Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Fedakarlık...

Fedakarlık...
 

Şu futboldaki fedakarlık haberleri yürek burkar, okumaya gönlünüz varmaz, o kadar duygulanırsınız ki, gözünüzden akan yaşlara engel olamazsınız!...

Takımını yalnız bırakmamak!! için iğneyle oynayan futbolcu vardır mesela.. Yedeği yok mudur, yedeğinin oynamaya hakkı yok mudur?. Bulunmaz Hint kumaşı mıdır? Sorulmaz.. Adı fedakarlıktır ama yaptığı uyanıklıktır.

Yönetici vardır. Star futbolcu transfer etmek için Avrupa’nın, 5 yıldızlı otellerinde canları çıkar. Yarabbim o ne fedakarlıktır?.. Parayla rezil olurlar. Dünyanın parasını göden çıkarırlar evden, barktan ayrı günlerce, ama adamı alamadan gelirler bir de…

O ne fedakar başkanlardır? Onca işi güç arasında Özel uçaklarıyla futbolcuyu almaya gider, gelirler!... Onca iş güçleri arasında bir de bu misyonu, bu zor görevi üslenirler.. Fedakarlık yapıp, mıhlandıkları yeri bir başkası yorulmasın diye kimseye vermezler!..

En son fedakarlığı Galatasaray’lı Milan Baros yapmış. Gazetelerde kocaman kocaman Milan Baros’un büyük fedakarlığı diye yazınca, Kuruçeşme adasından denize düşen birini suya atlayıp çıkardı sandım. Meğer olay başkaymış. Onu herkes yapar da Baros’un yaptığını kimse yapmaz!!. Rusya’dan 3.5 milyon teklif gelmiş ama 2.5 milyon euroya Galatasaray’da kalarak büyük bir fedakarlık yapmış!..

Futbol tarihimiz bunun gibi nice dramatik fedakarlıklarla doludur.. İnsanları fedakarlığa zorlayan bir yönetici tarzımız vardır. Dışardan gelen de bize uyar, çabucak fedakar olur!.

Milan Baros kariyerli bir futbolcudur ama bakıyoruz, geçen sene 17 maç oynamış. Yani koskoca bir ikinci devre yok… Fedakarlık yapmış ama noksan oynamış.

Ülkenin sosyal durumu ortada iken bu paralarda gözümüz yok demek yalan. Açıkcası euroyla verilen, yani okuduğu rakamı 2 ile çarpan bu milyonlarda herkesin gözü kalıyor ve bunun bir de fedakarlık diye hem de büyük fedakarlık olarak telafuz edilmesi sinir bozuyor.

Mesela bir Güiza örneği. Adam 14 milyon euro verdiler aldılar, şimdi ne oynatabiliyorlar, ne satabiliyorlar. Çünkü adam fedakarlık yapıyor, gitmiyor. Kapı gibi sözleşmesi var. Daum da fedakarlık yapmaya kalktı. Yaptığı fedakarlığı yeterli gördüler, tazminatta fedakarlığa zorladılar.. Giderken, çalışmadan paralarını alma fedakarlığında bulundu. öyle gitti.

Rüştü mesela, 50yaşına kadar oynama fedakarlığında bulunacakmış. Yılda 2 milyon euro. Ben olsam kulübün tapusunu da alırım bunca yılllık fedakarlıktan sonra!.

Bu sektörün piyasası bu, pasta büyük tamam da..

Hiçbirinden yıllardır en ufak bir başarı yok. Bir uçuk rekabettir gidiyor, o kadar. Daha dün, adı sanı olmayan, toplam değeri 20 milyon euro olmayan bir isimsiz İsviçre takımı Fenerbahçe’yi top göstermeden eledi şampiyonlar liginden..

Zenginin parası züğürtün çenesi yorarmış. Bir imza töreninde yaz günü 20.000 kişi toplanıyorsa aslında bize ne?.. Doğru ama şu fedakarlık edebiyatı bu ülkenin gerçekten fedakar halkına karşı ayıp oluyor.

Bu ülke zaten fedakarlıklarla yoktan var olan bir ülke...

Felçli çocuğunu sırtında yıllarca taşıyarak okumasını sağlayan anneler bilirim. Ailesini geçindirmek için yerin 300-400 metre altında güneş yüzü göremeden, grizu patlamasıyla şehit olan madenci babalar bilirim. Askerimizin, polisimizin bugünlerde sıcaktan kavrulan Anadolu’da terör belasıyla uğraşırken, her an ölüm bir yana, sakat kalmak bir yana, aldığı para ay sonunu getiremez. Halkının geninde fedakarlık bulunan bu ülkede 3.5 milyon euronun 1 milyonun dan fedakarlık etmek de o nedenle pek fazla bir şey ifade etmez ve çok büyük bir kesim için de haber niteliği taşımaz.

1 milyon euro, 70 milyon insanımızdan, 60 milyonunun tüm yaşamı boyunca kazanamayacağı bir paradır.

Ve yerin yedi kat dibinde çalışandan, hırsızın, uğursuzun, teröristin peşinden koşarken, gecesi gündüzü belli olmayandan, asgari ücretlisinden vergi alınırken, milyar euro dönen sektördeki futbolcudan 1 lira vergi alınmaz.

Nasrettin Hoca fıkraları güldürmekle kalmaz, ders verir aynı zamanda…

Hoca çok sıcak bir yaz günü eşi dostu yemeğe davet etmiş. Herkes sofranın başına toplanmış ama Nasrettin Hoca sürahideki buzlu şerbeti bardağına doldurup, doldurup içiyor, her dikişten sonra da şerbetin lezzetinden ‘’Ohhhh. Öldüm, bittim, mahfoldum'' diyormuş...

Sürahi içindeki şerbetten kendilerini kalmayacağını anlayan bir misafir dayanamamış.

Yeter hoca demiş, ver şu sürahiyi de biraz da biz ölelim..

Düşünün bakalım şimdi...

Yılda 2.5 milyon euroya ne gibi fedakarlıklar yapabilirsiniz?

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..