağlanacak. Söz gelimi 250 terörist sınırdan sızarken bunlar farkedilmeyecek şekilde engelleme işlemi yapılacak. Hatta saldırı 5 saat sürerken bile askeri takviyenin ( ki helikopter ve uçakların yerlerinden kalkmaması için uzaydan gönderilen sinyaller kullanılacak. Uçakların ve helikopterlerin onlarca yıldır İsrail ve ABD'den alındığı düşünülürse bunun ne kadar gerçekçi olduğu görülebilir ) gelmemesi sağlanacak. Böylece olabildiğince şehit verdirilecek.

2- Ülkede hükümete karşı bir güvensizlik ortamı oluşturulacak ve partinin oy oranları düşürülecek.

3- Düşen oy oranları sonunda AK Parti yerine başka bir partinin iktidara gelmesi sağlanacak. Zaten o partinin lideri de bir gezisi sırasında yaptığı açıklamada İsrail'in sözcülüğünü üstlenerek bu duruma hazır olduğunu İsrail'e kanıtladı. Ancak o kişi aslında çok açık veren, çok iyi düşünemeyen bir yapıya sahip. Bu özellikleri nedeniyle de akıllı bir siyasetçi olan Başbakan Erdoğan tarafından kolayca sakız gibi çiğnenebilir. Zira düşünmeden konuşan ve bunun sonucunda da sürekli açık verip bu açıkların altında ezilen bir yapıya sahip. Belki çok iyi bir insan ancak son derece saf. Bu saflığı da tam MOSSAD'ın istediği türden bir kişi olmasına neden oluyor. Malum kişi, ülkeye hizmet edeceğini düşünürken İsrail'in çıkarlarına hizmet ettiğinin farkında bile değil.

Eğer İsrail, malum kişinin başarılı olamayacağına kanaat getirirse bu kez bence farklı bir metodu devreye sokacak.

Alternatif plan: Seçimler öncesinde başka bir operasyonla AK Parti yargı yolu kullanılarak kapatılacak. Ancak bu operasyon seçimlere öylesine yakın bir zamanda yapılacak ki partinin kendisini başka isim altında toplamasına fırsat kalmayacak. Hatta siyasi yasaklar da partinin başındaki önemli isimlere getirilecek.Böylece AK Parti'ye gönül verenlerin ve hatta daha öncesi seçimlerde olduğu gibi intikam amacıyla oy verilecek bir partinin varlığına engel olunacak. İşte tam bu noktada akla dürüst ve gerçek bir siyasetçi olan rahmetli BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu geliyor. Bence uzun dönemde Erdoğan'ın alternatifi olacak bir ismin ortadan kaldırılması daha fazla anlam kazanıyor. AK Parti'de şu anda lider olarak adlandırılabilen ikinci bir isim yok. Bu bir dezavantaj. Ancak Başbakan Erdoğan çok akıllı bir siyasetçi ve bunları da büyük ihtimalle düşünmüş ve önlemini almıştır.

4- Ülkede iktidar değiştiğinde yine İsrail'in gücüne ses çıkaramayan bir iktidar dönemine geri dönülecek. Sessiz, pısırık, ezilen, korkutulan ve etkisiz bir Türkiye dönemi... Evet bu dönemin tek iyi yanı ise PKK'nın saldırılarının İsrail ile yeniden ters düşülecek döneme kadar duracak ya da durmasa bile oldukça hafifleyecek olması. İktidar kim olursa olsun İsrail'in her türlü isteğine biraz direndiğiniz dönemde PKK belası yine karşınıza çıkacak. Taa ki siz yeniden o isteklere evet diyene kadar. Ve bu istekler İsrail'in kurulmasını istediği o ismini ağzıma almayacağım ülkenin kuruluşuna kadar dayanacak.

Ey benim güzel milletim. Kendinize şu soruyu sorun...

Ben dünyada son 40-50 yıldır ezilen ve köleleştirilen bir Türkiye'yi mi yeniden görmek istiyorum, yoksa bunun ağır bedeli olacağını bilmeme rağmen güçlü, güvenilir, söz sahibi bir Türkiye'yi mi görmek istiyorum?
Peki, hem güçlü hem de PKK teröründen uzak kalan bir Türkiye için yapılacak şey yok mu diye sorarsanız!..

Evet var elbette.. Öncelikle bunun bir ön koşulu var. AK Partilisi, MHP'lisi, CHP'lisi ve BDP hariç tüm diğer partilere gönül verenlerin el birliği, gönül birliği ve hepsinden önemlisi işbirliği ile mümkün olabilir.

Zaten filmin sonunu da ben öyle bağladım:

Önce teröristbaşını, sonra Barzani'yi (son zamanların moda askeri terimiyle söylüyorum) etkisiz hale getireceksiniz. En sonra da eğer yine uslanmaz ise İsrail'i...

Ama elbette bunun da ağır bir bedeli olacak. Eğer buna hazırsanız...

Peki size göre filmin sonu nasıl olacak?

 
Toplam blog
: 74
: 2756
Kayıt tarihi
: 09.04.07
 
 

On yıldan fazla süredir reklam ve halkla ilişkiler sektörü ile internet ortamında medya sektöründe h..