Fenerbahçe'nin zenginliği kulübeye de yansıdı...

Sivasspor maçının bu kadar kolay olacağını bilseler herhalde İddaa programcıları 1.65 gibi yüksek bir oran vermezlerdi.

Maç sonunda verilen istatistiklerde çok ilginç bir rakam göze çarpıyordu. Sivasspor sadece dört adet faul yapmıştı. Sanki Sivasspor teknik direktörü Muhsin Ertuğral Fenerbahçe’nin duran top üstünlüğünü göz önünde bulundurarak futbolcularına rakibe sert müdahalelerde bulunmamasını uyarmış da Sivassporlu oyuncular bunu rakibi durdurmamak şeklinde anlamışlardı. Gerçekten de teknik adamın istediği oldu; Fenerbahçe karşılaşma boyunca kornerler hariç tek bir duran top atışı yapamadı. Bu durum da en çok Fenerbahçe’ye yaramış oldu.

Maçın ikinci yarısı Fenerbahçe için antrenman gibiydi. Hatta herhalde Fenerbahçe kendi PAF takımı ile oynamış olsa bu kadar kolay gol bulamazdı.

Uğur Boral’ın iki golü Süper Lig seviyesindeki bir takımın yememesi gereken türdendi. Birinci oldu ki büyük hataydı; ancak ikinci kere tekrarlanması hata boyutunun da ötesine geçiyor. Uğur çok iyi oynadı. Sol tarafta etkili akınlar geliştirdi.

Geçen hafta alınan sarı kartlar yüzünden bir anda takımın iskeleti cezalı duruma düşmüştü. Fenerbahçe’nin emektar oyuncuları Deniz, Selçuk, Uğur Boral’ın ne yapacağı hemen herkesin merak ettiği bir soruydu. Aslında kadro zenginliği dediğimiz şey de bu olsa gerek. Adını saydığımız futbolcuların geçtiğimiz senelerde Fenerbahçe’nin as oyuncuları olması belki de yıllardır tarif edilmeye çalışılan takım kurgusunun oturuyor olduğunu hissettirdi.

Bu söylediğimiz şeyin karşılığı Manchester’da, Liverpool’da var. Öyle olduğu içinde belli bir çizgiyi devam ettirip, sürekli istikrarlı bir yapı içinde kalabiliyorlar. Takım iskeleti ile sürekli oynayan takımların da hali ortadadır.

Fenerbahçe’nin son beş yıllık çizgisini izlediğimizde kadrosunu korumaya gayret gösterdiğini takip edebiliyoruz. Yirmi sene önce olsa belki de Deniz, Selçuk gibi oyuncular birkaç sene içinde takımdan giderlerdi. Örneklerini çokça gördük. Oysa kalmaları, yedek kulübesinde görev beklemeleri gerektiğini Sivasspor maçında bir kere daha anladık.

Kuşkusuz burada sözü Semih Şentürk’e getireceğiz.

Bazen takımın emektar oyuncuları kulübüyle sorunlar yaşar. Mutlu aşk olmadığı gibi profesyonel hayatın içinde de problemsiz bir iş ilişkisi de olmaz. Semih’in bu sene yaşadıklarının her iki taraf için önemli tecrübeler olup, bunların unutulması ve bugün bir kere daha gördük ki Semih’in bu takımın içinde kalması çok önemlidir. Semih Şentürk bugün sadece Türkiye’nin değil, belki de Avrupa’nın sayılı on santraforu arasındadır. Güiza’nın bu sıralamada yerinin Semih’ten en az on sıra geride olduğunu düşünüyorum.

Semih’in attığı ikinci yani Fenerbahçe’nin oyunu koparmasını sağlayan gol onu işte o ilk sıranın içine yerleştiriyordu.

Hatırlar mısınız, Antalyaspor maçı sonrasında Beşiktaş için belli bir hücum şablonunun olmadığından söz etmiştik. Geçen hafta Özer’in attığı gol ile Semih’in birinci golü birbirinin nasıl benzeriydi?

Sivasspor tek devrelik bir mücadele verdi. Aslına bakılırsa Sivasspor’un bu eksikliğini Süper Lig’in birçok takımı yaşıyor. Fenerbahçe gibi kondisyon sorunu olmayan güçlü takımlar oyun içinde yanlış yapmadıkları sürece karşılaşmaları ikinci yarılarda çözebiliyorlar. Geçen hafta İstanbul’da hem Fenerbahçe hem de Galatasaray’ın çok kötü hava ve saha koşullarında nasıl bir mücadele ortaya koyduklarını izlemiştik. Her iki takım da son çeyrekte sonuca gitmişti.

Sivasspor da ilk yarı elinde ne var ne yok her şeyi bitirince ikinci yarı nefessiz kaldı.

Mehmet Yıldız gibi oyuncuların şehir takımları için ne kadar önemli olduğunu Sivas’ta bir kere daha gördük. Mehmet Yıldız mükemmel bir gol atarak sahalara dönerken Sivaslı futbolseverlerin de gönlünü alıyordu. Bu tek devrelik mutluluğun maçın sonuna yansımaması Sivas için kötüydü elbette. Mehmet Yıldız saha kenarına alınırken bütün Sivaslıların ayağa kalkması güzel bir görüntüydü. Dileyelim ki Sivasspor lige tutunsun ve Mehmet Yıldız da bu takımın sembol oyuncusu olarak yıllarca mücadele etsin.

Fenerbahçe Sivas’tan istediğini alarak dönüyor. İkinci yarıya da iki de iki yaparak başladı. Takımın oyun arzusunun üst düzeyde olduğunu görebiliyoruz. Kuşkusuz bu arzunun sahaya güçlü yansımasını sağlayan futbolcular vardı. Mehmet Topuz ile Özer her geçen gün biraz daha bu forma ile bütünleşiyor.

Mehmet Topuz’un mutlak iki pozisyonu harcaması ise maç içinde fazlasıyla akıllarda kaldı.

Uzay Gökerman