Fenerbahçe maçı öncesi “meze tabağı”, bu kez de Bursa’dan...

Aşçılık, sadece “pişirmek” değildir; pişirileni sunmaktır!

Sunmada “hizmet” edenler de usta olmalıdır.

Becereksiz aşçının elinde “yenmez” olan, aynı üründen yapılan/ hazırlanan, usta aşçının elinden çıkınca, “tadından doyulmaz” olur!

Usta aşçı, öyle bir “meze tabağı” hazırlar ki, yiyesi olmayanın yiyesi, içesi olmayanın içesi gelir. Çünkü “meze tabağı”, sonra gelecek “soğuklar”ın, “sıcaklar”ın nasıllığı konusunda etkileyci bir “fikir” verir.

*****

Fenerbahçe’yle maçı olan kimi takımlar da, bir bakıma, “meze tabağı hazırlarlar!

İşe girişen, başkan, sözcü ya da teknik adam olur. Bu, öyle bir “tabak” ki, denemesi bedava denir ya, işte o türden. Onlar hazırlar, ama “hizmet”i başkalarından beklerler.

O “başkaları” da söylemlerinden anlaşılır:

“Cüneyt Çakır, Galatasaray maçlarında şaibeli bir hakemdir

"O maçların (Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda iyi sonuçlar alamadıklarını söz ederek) hepsini izleyen biri olarak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki, az ya da çok, bize karşı hepsinde de hakemlerin katkısı oldu.”

"Gözümüz derbide hakemlerin üzerinde..."

(“Tabak“ hazırlayanlardan sabık Başkan Ünal Aysal, amacına ulaştı;  ama ötekilerinde “hizmet”te kusur oldu!)

*****

Fenerbahçe için “meze tabağı” hazırlamak, “süreğen hastalık”a dönüştü.

“Hastalık”, bu hafta da Şenol Güneş’e, ona destek olan yönetimine bulaştı!.

Nedir bu?

Maçın sonucunu leyhlerine çevirmek, karar vericileri etkileme için, “laf yarışı”yla ortamı germek!

Oysa Şenol Güneş’in bu “süreğen hastalık”tan kurtulduğu sanılıyordu. Çünkü “hava değişimi”ne gitmişti!.

(Anlaşılan o ki, Şenol Güneş'in aklı geçmişte kalmış! Yoksa, Milli Takım’da kaleyi korumuş, teknik direktörlük görevi üstelenmiş bir futbol adamı, güncel soru ne olursa olsun, “selam” niteliğinde sözler söylemekten kaçınır; gelecek bir iki “cılız alkış”a bakmaz!)

*****

Bursaspor’a da bulaşan “süreğen hastalık”, denemesi bedava türünden... Bu, yitirme olasılığı olmayan, ama kazanma olasılığı olan bir “hastalıklı girişim”...

Öyleyse dene!

Önce Şenol Güneş, Milli Takım çalıştırdığını unutan biri olarak, Volkan Demirel'i yargılıyor:

“Volkan sahada kalmalıydı. Volkan Demirel küfür nedeniyle sahaya çıkmadı. Peki diğer maçlarda da aynı tepkiye maruz kalırsa ne yapacak? Yine sahayı mı terk edecek?”

Fenerbahçe yönetimi, futbolcusunu korumak için, Şenol Güneş’i,  “.... bir açıklama yapma zorunluluğu hissediyorsa, kendi oyuncularıyla ve takımıyla ilgili demeçler verme”li diye uyarınca, Bursaspor yönetimi söylenenleri az buldu,  "meze tabağı”nı çeşitlendirdi:

"Krizden beslenmek”, “haksızlığı hak görenler”, “ortamı tozu dumana katıp kirli emelleri olanlar”...

*****

Yaratılmak istenen algı, öncekilerine birer katkıdır.

Amaç?

Saha içini ve dışını etkilemek!

Önce başkanlar, sonra basın sözcüsü, şimde de teknik direktör...

Yarın?

Futbolcu, belki de masör, top toplayıcılar...

Son söz:

Bursa’da ““meze tabağı”  hazır; “hizmet” edecek/ler bekleniyor!