Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Kasım '11

 
Kategori
Güncel
 

Eylemciler sınıfta kaldı!

Eylemciler sınıfta kaldı!
 

İnternet


Ekranda görüntü çıkıyor:

“LÜFER İSYANI

Santim hesabı boğaz kararttı”

Yazıyor...

Sunucu görünüyor ve balıkçıların hazırladığı pankart üzerine: “Çinakop ve sarıkanat avının yasağına karşı balıkçının hazırladığı pankart budur efendim.” diyor.

PANKART:

YANLIŞ ÖLÇTÜNÜZ BİZİMKİNİN

SANTİMİ BELLİ, SEKTÖRDE KAOS

Yazıyor...

Sunucu Poyraz köy koop. Bşk. Mustafa Kokoş’a mikrofonu uzatıyor ve soruyor:

Sunucu: Bizimkinin santimi belli derken....!

Kokoş  :  (imalı imalı sırıtarak) Bizimkinin santimi belli derken, balığın, her santimde, yani on santimden yukarıya yumurta bıraktığını demek istiyoruz biz... biz Greenpeace seninki kaç santim? Sormuyoruz biz! (Ne alaka?)

(Ben hayatım boyunca 10-20 cm arası bir çinakop veya sarıkanada havyarlı rastlamadım)

Sunucu bu kez mikrofonu başka bir balıkçıya uzatıyor:

Sunucu:  Çinakop çok mu önemli?

Balıkçı: Çinakop çok mu önemli derken... 

Sunucu: İlle de tutmanız mı lazım?

Balıkçı: (Bocalıyor) ei ei..illaki tutmanız lazım derken tamam ei ei ye bu boyut ta gelecek ama ie,ei bu boyutta 20 santimde sınırlama...

Görüntü değişiyor ve bir başka balıkçı başka bir yerde mikrofona konuşuyor.

Balıkçı: Lüfer balığı olsun, çinakop balığı olsun yani ei ie bu balığın devamlı tutulması lazım yani yasak olmaması lazım! Çünkü geçimimiz balıkçılık bizim...

Görüntü değişiyor ve sunucu pankart sallayan tayfaların arasında mikrofona konuşuyor:

Sunucu: Normalde denizler de avda olması gereken tekneler, bugün İstanbul boğazında eylemde. Nedeni de çinakop ve sarıkanat avının yasak olması! Çünkü o balığı tutamazsak geçinemeyiz diyorlar bütün isyanları bu!

Görüntü değişiyor ve sunucu yine mikrofonu Poyrazköy kop bşk. Kokoş’a uzatıyor...

Kokoş: Eylemimiz kendimizi Türkiye’ye duyurmak, 500 tekneye yakın tekne katıldılar şu anda görüyorsunuz arkamızda. Banu Hanım, Greenpeace te üç beş tekne diyordu. Gelsin kendisi televizyonda da görsün üç beş tekne mi yoksa beşyüz tekne mi?

(Bu arada arkada geniş çerçevede görünen tekneleri saydım 45-50 civarı)

Görüntü değişiyor sunucu başka bir tayfaya mikrofonu uzatıyor.

Tayfa: Zaten Nisan 15 te yasak getiriyorlar denize, beş ayda büyümeyen balık ne zaman büyüyecek? Hangi ayın içinde süre var (!) Uzmanlar boş boş konuşuyor yok “hayvanlar yavrulama zamanı”... o zaman çıksın bir uzman konuşsun... Ben buradan... O uzmana da söylüyorum, meydan okuyorum! (Ne konuştu be!)

Görüntü daha önce konuşan balıkçılardan birine dönüyor ve o balıkçı: “Protesto ediyoruz şu anda “ diyor. (Garibim neyi protesto ediyor bilmiyor bile (!) hali onu gösteriyor!)

Sunucu: Engel yok mu diyor? (yani şu anda ki eylemi kastederek)

Balıkçı: santim yasağını anlayıp “engel var, yasak getirdiler işte” diyor... :)

Sunucu o anda oradan geçen bir deniz polisi için: Deniz polisini gördük orda ama bir şekilde engel olmuyorlar...!

Tayfa: Deniz polisi... Valla bilmiyorum ki nasıl oluyorsa engel...

