"Türk Futbolu" dediğimiz şehir efsanesi (Türkiye 0-1 Romanya)

Milli Takımımız; Dünya Kupası Brezilya 2014 elemeleri D grubu 3. maçında, Kadıköy'de Romanya karşısında aldığı 1-0'lık mağlubiyetle, Hollanda'dan sonra 2. yenilgisini alarak, tur hayallerini zora soktu.

Türkiye: Volkan, Gökhan, Semih, Ömer, Hasan Ali, Hamit (Mevlüt), Topal, Emre (Nuri), Sercan (Emre), Arda, Umut

Belli bir takım kurgusu ve oyun sistemine sahip olmayan, sadece bireysel yetenek ve çabalarla sonuca gitme düşüncesinde olan oyuncularımız, İstanbul'a 1 puan almaya gelmiş Romanya takımına, 3 puan hediye edip gönderdi.

Türk Futbolu ve futbolcularını; bir oyun kuralına ve disipline adapte etmek, kural tanımaz insanımızdan yola çıkarak düşünüyorum ki, sanırım mümkün olmayacak. Uluslararası arenada, kulüp takımlarımızın da aynı yapıda sahada hareket ettiğini hatırlayacak olursak, her maçımızda karşımıza çıkan sonuç; ya bir kahraman çıkar bizi kurtarır, ya da bir sakar çıkar tek bir hatasıyla tüm geceyi mahveder.

Bir çuval incirin bu akşamki sahibi de kalecimiz Volkan oldu. Stoperimizi birebirde yakalamasına rağmen, açısını kaybeden rakip oyuncunun imdadına(!) yetişen Volkan, anlamsız bir şekilde kalesini terkederek, kalemizde golü görmemizi sağladı.

Maçın genelinde vasatı aşamayan mücadelemizde; Gökhan ve Arda'nın bireysel çabaları, maçtan  gol çıkarmamıza yetmedi. Emre'nin orta alanda oyunu ileriye taşıma isteği göze hoş gelirken, her faul pozisyonunda abartılı ölüm çığlıkları seyir zevkimizi kaçırmaya yetti.

Ön liberoda Mehmet Topal; topla gereğinden fazla oynadı, bir stoper edasıyla sağa sola kısa pas ya da ileriye şişirme pas attı durdu. Semih ise ön libero görevine talip olurcasına, ileriye top taşıma hevesinde geride boş alan bıraktı. Kaleci hatasından gol yememize rağmen, rakibimize 3 net pozisyon vermeyi de ihmal etmedik.

Sercan; kendisini 5-10 dakika gösterirken, kendi takımlarında da formsuz olan Hamit ve Umut'un isimleri, sadece kadrolar okunurken duyuldu desek abartılı olmaz.

Milli Takım kadrosu yetenekli ve form düzeyi yüksek oyunculardan kurulur. Oyuncunun, Fenerbahçe ya da Galatasaray forması giymesi, milli formayı haketmesi için yeterli olmamalıdır. Sanırım Abdullah Avcı da bu ahbap-çavuş ilişkisi içinde kendini yok edecek.

Romanya takımı, saha içersinde çok fazla etkinlik göstermese de milli takımımızın gereksiz hava toplarının hemen hemen hepsini karşıladı. Boş alanları iyi değerlendirerek hızlı ve isabetli paslarla pozisyon geliştirdiler, ancak son vuruşlardaki yeteneksizlikleri, skor yönünden bizim bu akşamki şansımızdı.

İkinci yarıda oyuna giren oyuncuların da bu ruhsuz oyuna farklılık kazandıramaması nedeniyle, milli gecemiz de tatsız bir şekilde sonuçlandı. 

16 Ekim Salı günü (4 gün sonra) deplasmanda Macaristan ile karşılaşıyoruz. Şimdi oturup da hiç kimse puan hesaplamaları yapmasın. Zaten bu futbol fakirliği de ancak matematiğimize katkı sağlar.