Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '14

 
Kategori
Futbol
 

Fatih Terim, yenilgiyi “rüzgâr”a yükledi!..

Fatih Terim, yenilgiyi “rüzgâr”a yükledi!..
 

Hazırlık maçlarının takımı olmak!.

O maçlardaki futbolu, sonucu, ölçüt al; öv babam öv... Eloğlunun bakışı,  o tür maçların özelliğine uygun. Oysa biz, “dünyayı fethetmiş” havasına bürünüyoruz.

 

“Fetih ruhu”, övenlerin ruhuna işlemiş. 

 

Ne de olsa başta bir “Fatih” var.

 

Son örnek mi?

 

Danimarka’yı uzatmaların sonunda yenince dünyalar bizim oldu. Taraftar, nasıl ki “kantarın topuzu”nu kaçıyor, kimileri de “övgü”de öyle... 

 

Fatih Terim de, o maçtan sonra çok mutluydu.

 

(“Bazı hazırlık maçları vardır ki dikiş tutmaz, ama bu maçın üzerine konuştuğumuz her şey doğru oturabilir. O yüzden bir devre iyi oynamadığımızı gördük. Üzerine analiz yapabiliriz, ama memnunum; çünkü galibiyet, önemli moral...”)

 

Ya dün gece?

 

Fatih Terim, ellerini göğsüne bağlamış öyle duruyor. Belli ki üşüyor, düşünüyor. Onu ısıtsa ısıtsa goller ısıtacak. Ama goller bizden değil, adları “son”la biten İzlandalı futbolculardan geliyor. Golleri atanların değil, hepsinin adları “son”la bitiyor.

 

Ya bizim “son”umuz?

 

“Son”umuzu, “mucizelerin adamı” denen, kendisi de “mucizeler”e inanan Fatih Terim belirleyecek. 

 

O Fatih Terim ki, sıkışmayınca, takımı oynatamayan, ama oynatmaya başlayınca da, iş işten geçtiği için “Geçmiş ola” dedirtecek bir futbol adamı. Adından yola çıkanlar, “Avrupa Fatihi” deseler de, bu, güncelin yeline kapılanların “anlık” sevinçleriyle sınırlı kalmıştır hep.

 

*****

 

Maç boyunca üşüyen Fatih Terim, maçtan sonra, konuşarak ısınma yolunu bulmuş sanki!.

 

Yaptığı değişiklikler işe yarasaydı, şunları yine söyler miydi?

 

"Bir daha inşallah böyle bir şey görmek hiçbirimize nasip olmaz. Futbolda böyle şeyler oluyor. Rüzgâra karşı oynuyorsunuz, ikinci yarı rüzgârı arkanıza alacaksınız; rüzgâr duruyor. Maçtan sonra rüzgâr başlıyor.” 

 

Gördünüz mü rüzgârın yaptığını?

 

Rüzgâr, oyun oynamış, aldatmış; Fatih Terim’in bütün planlarını altüst etmiş!

 

Fatih Terim, “Biz mağlubiyeti hak ettik.", “Herkesten özür dileriz” diyerek özeleştiri yapıyor! 

 

Usulden olan bu sözler, “suç”u rüzgâra yüklemenin yanında, “yıldız”lara da yüklüyor. Rüzgâr gerçek, ama “yıldız”lar değil. Fatih Terim, ad vermek yerine, o “yıldız”ları eleştiriyor.

 

Bir yanda özeleştiri, öbür yandan “yıldız”lı eleştiri!..

 

Yani?

 

“Ben mi çıkıp oynasaydım?” demekten farkı olmayan...

 

Fatih Terim’in, “Bizde yıldız herkese deniyor” demesine katılmamak mümkün mü?

 

Kimi sözcükleri bol keseden kullanan medyamız, Fatih Terim’i hak verdirtiyor. Ama o medya, Fatih Terim’e de ne övücü adlar takıyor.

 

*****

 

İzlanda oynadı, onbirin dışında, başta Fatih Terim seyretti. Maçı seyrederken belki de, maç sonrası diyeceklerini kafasından geçiriyordu. 

 

Maç süresince üşüyen Fatih Terim, maç sonunda konuşarak ısındı!.

 

Kendi ülkesinde yananların İzlanda’da üşümeye buldukları bir çözüm olmalı bu!.

 

Bir maç ölçüt olmaz, ama “çantada keklik” sayılan, bu bakışla küçümsenen bir takımın verdiği dersten ders çıkartmak gerekmez mi?

 

Başta Fatih Terim toparlanmalı.

 

Hollanda’nın da yenilmesi bizi avutur mu?

 

Hollanda’yı yenen Çek Cumhuriyeti’ni yenersek, yenmenin tadı bir başka olur değil mi?

 

“Sökülen yıldız”lar yeniden takılır, Fatih Terim, yeniden “fatih” olur. Bakarsın adı, bir başka “spor mekanı”na daha verilir.

 

Yenilgi sonrası, futbolcu ve teknik adamlarca yinelenen “kalıplaşmış cümle” neydi?

 

“Önümüze bakacağız!”

 

İyi, önümüze bakalım da, ama o anın fotoğrafını çekelim mi çekmeyelim mi?

 

Son söz:

 

Daha ilk maçta tökezlemek, dünyanın sonu değil, kendimizi bırakmayalım: ama “tek seçici”, tercihlerini kullanırken güncelin yeline kapılmamalı.

 

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..