- Kategori
- Sinema
Fetih 1453 üzerine...
Fetih 1453
Basında yoğun tanıtımı yapılmadan ve kendiliğinden ünü yayılan bir sinema filmine tanıklık ediyoruz. Gösteriminin ilk gününün ardından 2. günde kapalı gişe yapması ve bunu taşra da "Amasya'nın güzel ilçesi Merzifon'da” yapmasına tanık oldum. Bir önceki gün Ata Demirer in "Berlin Kaplanı" nı izledikten sonra çıktığımız salondaki izdiham (Gerçekten alışkın olmadığım yoğunlukta insanlara tanık oldum) dikkatimi çekmişti...
Sanırım İstanbul un fethi ve Fatih Sultan Mehmet'e olan hayranlığında bu izdihamda büyük etkisi var.
Fetih 1453 : Genelde beğendim.Buna karşın İlk yarısında sıkılmadım desem yalan olur. İkinci yarısı ilk yarıdan çok daha iyi. Kuşatmanın ve fethin bütün geriliminin, heyecanını ve nelere mal olduğunu gösteriyor. Birazcık daha az milliyetçi olmasını... örneğin ele aldığı dinsel öğeler özellikle Ortodoks ve Katolik dünyasına dair çelişkinin bu kadar irdelenmesini de pek anlamadım… Hele Orhan ın durumu ve Türk beyliği konusu ise sanki çok eğreti durmuş… Tabi işlediği dini öğelerse dönemin gerekliliğinin kaçınılmaz sonucu. Daha doğrusu HZ. Muhammed den sonra önemli iki kazanımdır; Kudüs ve İstanbul un fethi... Açıkçası Tekbir sesleri ve toplu kılınan namazın efsuni etkisi ise tüm sinema salonunu etkisi altına aldı.
Her ne kadar yeni yüzler denedik dese de yönetmen; tam oturmamış karakterler. Neden bu yolla başvurulmuş onu da anlamak çok zor. Mehmet in donuk bakışları ve fiziği bana göre çokta oturmamış. Umarım yanılmıyorumdur. Çünkü epey oldu izleyeli sanki “Cennettin Krallığı” filminden özellikle Selahattin kostümünden, duruşundan ve bakışından “rol çalma” yapılmış hissine kapıldım.
Filmin aklımda kalan özeti kısaca; Hz. Muhammed’in Konstantiniyye’nin fethine dair sözleriyle açılan film, II. Mehmed’in (Devrim Evin) tahta ikinci kez çıkışıyla devam ediyor. Daha önce tahttan inmiş bir padişah olduğu için halkın ve ordunun güvenini zorlukla kazanan II. Mehmet, Osmanlı’nın ilerlemesini sürdürmesi için Konstantiniyye’nin fethinin şart olduğunu bildiğinden siyasi ve askeri hazırlıklara başlıyor. Filme paralel ilerleyen aşk hikâyesinde başından beri Fatih’e bağlılığıyla öne çıkan ve fetih sırasında önemli rol oynayan Ulubatlı Hasan (İbrahim Çelikkol), fetih için eşi benzeri görülmemiş bir top hazırlayan Urban Usta’nın (Erdoğan Aydemir) kızı Eray’a (Dilek Serbest) âşık oluyor.
İşin özü; Kötü diye tabir edilebilecek aktör ve müziğik seçmine rağmen, bu film Türkiye de ciddi gişe hasılatı yapar.Edirneden dışarı çıkar mı? Bilemiyecem... Hatta hasılatın yanında sinemada ciddi bir kızışmanın başlangıcı olur. Sevgili sinema severler size acizane önerim; eskileri unutun yenilere hazır olun derim.
İyi seyirler.
Hasan Dede
18. 02. 2012 MERZİFON
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır