- Kategori
- Çalışma Yaşamı
Farkı fark eden yönetici (Yönetici Dostuma Mektuplar)
Sevgili dostum,
Bu mektubumda sana farklı olmanın önemini anlatmak istemekteyim . Farkı fark etmenin ne kadar değerli bir hazine olduğunu bu mektupla anlarsın.
Farklı olmak, bence hayatı dolu dolu yaşamak ve hayattan zevk almaktır . Sana şunu söylemek isterim ki , farklı olmak , farkı fark etmek her insanın harcı değildir . Gençler her ne kadar küpe takmak , saç uzatmakla farklı olduklarını zannetseler de benim anlatmak istediğim fark o değil . Bu fark yaşayışta , düşüncede ve uygulamada fark yaratmakta .
Canım dostum , genç yönetici Kardeşim ,
Yıllar önce farklı bir yönetici tanımıştım . Çok farklıydı . O kadar farklıydı ki , sen onu halkın içerisinde görsen sıradan , halktan bir insan sanırdın . Ama o kadar sevgi dolu , o kadar çalışkandı ki , farkını herkes fark ederdi . Bu farklı olmak sonradan onu hem ünlü , hem halkın sevgilisi yaptı . Onun hakkında filimler yapıldı . Çok sayıda kitaplar yazıldı . Onun göreve ilk başladığı zaman bu kadar sevileceğini belki kendisi bile tahmin edemezdi . Ama sonradan halkın içinde olanı halkın ne kadar sevdiğini de herkes anladı .
Can dostum,
Onu farklı yapan öncelikle “ Yaratılanı hoş gördüm, yaratandan ötürü” düsturu ile halka hizmeti , mevki ve makam sahiplerinden üstün görmesiydi . Köylü ile üst düzey yönetici arasında fark yoktu ona göre . İşletme Yönetimi ve Kamu yönetimi açısından da odacı ile genel müdür arasında da fark yoktur aslında bilimsel olarak . Ama uygulamada çok yönetici halk ile kendinden daha alt düzeydeki insanlarla arasına nerede ise duvar örmekte . Bu da farkı fark edemediklerini , okuduklarını anlayamadıklarını , ya da anlamak istemediklerini göstermekte . Burada sorun bilimde , yöntemde değil , onu anlamayan , uygulamayan işine gelmediği için hayata geçiremeyen yöneticinin sakat yönetim anlayışında . Senin farkı fark eden , sağlıklı düşünen ve İnsanı insan olduğu için değer veren ve bunu da davranışları ile gösteren insan olarak uygulamalı göstermen gerekmekte .
Canım kardeşim ,
Bir yönetici daha tanımıştım . Bu yönetici seçimle iş başına geldiğinden “ Küçük dağları ben yarattım” havasındaydı . Halkın içinde yaşayan yöneticileri sevmez , onları sürdürür , mağdur eder , gelecek gördüğü gençlere yardımcı olmazdı . Farkı fark edemeyen insan sanırdın ama aslında o farkı çok güzel fark ederdi ama ilerde yükselecek farkları asla istemezdi . Onları seviyor görünerek , onları başından savardı . Milleti başından savdığı zaman gücünün katlandığını zannederdi, ama gücün ilelebet elinde olmadığını anladığı zaman iş işten geçmişti .
Can dostum , sevgili yönetici Kardeşim ,
Zaman geçti devran döndü . Güç elden gitti . Farkı fark eden ama bu farkı “Aman başkaları yükselmesin, aman başkaları ilerlemesin , beni geçmesin , yılanın başını küçükken ezelim” düşünenleri halkta seçimlerde evlerine yolladılar . Yani güç halktadır . Güç insandadır . Halkı küstüren insanı halkımızda zaman gelir gücünü kullanarak sandığa gömer . Ya da baskı yaparak atanmışları da görevden aldırmasını bilir .
Can dostum sevgili yönetici Kardeşim ,
Sen yönetici olduğun yerde , çalışarak farklı olan , düşünerek farklı olan, yazarak farklı olan, okuyarak farklı olan , sanat öğrenerek farklı olan , spor yaparak farklı olan , insanları hakiki manada severek farklı olan insanları bularak onlardaki farkı geliştirmelerine yardımcı olmaya bak . Gücün yettiğince onların farklı olmasının artı değerler yarattığını ve bunun halka güç verdiğini söyleyerek , normalden daha başarılı olmuş olan insanları da halka , öğrencilere çalışanlara örnek göstermeyi unutma . Çalışanı ödüllendirerek , fark yaratana hak ettiği görevleri vererek farklı olanlara farka , gereken farkı vermen lazım . Fark edenleri fark etmeyenlerden ayırarak gereken destek farkını ver onlara . Onların bu farka ihtiyacı var çünkü.
