Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '13

 
Kategori
Spor
 

Fenerbahçe'de lider oyuncu yoksa...

Fenerbahçe'nin tarih boyunca bazı geri dönüşleri vardır.

1983 Galatasaray-Fenerbahçe 4-1'den 4-4'de dönmüştü maç. Stankoviç teknik direktördü ve Seydiç ile Hosiç'e adam adam savunma yaptırmış ve sonuç felaket olmuştu. Alparslan 4-1'den sonra takımı sahada toplayıp, farklı bir taktikle devam edeceklerini belirtmiş ve maç orada bitmemişti.

1989 Galatasaray-Fenerbahçe 3-0'dan 3-4 olmuştu. Bu maç bir anlamda Rıdvan'ın direnişiydi. İkinci yarı her yerde o vardı, bütün gollerde ön plana çıktı.

2001 Fenerbahçe-Gaziantepspor ilk devre 0-3 bitmiş, ikinci yarı 60. dakikadan sonra gelen peş peşe gollerle 4-3 bitmişti. Bu maçta Uche ve Rapaiç'in yaptıkları Fenerbahçe'ye şampiyonluk getirmiştir.

Kuşkusuz Elazığspor maçı 3-2 bile tamamlanmış olsa bir geri dönüş karşılaşması olarak değerlendirilemez, eksik olan şeyin altını çizmek için bu örnekleri verdim. Sezon içinde ihtiyaç duyulan şeyin altını daha kalın çizgilerle çizelim.

Liderlik, inisiyatif almak farklı bir meziyettir. Bazen takım halinde liderlik gösterirsiniz, zaman gelir ortaya bir oyuncu çıkar ve herkes onun etrafında bir şeyler yapabileceğini hisseder, takip eder.

Fenerbahçe'nin dün Elazığspor karşısındaki ilk yarı boyunca en büyük eksiği etrafında kümeleşeceği bir lider oyuncu özelliği gösteren futbolcusu olamamasıydı.

İkinci yarı Semih'in oyuna girmesiyle bu durum "biraz" değişti. Semih belki yaratıcılık anlamında fazla bir şey yapmamış olabilir ancak orta alandan bir türlü gelemeyen o mücadele fitilini ateşledi diyebiliriz.

Rakip alanın her bölgesinde gidip topu almaya çalıştı, hiçbir şey yapamazsa didişti.

F.Bahçe-Elazığspor 

Onun bu oyunu zaten direniş halindeki Sow'u, Kuyt'ı ve Baroni'yi daha fazla oyunun içine soktu.

Bu maçtan Fenerbahçe 1 puan çıkarabilmişse işte bu dört oyuncunun ileride yapmaya çalıştıklarıyla oldu.

Yeter mi, Fenerbahçe bu mu?

Kuşkusuz futbol bu kadar sınırlı oynanmıyor, hele şampiyonluk için asla konuşulmaz bile...

Ama Fenerbahçe'nin Bursa'da 2-1 geriye düştükten sonraki  ve dün ikinci yarıda gösterdiği mücadele azmi önemliydi.

Belki kazanılan bir puanla şampiyon olunacak belki de kaybedilen iki puanla kaçırılacak!

Fenerbahçe neden başaramıyor, eşiği geçemiyor?

Bu hafta sonu oynayan bütün büyük takımların en fazla aksayan tarafı savunmalarıydı. Galatasaray, Beşiktaş savunmaları nasıl yedikleri gollerde rakip oyuncuyu sadece izlemekle yetinmişse aynısı dün akşam Fenerbahçeli oyuncular yaptı.

Fenerbahçe savunma yaparken hücum eden oyuncu ile arasında 3-5 m. bırakıyor.

İkinci gol öncesinde Gökhan Gönül, Serdar Gürler'le kendi bölgesinden başladığı koşuda oyuncuya müdahalede bulunamazken, savunmak durumunda olduğu kanadı da boşaltı ve Köksal çok güzel bir gol attı.

Oysa Gökhan eğer savunmaya başladıysa bir şekilde bu topun oyun dışına çıkmasını sağlamalıydı. Rakibe kavalyelik etmemeliydi.

Gökhan Gönül'ün iyi niyetinden asla şüphemiz yok, ancak girişte anlatmaya çalıştığım liderlik vasıfları konusunda biraz destek alması gerekiyor.

Liderlik birlikte hareket ederek gerçekleştirilir, bağımsız ve kopuk hareketlerin takıma faydadan çok zarar getirdiğini dün uygulamalı olarak gösterdi kendisi.

Rakip futbolcunun boğazına sarılmak da neyin nesidir? Psikolojik mücadele böyle mi verilir? Roberto Carlos hiç mi bir şey öğretemedi?

İkinci yarı Mehmet Topal ve Mehmet Topuz can havliyle dikine oynamaya çalıştılar. Oysa bunu maçın geneline yaymayı denemeliler.

Krasic'in takımla kan uyum sorunu var. Bunu söylerken asla onun kötü bir futbolcu olduğunu söylemek istemiyorum. Bazen böyle olur, anlaşamazsınız. Bütün takımı ona uyduramıyorsanız ya onun uyumu bekleyeceksiniz ya da ondan beklentilerinizi sınırlandıracaksınız.

Sow da Kuyt da Krasic'le oynamak istemiyor, dün bunun fotoğrafı çekilmiştir. Aykut Kocaman'ın bunu görmesi veya tedavi etmesi gerekiyor.

Volkan'ın da kendisini "liderlik" sorumluluğu anlamında bir an önce toparlaması gerekiyor.

Elazığspor'un savunmasında rakiple nasıl mücadele edilmesi gerektiğini gösteren Bilica'nın bunu Fenerbahçe'de bu seviye gerçekleştirememiş olması da futbolumuzun fenomenal bir durumudur.

Fenerbahçe'de olmayıp da Elazığspor'da olan şey nedir Bilica için?

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..