Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '12

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'nin yıldızı kalmadı...

Fenerbahçe'nin yıldızı kalmadı...
 

 

Fenerbahçe’nin yıldızı kalmadı…

Yarın Pazar, 12 Mayıs 2012… Bu günün önemi ne? Türkiye’nin en seçkin, en elit iki takımı Galatasaray ve Fenerbahçe, son kez ve final için sahaya çıkıyorlar ve birbirlerinin hesabını görecekler.

Görünüşte Fenerbahçe avantajlı… Kadıköy’de kendi mahallesinde, kendi sahasında oynuyor ve burada bir çok takımı kös kös arkasına bakarak göndermiş bir takım Fenerbahçe. Saha avantajı Fener’in… Ama her zaman söylendiği gibi Derbi maçların sonuçları hiç belli olmaz. Hele Galatasaray tam bir deplasman takımıdır. Gittiği deplasman maçlarının çoğunu almış, çoğu takımı da ağlatmıştır. Son Trabzonspor harbi hariç…

Galatasaray, bu maça dezavantajlı olarak çıkacaktı, niye? Galatasaray’ın gayet kıymetli Teknik Direktörü, son Trabzonspor maçından sonra hakeme ağzına geleni söylemiş, ve böylece hakemin şikayeti üzerine üç maç tribüne göndermekle cezalandırılmıştı. Bu ne demekti? Galatasaray’ı bu son maçında yalnız bırakmak demekti. Yani, Galatasaray son maçına Teknik Direktörünün aymazlığı nedeniyle (Geçmişte de Terim’in böyle hataları, tükrükleri filan.. epey görülmüştür!)   sahaya başsız, baldırıksız çıkacaktı… Ama Galatasaray Başkanı Aysan akıllı adam, Terim’i ikna etti, Tahkim heyetine başvuruldu… Ne yapıldı ne edildi, Terim’in bu cezası son anda ertelendi… (Terim dua etsin…) Şimdi Fatih Terim’e düşen takımının başında, serinkanlı olarak, tam bir Ağabey gibi çıkması, takımı serinkanlı bir şekilde yönetmesi, hataları görüp anında görüp düzeltmesi.

Fenerbahçe, anladığım kadarıyla Alex’siz  oynuyor. Buna Fenerliler ne kadar yansa, ne kadar ağlasa yerindedir… Çünkü Alex son zamanlarda Türkiye’ye gelmiş en müthiş futbolcudur. Akıllıdır, iyi bir  önderdir, terbiyelidir, tekniği muazzamdır, olmayacak pozisyonlarda gol attığı gibi asistliği de tartışılamaz. Ama ne yazık ki artık yaşlanıyor; iki devreyi zor çıkarıyor; sık sık sakatlanıyor. Ve bu maçta takımını yalnız bırakıyor. Aslında böyle futbolcular 35 yaşında da olsa, 40 yaşında da olsa hala korkulacak futbolculardır. Bence Messi ile karşılaştırılabilir… Ama biraz geç…

Onun dışında Fenerbahçe’de ne yazık ki yıldız yok. Bana göre bir tek yıldız adayı vardı: Semih… onu Fenerbahçe kulübü harcamıştır. En kısa zamanda satsa veya kiralasa iyi eder. Çünkü çocuğun, iyi futbolu da yedek kulübesinde bozuldu gitti…

Galatasaray takımına ispiyonum (yanlış çıkmazsa; çıkarsa yandım..) Bugün takımda Alex yok… İşin yarısı kolaylandı. Onun için, rahat olun…

Galatasaray’a gelince bana göre pırıl pırıl parlayan üç yıldızı var. Bunlardan birincisi hiç inkar edilmez Brezilyalı futbolcu Felipe Mello... Mello gittikçe açılıyor ve bir yıldız olduğunu  giderek her maçta gösteriyor… Gayet kaliteli bir futbolcu. Fakat onun da , çabuk atan sigortaları var. Bu maçtan önce bu sigortaları, Fatih Terim’in sıkması gerekir…(Tabii, Terim kendisine sahip olabilirse…)

Benim söyleyeceğim iki yıldızdan biri, kendisine Fenerbahçeli Semih gibi haksızlık edilmiş olan Necati Ateş’dir.. Necati, gittiği Antalyaspor’da ne değerli futbolcu olduğunu göstermiş çok kıymetli goller atmıştır. Neyse Fatih Terim, onu çekti geri aldı, çok sevindim… Bu akşam ben ondan çok şeyler bekliyorum.

Diğer yıldızım ise Sabri Sarıoğlu… Bence değeri iyi anlaşılmamış, iyi bir futbolcu… İyi bir savunma elemanı, aynı zamanda ileri çıkarak çok goller atabilen, yaman bir eleman... Yarın bir gol de Sabri’den bekliyorum… Hadi Sabri kendini göster… Sana inanıyorum.

Galatasaray’lılara son olarak çok özel bir tiyö veriyorum. Son maçlarınızı izledim. Çoğu kez topla birlikte kale önünde bitiyorsunuz, kaleci ile karşı karşı karşıya kalıyorsunuz… Ondan sonra ne yapacağınızı bilemiyorsunuz… Şimdiye kadar belki on tane öyle pozisyon kaçırdınız. Kaleciye dan diye, hedefleyip, topu kalecinin eline yada yumruğuna teslim ediyorsunuz. Böyle nice pozisyonlar kaçtı ve kaleciye teslim edildi. Deneyimli futbolcular bunu yapmaz… Ne yapar, kaleciyle karşı karşıya kalınca ayağını topun altına sokar, hafif havalandırıverir, top hop kalecinin üzerinden aşar, kaleye gider. Kaleci de şaşırır... Herkes şaşırır... Bunu öyle yapın, ayağınızı topun altına sokun... Hafifçe havalandıverin... Bunu son anda biraz çalışın… Görürsünüz, bu beceri bile size çok goller kazandırabilir. Sonra bana dua edersiniz.

Bunu Türkiye’de en güzel uygulayan futbolcu, (bana göre çok teknik bir futbolcu...) Beşiktaş’lı (Portekiz’li) Fernandez’dir… Onun son maçlarını izleyin ve bu pozisyonları hiç kaçırmadığını göreceksiniz… Ayağınızı topun altına sokun, hafif havalandırın… Dan diye vurmaktan iyidir. Antrenmanlarda bu pozisyonu çalışın… Çünkü bu pozisyonlarda o kadar çok gol kaçıyor ki…

Artık başınızda, Fatih Terim ağabey’de var… Korkmayın, her şeyiniz tamam… Siz üstünsünüz. Hücum… Da savunmayı da ihmal etmeyin… Fenerbahçe, böyle kontra hücumdan, beleş gol atmayı çok seven bir takımdır aman ha…

Hadi Allah gayret kuvvet versin… Arslanlar! Sizi uzaktan gözleyeceğim... Dualarım sizinle...

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..