Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ey kırık kalpli güzel çocuklar...

Ey kırık kalpli güzel çocuklar...
 

Sokaklarda biraz umudunu kaybetmiş, biraz bezgin ve bedbin, biraz inançları sarsılmış dolaşıp dururken ve o kalabalığın içinde bir yaprak gibi yol alırken ama bir o kadar da o yaprak kadar yalnızken, göklerde bulutlar hiç olmadıkları kadar hızla bir araya gelse ve birden tüm trafiği, şehri, hayatı durduran, insanları oldukları yere çivileyen şu ses gelseydi;

"Ey kırık kalpli ademoğulları ve havvakızları, üzülmeyin ve yenilmeyin. Sanmayın ki hayat sizlere kederin en acısını tattırdı. Aşk, sizlere hem mutluluk hem de acıların en büyüğü olarak vaadedildi. Ve sizler, o mutluluk için nice bedeller ödemeyi göze alan sizler, kırık kalbiniz için her gün ağlayarak kahroldunuz. Sandınız ki; o adam ya da o kadındır kalbinizin hakimi. Ve yine sandınız ki; aşk ancak O olduğunda var. Oysa ne çok yanıldınız güzel kalpli çocuklar ne çok yanıldınız. O adam ya da o kadın sizin kalbinizin yansımasından ibaretti ancak. Aslında göğsünüzde atan o kudretli cesur yürekti o adamın ya da kadının yüzünde yansımasını bulan. Sandınız ki; aşkı kaybettiniz onlar gidince. Oysa kalbiniz yeryüzünün cehennemine dayanamayarak göğüs kafesinizden usulca süzülüp tekrar eski yerini buldu.Olan biten buydu."

Ve o ses bir soluklanıp kırık kalpli çocuklarının yüzüne bir daha tüm şefkatiyle baksaydı. Onlardan akan gözyaşlarını parmaklarıyla bir bir silip sözlerine devam etseydi. Deseydi ki;

"Ve kalbiniz göğüs kafesinize geri döndüğünde acıların en büyüğünü duydunuz. Alışmıştı o kafes ferah boşluğa. Kalbiniz ne kadar büyükse acınız da o kadar büyük oldu. Ve benim zavallı umutsuz çocuklarım "o kalp orada ilelebed hapistir artık" dediniz "bize başka sevda haram." Oysa unuttunuz yine, o kalp sevmek sevmek ve yine sevmek için var. Onun doğasını unuttunuz, hayatın akan seyrine dalıp. Bilmediniz ki kalp denilen asla hayatın düzenini umursamaz. Hayatın kendi kuralları vardır ve kalp bunlara asla uymaz."

Kalplerimiz yerinden fırlayacak gibi dinleseydik o davudi sesi. İliklerimize kadar ürperseydik aşka dair yeni bir umutla. Göğe toparlanan bulutlar gözlerimize dolsaydı sanki aşkı ilk kez keşfetmiş gibi.

""Kalbim kırıldı" dediniz ve "canım acıyor." Oysa siz hatırlamadığınız bir zamanda tercih etmiştiniz kalbe sahip olmayı ve demiştiniz ki; "Bedel ne ise öderim." Bir de bedeli ödemeyi göze alamayanlar vardı, onlara zalim dediniz. Sizler zalim olmaktansa bedel ödemeyi göze alan cesur çocuklardınız. Şimdi gözlerinizi açın ve kalbinizi dinleyin. Kırıldı ama kaybolmadı, yaralandı ama ölmedi. Unutmayın o hep sevmeyi seçti. Ve üzülmeyin siz gerçekten insan olmayı hak ettiniz."

Aşkın o tatlı, yumuşak sesi böyle yayılsaydı yaşadığımız, nefes aldığımız kentler üzerine, ne olurdu? Kim bilir belki de tüm bu kırık kalpler bir olur, aşk dünyada daha çok varolurdu? Kim bilir?

Resim: http://img341.imageshack.us/img341/4175/sirgalahad186570byarthulo9.jpg

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..