Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası hasreti- 2

''Hasret'' i bitirecek yolda ilk aşama, geçen hafta, 1-0 gibi diken üstünde bir sonuçla geçildi. Bu sonuç, kuşkusuz, ikinci maç için bir avantajdı. Ama bu, rakip Bursaspor’un aynı skorla maçı tamamlaması durumunda tur atlama şansının penaltılara kalma olasağını da getirebilirdi.
Penaltıların bir garantisi yok!
Penaltı kaçır mı kaçar!

Turkcell Süper Lig’de, kendi sahasında, Trabzonspor ve Gaziantepspor’la üst üste oynadığı maçlarda 6 puan almak varken, 2 puana razı olan Fenerbahçe, Kupa’ya giden yolda mutlaka yarıfinale kalmalıydı. Kötü gidişlerde ortaya çıkan ''muhalifler''in sözcülüğüne soyunanlara bir yanıt verilmesi gerekiyordu. Daha çok, kasaba takımlarında tanık olduğumuz ''Yönetim istifa!'' türünden bağırmaların altında ''istifade''nin yattığını görmeliyiz. ''Yönetim istifa'' sesleri, büyük takımlara, hele Fenerbahçe seyircisine hiç yakışmıyor.
Böyle bağırmalar, ''istifade'' ardında koşanlara yakışmıyor da, oynanan futbol, Fenerbahçe’ye yakışıyor mu?

Buna ancak, zorlanarak, ''Evet!'' diyebilenler çıkabilir.
Ama bu da o denli inandırıcı olmaz!

*****
Bursaspor, geçen hafta Şükrü Saracoğlu’nda hakemin ''sertlik''e göz yummasının verdiği alışkanlıkla, maça yine aynı anlayışla başladı. Fenerbahçe, artık ezberlediğimiz ''sistem''le sahaya yayıldı. Tartışmanın odağındaki Semih, bu kez de kulübede...

''İlk''ler Bursaspor’un lehineydi: ilk taç, ilk şut, ilk atak, ilk faul.
Ama belirleyici ''ilk'', Fenerbahçe’den geldi.
Alex, art arta iki gol attı.
Dakikalar 25’i gösterirken maç, artık bitmişti.
Bursaspor’un top kayıpları, Fenerbahçe’ye ''moral'' kazandırıyordu. İlk yarının sonlarında ''gol orucu''nu bozan Güiza ile üçünçü gol gelince, ikinci yarının nasıl geçeceğinin bir önemi kalmadı.

*****
İkinci yarıda Bursa seyircisi, takımları galipmiş gibi coştu da coştu. İbrahim, attığı golle bu coşkuya destek verdi. Fenerbahçe, bu golle, Fortis Türkiye Kupası’ndaki ilk golü yemiş oldu.

Fenerbahçe’nin yarıfinaldeki rakibi Sivasspor, Ankaraspor ve Beşiktaş’tan biri olacak.

Bizim ''hasret'' üzerine kurulu başlığımızın da, demek ki, 3’ü ve 4’ü de olacak.