Fenere yakıştı-1/907 (Ders-2)

Dedik ya, aslında cevap yazısı yazmak bizim işimiz değil, hele değmeyecekse.. ancak söyleyecek sözümüz olmadığı anlamına gelmesin diye bazı konuları yazalım:

1-Emre.. Allah şahidimdir ki alamadığımızdan değil, alınması gündeme geldiğinde bile midem ağrımıştı sinirden, Adnan Polat'a bir kez daha kızmıştım. Tribünlere yaptığı hareketler, basın tribünlerindeki spor yazarlarına "kol böreği" ikramı, İsviçre maçında yaşanan rezaletlerdeki başrolü, hemen her maçta hakemlere böceklermiş gibi muamele, rakiplere kasti girmeler, hakemin eline vuracak kadar şımarık bir ruh hali, mimiklerindeki yakışıklıksızlık, İngiltere'de ırkçılıkla suçlanması, eliyle yaptığı kafa kesme işaretleri, boğaza sarılmalar.. yazmakla bitmez... Bu "topçu"yu almak fenere yakıştı..

2-"Ben Beşiktaşlıyım ve sadece Beşiktaş'ta oynamak istiyorum" diyen Mehmet Topuz'u almak iyi (!) bir hareket, müthiş bir güç gösterisi. Bunu dediği halde Beşiktaş'ı satan bir zihniyetin yarın kendisini de satabileceğini hesaplamadan onu fenere almak ve "Bana bunu diyecek bir adamı ben hayatta almam" diyememek fenere yakıştı..

3-Mehmet Topuz'u İstanbul havaalanına getirmeyi müteakip, koskoca fenerbahçe başkanının onun şöförlüğünü yapması hem ona hem de fenere yakıştı..

4- Her maçta pankart açılacak kadar fener lehine yapılan hataların ayyuka çıktığı sezonda, sırf "el değmemiş bir lig istiyoruz" pankartını haksız çıkarmak için (sanki elle gol sadece bu maçta atıldı) Anelka'nın golünün elle ve faulle değil sadece faulle atıldığını iddia etmek, gözün gördüğünü inkar etmek bazı fenerlilere ve fenere yakıştı..

5-Bütün takımların fenerden nefret etmesinin, tüm stadlarda protesto edilmesinin fenerbahçenin büyüklüğünden olduğunu sanmak fenere yakıştı..

6-Kazım'ın internet sitesinden 8JK yazması (bir taraftar yazsa, espridir, şaka yollu kızdırmadır der geçeriz.. aynı maçta kırmızı kart görmesi ilahi adalet) kendisine, hiçbir fenerlinin bunu eleştirmemesi de fenere yakıştı.. Ayrıca bu şımarık topçu da fenere yakıştı..

7-GS-FB basketbol maçından sonra demeç veren fenerbahçeli yöneticinin maçta olan olayları kastederek (bu konuda GS taraftarını şiddetle eleştirdiğim yazım vardır) halen cezalı oldukları Efes maçında olanları sanki başka bir ülkede yaşamışız gibi "ben hiç böyle bir şey görmedim" demesi, hem sorumlu bir yöneticiye hem de fenere yakıştı..

8-Türkiye kupasını hakem hatalarından dolayı alamadıklarını iddia eden bazı fenerlilerin, 2. ligden Lüleburgazspor'a ve 3. ligden Pendikspor'a da elendiklerini unutmuş olmaları fenere yakıştı..

9-Çok önemli olmadığını iddia ettikleri Türkiye kupasının finallerinde; gerek G.Saray'a 5-1 yenildikleri maçtan sonra, gerekse Beşiktaş'a kaybettikleri diğer final maçlarından sonra, rakiplerini tebrik etmeye ve ikincilik kupa ve madalyalarını almaya çıkmayacak kadar hazımsızlık yaşamak fenere yakıştı..

10-Efes maçı sonrası sahaya inerek tekme tokat dövdükleri Efeslileri maçtan sonra dövmüşler oysa "parmaklı" G.Saray maçında daha maç bitmeden seyirci sahaya inerek şaplak atmış. Dolayısıyla ikisi karşılaştırılmazmış.. Bu açıklama, sahalarındaki olayları engellemek için ellerinden geleni yaptıkları iddiasında olan fenere yakıştı..