Görüntü sunucuya geçiyor ve:

Sunucu: İstanbul boğazından yükselen kornaların sirenlerin hedefi aslında Ankara bunu teknelerin üzerindeki pankartlardan da görmek mümkün...

LÜFER YASAK, İTHAL BALIK SERBEST NE EKER’SEN ONU BİÇERSİN...

De ki, EKER... Tarım bakanı Mehti Eker eee onun yukarısında da zaten

BAŞBAKAN BALIKÇIYA SAHİP ÇIK yazıyor...

Sunucu tekrar Kokoş’a mikrofonu uzatıyor ve şu soruyu soruyor:

-Çinakop, sarıkanat avı yasaklansın, işte lüfer olsun büyüsün ee şeklindeki eylem size çok mu romantik geliyor? Yani tutmasanız olmaz mı o balığı?

Kokoş: Bakın romantik geliyor, bu balık göç balığı... Eğer bu balığımızı... Tamam, tutmayalım iki sene de tutmayalım... Çupra, levrekçilere 555 milyon lira para yardımı ediliyor bize de yardım etsinler biz bu balığı hiç tutmayalım diyoruz...

Görüntü değişiyor ve sunucu ilk mikrofonu uzattığı tekne sahiplerinden birine tekrar mikrofonu uzatıyor veBaşka balık mı yok? Niye tutmuyorsunuz onları? Diye soruyor...

Balıkçı: e ba başka balık, her şeyin mevsimine göre, istavrit eee zamanına göre eee çinakop eee lüfer zamanına göre...

Görüntü yine genç tayfaya geliyor ve tayfa: dört ayda hayvan havyarını bırakıyor abi beş ayda hayvan zaten büyüyor...

Sunucu: Bu yüzden mi gereksiz buluyorsunuz bu yasağı?

Tayfa: evet gereksiz buluyoruz yasağı, zaten havyarlama zamanı yasak getiriyorlar ee dört ay öyle yasak şimdi tam kış gelmiş, ekmek yiyeceğimiz zaman, para kazanacağız vatandaş taze taze balık yiyecek eee dört ay daha yasak edince zaten sekiz ay ediyor. Senede ee dört ayda kim ne kazanacak evine ne götürecek abi?

Sunucu teknenin arka kısmında denizi arkasına alarak sunumu şöyle bitiriyor:

Günün sonunda protesto eyleminde mesaj manzaranın güzelliği kadar net; “bizim çinakopu sarıkanadı tutmamız şart gerisi Ankara’ya kalmış.

Yorumum: Başta TV spikeri, sunucu koop başkanı ve protestocular hepsi sınıfta kaldı! Hata üzerine hata...

Bunların tamamı şov ve hikâye; Gürültü kirliliği devleti ve diğer milyonları saf zannediyorlar...

Televizyon da spiker:

“Balıkçılar İstanbul boğazında eylemdeydi bugün. Nedeni, lüferle ilgili av yasağı...

Çinakop ve sarıkanadın tutulmasına yasak getiren santim hesabı avlanmayı imkânsız hale getirince; balıkçılar da seslerini yükseltti. Tam 200 tekne konvoy olup boğazın bir ucundan öbürüne akın etti!” diyor...

Sunumu yanlış:

Doğrusu:

“Gırgırcılar ve trolcüler İstanbul boğazında eylemdeydi bugün. Nedeni; çinakop boyu yasağı ile ilgili... Lüferin yavrusu çinakopun 20 santimin altında tutulmasına yasak getirilince, büyük tekne sahipleri harekete geçti...

Birçok tekne konvoy halinde boğazın bir ucundan diğer ucuna kadar korna ve sirenlerle sesini duyurmaya çalıştı...” olmalıydı...

