Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '09

 
Kategori
Öykü
 

Farkında olamayış

Farkında olamayış
 

kaynak:iç-mihrak


Sinağrit Baba, «ömrü boyunca evlenmemiş, ömrü boyunca yalnız yaşamış», türlü denizleri dolaşmış, diğer balıkları çeşitli tehlikelere karşı uyarmış, onları eğitmiş, «muhteşem, bir ilkçağ kralı gibi zengin, cömert, asil» bir derya filozofudur. Her şeyin en doğrusunu bildiği iddiasındadır.

Sinağrit Baba ki, «ne facialar seyretmiş, ne oltalar kopartmıştır» henüz elden ayaktan düşmeden, «pis bir 'Vatos'un, ... bir canavarın dişine bir tarafını» kaptırmadan kendi yaşamına özgürce bir son vermeye karar verir.

Artık tek bir arzusu vardır: «...suların üstündeki başka dünyada yaşayan bir akıllı mahlûka kendini teslim etmek.» Ancak, bu «mahlûk» sadece akıllı değil «tepeden tırnağa insanoğlunun insanlığından» ileri gelen diğer özelliklere de sahip olmalıdır. Sinağrit Baba'ya göre, O «öyle bir elin oltasını düzleyemez, misinasını kesemez, bedenini fırdöndüsünden alıp gidemezdi.»

O gün, Sinağrit Baba'nın kararını verdiği saatlerde denizde beş sandal varmış.Sinağrit Baba o an hayalinde yaşattığı insanı bulmak ve kendini ona sunmak için beş sandalı tek tek yoklamayı düşündü: «Sinağrit Baba oltalardan birini kokladı. Bu, balıkçı Hristo'dur: ... Gözü açtır onun. İçinden pazarlıklıdır. Evet, fukaradır, ama... Sinağrit Baba fukaralıkta gururu sever.»

Daha sonra ikinci oltayı geçti: «Bu balıkçı Hasan'dır. Geç. Cart curt etmesine bakma! Korkaktır. Sinağrit Baba cesur insanlardan hoşlanır.»

Bir başka oltayı kokladı: «Balıkçı Yakup iyidir, hoştur, sevimlidir... Ama kıskançtır. Kıskançları sevmez Sinağrit Baba, geç.»

Dördüncü oltanın sahibi bir hasistir, oysa «Sinağrit Baba cömertten hoşlanır.»

Beşinci sandaldan ise  Nikoli'nin oltası sarkmıştı:

«Sinağrit Baba, Nikoli'nin bir kusurunu arıyordu. Onda kusur mu yoktu. Evvelâ sarhoştu. Sonra ahlâksızdı, kendini düşünürdü ama, cesurdu, cömertti, hiç kıskanç değildi. Fukaraydı. Kibirliydi de. Sinağrit Baba kibirli fukarayı severdi ama, Nikoli'nin kibrini beğenmiyordu. İnsanoğlunda o başka bir şey, gurura pek benzeyen bir şey, yerinde, vaktinde bir gurur, o da değil, insanoğlunun insanlığından, taa saçının dibinden, oltasını tutuşundan beliren, isteyerek olmayan ama pek istemeyerek de gelmeyen bir gurur isterdi.»

Aradığı insanı bulamayan Sinağrit Baba kayasının kenarında durup beklemeye başladı. Gittikçe balığa çıkanlar çoğalıyordu. Birden «büyük büyük ışıklar saçan bir olta» dikkatini çekti Sinağrit Baba'nın. Heyecanla ve umutla oltaya yaklaşarak onu kokladı. Tanıdığı biri değildi bu. Yemi ağzına aldığında bir an için bu kişinin aradığı insanın ta kendisi olduğu izlenimine kapıldı ve aynı anda da yakalandı.

«Sinağrit Baba büyük gözleriyle kendisini yakalayana sevinçle baktı... Bir daha baktı, bir daha baktı. Birdenbire ürperdi..."

Ne görmüştü Sinağrit Baba böylesine ürperecek ve daha sonra da müthiş bir öfkeye kapılacak? İşte aradığı adam bu değil miydi? O adam ki «Ömrü boyunca cesur, cömert, Sinağrit Baba'nın beklentisi de bu değerlerle ilgiliydi; o halde daha neler umuyordu da kendisini perişan eden bir düşkırıklığına uğramıştı?

Şuydu Sinağrit Baba'yı altüst eden gerçek: Bu kişi hiçbir sınav geçirmemişti yaşamı boyunca ve asla kendi kendisiyle yüz yüze gelmemişti:

«Ama belki de ölünceye kadar cömert, cesur, mağrur, yaşayacak bu adamın şu ana kadar bir defa bile bir imtihana sokulmadığını anlamıştı. Belki de sonuna kadar bu imtihandan kurtulacaktı. Sinağrit Baba böylesine hiç rastlamamıştı. Ölmeden evvel adama bir daha baktı. Namuslu, cesur, cömert ölecek bu adamın hakikatte korkakların en korkağı, namussuzların en namussuzu olduğunu alnında okuyordu. Bu adam o kadar talihliydi ki, daha, ikiyüzlülüğünü kendi kendisine bile duyacak fırsat düşmemişti.»

Sinağrit Baba hırsından tekrar tepindi. Bağırmak ister gibi ağzını açtı. Kapadı.. Sinağrit Baba son nefesini, böylece bir insanlık imtihanı geçirmemişin sandalında pişman ve mağlup verdi.

Sizin derya filozofunuz kim? Bende var bi tane kendini bilmez.

Kaynak: HEİDEGGER'DE "DAS MAN" KATEGORİSİ /GÜVEN SAVAŞ KIZILTAN

Sinağrit Baba: Sait Faik Abasıyanık Bilgi Yayınları, Eylül 1995

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..