11-Efes maçından sonra onlarca kişinin sahaya inerek başta Kaya Peker ve Charles Smith olmak üzere Efes'li basketbolcular ve E.Ataman'ı tekme tokat dövmelerini ve sahaya yüzlere kişinin yabancı madde yağdırmasını resmi sitesinden açıklama yaparak "büyük taraftarlarımızın arasına karışıp bu istenmeyen olaylara sebebiyet verenler" olarak niteleyerek kendi taraftarını aklamaya çalışmak ve kıvırmak fenere yakıştı..

12-Bir meslektaşına (Emre Aşık) arkadan gelerek ölümüne bile sebebiyet verebilecek şekilde kafa atmak (Lugano) bir fenerliye, böyle bir futbolcunun aldığı cezaya itiraz etmek ve sezon sonunda sanki dünyada başka futbolcu yokmuş gibi yine bu futbolcuyla anlaşmak fenere yakıştı..

13-Tüm stadlarda (her nedense) Aziz Yıldırım'a küfredildiği için, küfürle mücadele iddiasında olan bir camianın, topyekün ercan saatçiyi savunması fenere yakıştı..

14-Pascal Nouma tribünlere dönerek elini şortuna soktuğu için Beşiktaş tarafından derhal gönderilirken, aynı hareketi Galatasaray maçında yapan Volkan'a sahip çıkmak fenere yakıştı..

15-Galatasaray'ın A.Gücü'nü 8-0 yendiği sezonu dillerine dolarken aynı sezon Beşiktaş'ın aynı A.Gücü'nü farka ihtiyacı olmadığı 7. haftada 4-0 ve 22. haftada Ankara'da 6-0 yendiğini bilmemek veya görmemekte ısrar etmek de fenere yakıştı..

16-Malatya'ya araba gönderilmesi ve 8-0 gibi kanıtlanmamış iddiaları sürekli gündeme getirirken, Samsun'a bavulla para göndermek (bu bir iddia değildi, bizzat parayı Aziz Yıldırım'ın talimatı ile götüren fenerlinin itirafıydı, hem de ses kayıtlarıyla ancak gereken yapıldı ve olay sessizliğe büründürüldü, biz buna medyadaki fenerin gücü diyoruz) ve İstanbulspor'a prim dağıtmak da (tescillidir) fenere yakıştı..

17-Karşılığında çok daha değerli bir araziyi (A.Sami Yen) bedel olarak vermesine rağmen sırf fenerbahçe gibi bir gecekondu (yasal olarak ruhsatsız) yapmadığı için Seyrantepe'yi diline dolarken, Ataşehir'de usüllüce götürülen yerlerden bahsetmemek fenere yakıştı..

18-Sulu derbiyi sürekli gündeme getirirken, Hasan Şaş'ın kafasında omletle maç yaptığını ve G.Saraylı futbolcuların korner bile kullanamadığını hiç hatırlamamak da fenere yakıştı..

19-Galip geldikçe "hakem hakkında konuşmuyoruz" demek ancak yenildikleri her maçta hakemi suçlamak da fenere yakıştı..

Devamı var..

.......................

E şimdi ne oldu be kardeşim? Al bak ben de yazabiliyorum.. Bu tür tartışmaların bir sonu var mı? Nereye kadar? Birilerini etkileyip birileri boğazlanıncaya kadar mı? Bu nefret hangi candan daha önemli? Ya da bizim Galatasaray'ımız veya sizin takımınız daha mı önemli bir candan? Bir insandan? Bir ocaktan? O zaman mı rahatlayacaksın? O zaman mı "militan düşman fanatikliğin" sona erecek? Bu nefret seni yaşatan tek şey mi? Yatıyor kalkıyor nefretini kusuyorsun.. rahatla artık..

NOT: Galatasaray'a nelerin yakıştığını anlatmak için yorulup yorum yapmayın, o zaten yapıldığı için bu yazıyı okuyorsunuz şu anda.. Sevgili fenerbahçeli dostlar kusura bakmasın. Bu yazı; bu tür yazıların ve söylemlerin bir sonunun olmadığını göstermek için yazılmıştır. Herkes muhakkak ki kendisini haklı görecektir. Stadlarda tribünlerin yarı yarıya paylaşıldığı derbileri tekrar görmek ve yaşamak, tadını çıkarmak dileğiyle..