TV spikerinin sunumu ayrıca şunun için yanlış? Çünkü aynı anda, aynı balığın üç ayrı boyundan bahsediyor olması; “Lüfer, sarıkanat ve çinakop.”  Artı balıkların avlanılmasının imkânsız hale gelmesi diye bir şey söz konusu değil, balık bulucuları var, gece yakamozunda teknenin burnundan suya bakınca az çok balığın cinsi belli oluyor, ağ gözlerini 20 santimlik balığa göre ayarlama imkânı var, yakalanan balığı tekrar denize salma seçeneği var! Yani imkânsız diye bir şey yok. Bir diğeri de eyleme katılan tekne sayısı. Sanki elinde liste varmış gibi 200 diyor... Diğer taraftan Mustafa Kokoş 500 diyor. Oysa geniş ekrandayken arkadaki teknelerin adedini ben 45 olarak saydım (!) hadi diyelim bir o kadar da görmedim. Bu da asparagas... :)

Sunucunun hatası, başından beri o da TV spikeri gibi “Çinakop ve sarıkanat” diyor sanki iki ayrı balık türüne yasak getirilmiş gibi yanlış bilgilendiriyor. Daha dün akşam Kenan Işığın sunduğu; “Milyoner olmak ister misiniz?” yarışma programında yarışmacıya sorulan soru şu: “Hangisi istavritin küçüğüdür? Seçenekler: kıraça, sarıkanat vs vs. Cevap sarıkanat! Bu yarışmacı ilkokul değil üniversite mezunu! Ben insanlarımızda balık kültürü yok, protein eksikliği var derken bana kızıyorlar!

Şimdi konuya hakim olamayan ve doğru soruları soramayan televizyoncuların haber programları; yaptıkları eylemi savunamayan ve ona doğru düzgün kılıf uyduramayan koop başkanları, tekne sahipleri ve tayfasının eyleminden ancak dağ fare doğurur!

Velev ki bu tekneler fişlenmesinler! Mazot almaya gittiklerinde devlet ÖTV yi de alırsa hiç ağlamasınlar (!) devlet kendisine protesto çeksinler diye indirimli mazot verecek kadar bonkör olamaz! Otobüsler, kamyonlar, ticari taksilerin ve bütün insanların ÖTV siz yakıt isteme hakkı var! Eylem yapanlar savaş kahramanı mı? Keşke bir hafta değil bir sene çıkmasalar balığa!

Hiç olmazsa mert olun! Deyin ki “Tayfalar bayram dolayısı ile memleketlerine evlerine çoluk çocuğunu görmeye gittiler. Şimdi kurban bayramı her yerde kurbanlar kesilecek ve millet en az on gün balık yemez et yer! Bizim tuttuğumuz balıklar da para yapmaz” deyin.

Sayın Kokoş siz kendinizi uyanık, başkalarını saf aptal görmekten ne zaman vaz geçeceksiniz?

Sırıtarak; açtırdığınız pankarta, getirdiğiniz yorum ve açıklama sizin duruşunuzu gösteriyor zaten! İnsan başkasının yumruğunu yemeyince kendi yumruğunu balyoz sanırmış! Siz başkasının... Ölçüsünü görmeden, bilmeden; kendinizinkini bir şey sanıyorsunuz!

İkide birde Greenpeace veya Banu Hanım’a gönderme yapıyorsunuz; sizin için bu ölüm kalım meselesi olmuş!

Yani hem devlete şantaj yapıp para isteyeceksiniz, hem Banu Hanıma nispet yapıp “bak gördün mü, seni nasıl madara ettim” diyeceksiniz, hem lüfer yavrularını katledeceksiniz ve kravatı takıp ekranlarda boy göstereceksiniz! İyi güzel de kuzum biraz da hitabet öğrenseniz... Akım diyeceğiniz yerde bkm diyor ve niyetinizi çok belli ediyorsunuz! 

Ha unutmadan küçük tekne sahiplerinin yani kıyı balıkçılarının ve 1.000.000 olta balıkçısının size selamı var...

“Sayın Kokoş akıllı ol, bizim de bu sular da hakkımız var” diyorlar... Tutmadığınız balığın parasını istiyorsunuz insanda azıcık utanma ve arlanma olur! Siz de çiftlik kurun kredi alın, sizi tutan mı var?

Acırım acırım da hiçbir şeyden habersiz gaza gelen kandırılmış tayfalara ve küçük tekne sahibi kıyı balıkçılarına acırım... sizin tuzunuz kuru....

İyi Bayramlar...

M.Talip Girgin

 

 

 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..