Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '13

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe'ye “çeyrek”, Salih Uçan'dan... (Tur, bir gitti, bir geldi!)

Fenerbahçe'ye “çeyrek”, Salih Uçan'dan... (Tur, bir gitti, bir geldi!)
 

“Çeyrek”, daha çok neyi çağrıştırır?

Yılbaşı çekilişi değilse, olağan çekilişlerde o kadar bir değeri yoktur, “çeyrek bilet”in. Ama söz konusu, “altın”sa, “çeyrek altın”, değerini her zaman/ yerde korur.

Ya konumuza uygunsa?

“Çeyrek finali” göremeyen de çoktur; buna sanki “abone” olan da...

Türk futbolu için önemli bir haftanın iki günü 12 Mart’la 14 Mart... Önce Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde; sonra Fenerbahçe, Avrupa Ligi’nde “çeyrek final”e ulaştı.

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman’ın deyişiyle ikisi de “nisan”ı gördü

Nedir nisanı görmek?

Futbolda bunun adı, ilk aşamada “çeyrek final”, ikincisi “yarı final”... Zaten “nisanı gören”, ilk aşamayı görmüş oluyor. Hele ikincisini görmek/ aşmak, onun tadına doyulmaz; çünkü ötesi “mayıs”tır.

Mayısı görmek, “final”in öteki adı oluyor.

*****

Umut tükendi mi, umuda taşıyacak yola girmenin anlamı olmaz. Çevreye karşı ayıp olmasın diye çıkılıyorsa ortaya, o başka. Kuşkusuz, futbolda umut, son saniyeye kadar sürer, son düdük çalınca, yayılan ya hüsrandır ya da sevinç çığlıklarıdır.

Hüsran, “çöküş”ün; sevinç, “başarı”nın adıdır.

Yaşananlar, karşıtlıklarla gelen duygular; yeşil çimlerde, tribünlerde,  ekran başlarında, kulağı radyoda olanlarda ya tavan yapar ya da dibe vurur.

Futbolda, gün gelir, bir maçın sonucunu anlatmak için “tercihli” bir soru gündeme oturur:

Veda mı, devam mı?

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman’ın deyişiyle Galatasaray, “nisan”ı görmüştü. Görme sırası, taraftarının maçı tribünden görme olanağı elinden alınmış Fenerbahçe’ye gelmişti. Bu, geçen hafta dışarıda elde edilen 1-0‘lık skora bağlanan bir fırsattı.

Bilinir ki, fırsat, ya “tepilir” ya da “kullanılır”...

İşte, “Veda mı, devam mı?”, bu fırsatın “nasıllığı”na bağlıydı.

Fenerbahçe, “ezeli rakibi"ni, farklı kulvarda da olsa, Avrupa’da yalnız bırakmadı; Salih Uçan'la “Bir ‘çeyrek” de benden...” dedi.

*****

Viktoria Plzen'in Teknik Direktörü Pavel Vrba, geçmiş özlemi içindeydi:

“Fenerbahçe'ye sürpriz yapabiliriz. Napoli'yi elediğimiz gibi, oradaki maç sonucu gibi sürprizler çıkabilir.”

Her yerde/ alanda/ durumda “sürpriz” olasılığı vardır. Ama bunu, daha çok, karşınızdakinin tavrı belirler. Futbolda da öyle, rakibi önemsemez, küçümsersen, başına geleceklere da katlanacaksın.

Aykut Kocaman, ilk maç olduğu gibi, bu maç için de Viktoria Plzen’i hafife alacak tek sözcük söylemedi, üstelik zorlu bir rakip olduğunu her fırsatta vurguladı. Böyle düşünen bir teknik adam, önlemlerini de ona göre alacak/tı.

Ya, son sözü söyleyecek futbolcular?

(“Var”lar içinde “yok”lar da önem taşıyorsa, öteki “var”ları öne çıkarmak gerekir. Fenerbahçe'de “yok”ların başında cezalı Meireles ile sakat Webo geliyordu. Bir de statü gereği izleyici konumuna düşen Emre Belözoğlu...)

*****

Fenerbahçe, kazanacağı maçı neredeyse yitirecek, “çeyrek final” elinden kayacaktı. 1-0‘lık skorun verdiği avantaj, kuşkusuz, Fenerbahçe’nin oyununu etkiledi. Çünkü yenilmediği sürece, tur, “çantada keklik”ti.

Fenerbahçe, maçı zaman zaman önemsedi, zaman zaman hafife aldı. Viktoria Plzen de öyle... Biri bocalarken öbürü atağa kalktı, fırsatlar yakaladı.  En çok fırsat yakalayan Fenerbahçe olmasına karşın, en sıkıntılı anlar yaşayan, taraftarına yaşatan da Fenerbahçe oldu.

Fenerbahçe, geri pasların, geride rakiple başka başa kalmanın sıkıntısını yine yaşattı. Topu gerektiğinde kornere bile atacaksın. Fenerbahçe’de topu taca atmak sanki gol yemeye eşdeğerdi. Zor durumda topu taca atmayı düşünemeyen Bekir, Viktoria Plzen'in eşitliği sağlamasına yardımcı oldu. Oysa sakatlanan Mehmet Topal’ın yerine giren genç Salih Uçan, Fenerbahçe’yi öne geçiren golü atmıştı.

Fenerbahçe, sıkıntılı anlar yaşamasına, televizyon başındakilere o anları yaşatmasına karşın, fark yaratacak fırsatları da “bozuk para” gibi harcadı.

Ya Viktoria Plzenli futbolcular?

Birden fazla gol atacak beceriyi gösteremediler. Hele, 90+1’de kaleci Kozacik, az kalsın Volkan Demirel’i avlayacaktı. Avlayamadı, çünkü topa vuramadı.

*****

Galatasaray’dan sonra Fenerbahçe’nin de Avrupa yolu açık...

Avrupa’da nisanı iki takımla görmek, Türk futbolu için önemli bir başarıdır.
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..