Fenerbahçe'de beklenmeyen sakatlıklar ve olası sıkıntılı süreç

Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman tarafından iyi yönetilemeyen Alex krizi akabinde, kaptanın, kulübe yakışmayacak bir şekilde takımdan uzaklaştırılması ve ardından 8 yıllık Alex macerasının sonu.

Son yıllarda düşüşe geçen Fenerbahçe'nin futbol kanadında, şu ana kadar sabrı ve desteği ile ön plana çıkan taraftarlar, mazeret kabul görmeyen yeni sezonda Alex olayı ile birlikte fatura kesmek üzereydi.

Malum beklenti hem ligde hem de Avrupa arenasında başarı, en azından olası başarıların emaresi. Ancak ne 14 yıllık başkanlık döneminde Aziz Yıldırım ne de sportif direktörlük görevi ile birlikte 4. yılında Aykut Kocaman bu emareyi sahaya yansıtamayınca, taraftar haklı olarak homurdanmaya başladı. Alex krizi ise seslerin yükselmesine sebep oldu.

Aslında problem Alex'in gidişi değildi muhakkak, Alex ne kadar taraftarın sevgisini ve takdirini haketmiş olsa da en fazla sezon sonuna kadar kalacaktı. Fenerbahçe taraftarının en büyük özlemi mücadele azmi yüksek oyuncular ve güzel futboldu. Bu beklentinin önündeki en büyük engel de kaptan Alex'ti. Gönüller istiyordu ki Alex ile sayfamızı güzel bir şekilde kapatıp, O'nu Fenerbahçe kulübüne yakışır bir şekilde uğurlayalım. Sonrasında Avrupa arenasında ses getirecek çeviklikte bir kadro ile önümüze bakalım.

14 yıl, bir başkan için bu temellerin atılması için fazlaydı, 3 yıl ise ileriye umutla bakmak için bir teknik adama yeterliydi. Ama olmadı. Yeni sezon yeni sorun ve kayıplarla başladı. Alex problemi de dünya savaşlarına neden olan zahir-i sebepler misali ortalığı karıştırmaya yetti.

M.Gladbach ve Beşiktaş maçlarında takımın iyi futboldan ziyade mücadele hırsı ve alınan net skorlar taraftarın bir süre daha sabır moduna geçmesine neden oldu. Dedik ya Fenerbahçe taraftarı güzel futbol, en azından mücadele istiyordu. Taraftar; başarının ileriye atılan her adımda, parke taşlarında gizli olduğunun farkındaydı. Sabır; Aziz, Aykut, Alex vs. için değil, Fenerbahçe için, başarı için.

Milli maçların oynanacağı haftaya 2 güzel sonuçla girmek, tartışılan yönetim ve teknik heyetin biraz olsun rahat nefes almasını sağladı. Ancak şansızlık o ki; milli takımlardan sakatlık haberleri gelmeye başladı. Hem de kadronun en kritik oyuncularından.

Defansın bel kemiği Yobo: Milli takım kampında dizindeki sakatlığı nüksetti, durumu belirsiz. Sahalardan uzak kalması demek, alternatif olarak Bekir-Egemen ikilisini gündeme getirir. Bu da özellikle bireysel hataya açık olan Bekir nedeniyle taraftarın istim üzerinde maç izlemesi demektir.

Sağ bekte ülkenin vazgeçilmezi Gökhan: Son günlerde takımın en formda ismi olan Gökhan, sağ uyluk ön adelesindeki problem nedeniyle milli takım kadrosundan çıkarıldı. Durumu belirsiz. Fenerbahçe'de alternatifi olmayan oyunculardan biri. Ne Orhan ne de Topuz'un yerini doldurması mümkün değil. Takımın geriden ofansa en çok katkı sağlayan oyuncusunun sakatlığı büyük bir sorun.

Orta alanda Topal ve Meireles: Orta alanda henüz uyum sağlamaya başlayan ikilinin birlikte sakatlanması, yine alternatif oyunculara baktığımızda moral bozmaya yetiyor. Aykut Kocaman, muhtemel ki bu takımda 8 yıl boyunca nasıl kaldığına bir türlü anlam veremediğim Selçuk Şahin'i tercih edecek.

Aykut Kocaman; yedek kulübesini böyle kötü zamanlar için hazır tutamadığı için, bu önemli sakatlıkların lig ve Avrupa'da Fenerbahçe'ye kaybı ne olur merak konusu. Umalım ki bu süreç en az kayıpla atlatılsın, hatta Recep ve Salih gibi gençler için de bir şans olsun. Aksi takdirde Fenerbahçe için kriz beklentisi hat safhada.