Can dostum sevgili Kardeşim ,
Bir kampanyada , eskiden yöneticilik yapmış olanlar , yeniden o görevlere talip olurken “ Bizde fark var ” ve “ biz farklıyız “ diyerek afişler bastırmıştı . Ancak farklı olduklarına inandıramadıkları içinde kaybetmişlerdi . Çünkü kılık kıyafetleri ile yaşantıları tersti . Halka yolda selam vermeyen , buna üşenen adam kılık kıyafeti ile ne kadar samimi olduğunu gösterebilir ki sence . Bence hem kılık kıyafet hem de sözler ve davranışlar aynı olmalı . Sakal uzatarak , ben farklıyım diyerek , insanlardan farklı olduğunu ispatlamaya çalışan ama yöneteceği insanlara , en küçük selamı ve gülümsemeyi çok gören insanın farklılığına sence kim inanacak bana anlatır mısın ?
Can dostum sevgili Kardeşim ,
Hiç kimseyi küçümseme . Derler ki atalarımız “ Umulmadık taş baş yarar” veya “ Sinek küçüktür ama mide bulandırır” derler. Ola ki küçümsediğin insan , gün gelir seni küçümseyecek insan haline gelebilir . Gelemez dersen yanılırsın . Hiçbir güç insana ilelebet verilmez . Unutma ki bu dünya 46 sene hüküm süren Sultan Süleyman’a bile kalmadı .
Sevgili dostum ,
“Farkı fiyatı” diyerek fark yaratmanın esprisi de yapıldı zamanında . Senin farkın bilgini ve sevgini halkla paylaşmak olsun emi . Bunu candan dilerim . Senden bu anlattıklarımı ciddiye alarak uygulamanı dilerim.
Can dostum , sevgili yönetici Kardeşim ,
Farklı olmak engelli olmakla olabilir . Yaşlı olmakla olabilir, kadın olmakla olabilir . Hatta öğrenci olmakla da olabilir . Sen bu farkı görerek güçsüz insanlara gereken sevgi ve ilgiyi ver ki , zaman gelir de mevki ve makamlar elden gidince güçsüzlerin hayır duası seni manevi yönden güçlü yapar.
Can dostum , geleceğin büyük yöneticisi ,
Bazı insanlar vardır ki , güç hiç elden gitmeyecek gibi davranarak , farkı inatla fark etmemeye , güçsüze yardım etmemeye bakarlar . Halbuki , güç elden gidince isterse o önemsemediği insanlara en güzel payeleri verse de yaptığı hatayı düzeltemez.
Can dostum , sevgili Kardeşim,
Senin yaptığın iyilikler mutlaka karşılığını verecektir . Bak sana bir olay anlatayım. Zamanında bir yönetici , küçük yazılar yazan , yöneticiye kendi kararınca bir şeyler yollayan bir kızı çok sevmiş ve ona burslar vermiş . Herkes koskoca yöneticinin bir kıza bu kadar değer vermesine şaşırmışlar ama yönetici o kızı çok sevmiş işte. Farkı fark etmiş yani . Ona verdiği kitaplara “ Yarının büyük gazetecisine , yazarına.. “ diyerek imzalayarak kızı motive etmiş . Bu kız da bu farkı fark eden yöneticiyi kara çıkarmamış ve ünlü yazar olmuş . O yöneticiyi anlatan en güzel romanları o yazmış , onu anlatan filmlerin senaryosunu o yazmış .O küçük kız farkı yaratan olmuş. Onun arkasından halkın gözyaşı dökmesinde onun dokunaklı romanı etkili oldu . Bunu sakın unutmayarak farkı fark et ve destekle . Farkı görevdeyken fark et . Görev bitince fark edilen farklar sana fayda da sağlamaz zararda…
Can dostum sevgili yönetici ,
Gene bir yönetici bir genç ile ilgilenmiş . Onun gelişmesine destek olmuş . Burs bağlatmış. Sağlık sorunları olunca destek olmuş . Gün gelmiş , köşesine çekilmiş . Onun zamanında verdiği emekleri kötülemeye , görmemezlikten gelmeye başlamış halkın çoğu hizmetlerini unutarak . O yöneticinin destek verdiği o çocuk ortaya çıkmış gazetede bir yazı yazmış, televizyonda O eski yöneticiyi anlatan , o kadar güzel konuşma yapmış ki , eski yönetici göz yaşlarını tutamamış.Konuşmadan sonra o genci arayarak “ Sen beni mutlu ettin , seni fark etmeyen , fark etmek istemeyenler , seni fark ettikleri zaman bilmem neler olur” diye onu teselli etmiş .
Canım dostum ,
Bunlar hayal değil , gerçek hayat hikayeleri . Sana unutmayasın diyerek yazılı anlatmaktayım . Sen de anla, senden sonra gelecek olanlarda anlasın . Anlasın ki farkları fark etsinler farkındalık oluştursunlar , bilinçlensinler, bilinçlendirsinler.
Muhabbetle seni kucaklamaktayım.
Ağabeyin , dostun , farkı fark eden rehberin.
TURAN YALÇIN-TOKAT